Her davranışın, her beklentinin bir cevabı vardır.
Mayıs Hıdırellez Günü sahile gidilerek kuma yada toprağa ev, araba veya kadın resimleri çizilir, böylece çizilen bu resimler sayesinde ileride onlara sahip olunacağına inanılır. Yine Hıdırellez Günü’nde kadınların iş yapması kötüye yorumlanır, yeşil ot koparmanın uğursuzluk getireceğine ve bundan dolayı tarlada çalışmanın uygun olmayacağına inanılır.
Hıdırellez’de cuma namazından ilk çıkan kimsenin asma kilidi anahtarla açması halinde kız ve erkelerin kısmetlerinin açılacağına vesile olacağına, cuma salası okunurken bekar kızların bahtlarının açılması için kilit açtırmak, bahtın açılması için ezan okuyana mendil veya eşarp sallatmak gibi inançlar mevcuttur.
Nazar konusunda bir takım halk inançları oluşmuştur. Bunlar nazar değmemesi için hayvan başı veya boynuzu, kağlumbağa kabuğu, karaçalı dikeni, at nalı, çocuk ayakkabısı, sarımsak, üzerlik, nazar boncuğu takmak gibi. Yine kurşun döktürmek, bağ ve bahçelere kuru hayvan kafası asmanın ziraatı nazardan koruyacağına inanılır.
Ağaç ve seraları nazardan korumak için görünür bir tarafa zakkum dalı veya hayvan kemiği takmak, gök renginde gözü olanlarla göz göze gelindiğinde nazar değeceğine inanmak şeklinde özetlenebilir.
Ayrıca sevgi, nefret, hastalık ve benzeri ihtiyaçlar için falcılara, büyücülere gidilir. Yıldıznameye baktırmak, kahve falına bakmak, çalınan veya kaybolan malın bulunması için üfürükçülere veya kahinlerin kehanetlerine başvurmak, kaybolan bir hayvan için kurt ağzı bağlamak gibi bu konuyu örneklemektedir.
Ay ve Güneş tutulmasında silah atılır veya teneke çalınır. Ay veya Güneş tutulması iyiye yorumlanmaz. Yine camiye giderken cami duvarının öpülmesinin iyi olacağına ve açık kalan seccadenin üzerinde şeytanın namaz kılacağına inanılır.
Baykuş Romalılar tarafından uğursuz kabul olunurdu. Bir Romalı baykuşun ötmesini bir felaketin başlangıcı olarak telakki ederdi.
İnsanın veya arcın önünden tilki veya kaplumbağanın geçmesi hayra yorulur.
İki yılanın birbirine sarıldığı zaman üzerilerine mendil atmanın ya da başörtüsü atmanın tutulan dileğin yerine geleceğine inanmak gibi, yine ayak parmaklarından ikincisinin başparmaktan uzun olanın kısmetinin açık olduğuna inanılır. Boş beşik sallayınca, çocuğunuzun veya bebeğinizin başının döneceğine inanılır.
Aşık kız, sevdiği erkeğe mendil verir. Kız çeşme başında ya mendilini düşürür ya da başörtüsünü. Sevdiği erkeğin bunu alması için. Sevdiği erkek bunu alırsa onunla ömür boyu mutlu olacağına inanır.
Elinde ben olanların güzel yemek yapacağına inanmak, Hıdırellez’de pirinç başına dua edilerek dilek tutulup, pirinci suya atmanın hayırlı olacağına inanmak, yeni gelin olanın yorganının içine şeker konularak, evlenenlere mutluluk dilemek belki de onbinlerce halk inançlarımızdan sadece birkaçıdır.
Her davranışın, her beklentinin bir cevabı vardır. Halkın bu davranışları ve inançlarına her an her yerde rastlamak mümkündür.