Dolar 34,2147
Euro 37,2956
Altın 2.927,11
BİST 8.860,30
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 30 °C
Açık

Haftanın Kitabı | Loka Mata ( Seneye Yine Gel) | Handan Ünlü Haktanır

22.04.2021
1.340
A+
A-
Haftanın Kitabı | Loka Mata ( Seneye Yine Gel) | Handan Ünlü Haktanır

Londra’nın eski sefiresi Handan Haktanır’ın ‘Loka Mata Seneye Yine Gel’ başlıklı kitabı yayınlandı.

Türkiye’nin eski büyükelçilerinden Korkmaz Haktanır’ı 14 Mayıs 2019’da kaybetmiştik. Haktanır ailesi toplumda kalıcı izler bırakmıştı.

Handan Haktanır sosyal medya hesabından kitabını şöyle duyurdu:

“Değerli dostlarım, Hindistan’a olan tutkumu sanırım hepiniz biliyorsunuz. O tutku beni nâcizane bir roman yazmaya sevk etti. Önümüzdeki hafta başından itibaren internetten kitap satışı yapan tüm sitelerde satışa sunulacak. Umarım okur ve beğenirsiniz. Hepinize en içten sevgilerimi yolluyor, sağlıklı günler diliyorum.”

Yazarın yolculuğu ve rüya durakları..

“Handan Haktanır, ilk kitabı Loka Mata’da yolculuk ile rüya temalarını gizemli coğrafyalarda anlatır.

Loka Mata’nın başkişisi arkeolog Sanem’i rüya gibi bir Hindistan yolculuğunda tanırız. Bu mistik yolculuk, okura gerçeğin içindeki rüyayı, rüyanın içindeki gerçeği aynı zamanda sunar. Önümüzde sanki Hindistan’a bir geçit açılmıştır ve Sanem’in gözüyle biz bu karmaşık coğrafyayı seyrederiz. Aşılmaz kast sisteminin en altında sıkışıp kalmış kadınlara, Taç Mahal’in sahibesi Cihan Hatun’a, külleri kutsal Ganj’a savrulan Bimla’ya rastlarız. Son sayfaya kadar arkeolog Sanem’in zihninin içinden okurken, biz de onunla aynı ilgiyle Hindistan’ı gezeriz. “

Çiğdem Ülker

DÜŞÜNSEL KULVARLAR

Bilinçaltının karanlık odasından süzülerek gelen, oradan sızan pek çok görüntü, rüyaların sınırı belirsiz mekânında kendini açık eder. Eğer, şifresini doğru okuyabilirsek rüyalarımız, yaşamımızın en derin hikâyesini anlatır. Jung’un deyişiyle söylersek, rüya, bilinçaltının aklından neler geçtiğinin ipuçlarını verir.

Rüyalar, yazınsal yolculuğun da ana duraklarından birisidir. Rüya ile benliğin bölünmesi arasındaki ilişki edebiyatçıya düşünsel kulvarlar açar. Borges’in Rüyalar Kitabı’ndan başlayarak, Cortazar’a, Murakami’ye çıkar yolumuz. Cortazar’ın Bestiario, Final del Juego ve Las Armas Secretas adlı kitaplarındaki kişilik bölünmesi ve ruh göçü teması Poe’da da vardır, Kelebeğin Rüyası’nda da.

Sigmund Freud, 1899’da, Düşlerin Yorumu’nda, her rüyanın, doğrudan doğruya sahibiyle ilgili olduğunu hatta rüyada görülen başka insanların bile rüyayı görenin özdeşimi olduğunu yazar. Freud’un saptamasına göre, en önemsiz bir izlenim bile rüyada yeniden canlanmakta ve yeniden üretilmektedir.

SANEM’İN SEYAHATİ

Handan Haktanır’ın kahramanı Sanem’in Hindistan seyahati, bu genç arkeoloğun tüm özlemlerini karşılayan harikulâde bir yolculuktur. Yakışıklı Sudar’ın Hindistan’daki köşkünde misafirdir, çok sevdiği ve yalnızlığını dert edindiği annesi yanındadır. Hindli genç Sudar, hem Sanem’e âşıktır hem de bütün Hint mitolojisini ona anlatabilecek kadar bilgili, yorumlayacak kadar bilge bir delikanlıdır.

Olan biteni bu renkli coğrafyada geçen bir öykü gibi okuruz. Kadın haklarına duyarlı bir bilim insanı olan Sanem’in Hint tanrıçalarına olan ilgisini, Hindistan kast sistemine olan protestosunu, ana tanrıça Loka Mata’ya sevgisini takip ederiz. Sanem’in hayattan istediği her şey sanki gerçekleşmektedir.

Kaya’nın kırdığı kalbi Sudar’ın aşkı ile iyileşmektedir; annesi artık yalnız kalmayacaktır, Anadolu mitleri ile Hint mitolojisi arasındaki benzerliği görmek ona büyük bir meslki haz vermektedir. Hindistan’da o da hayat yoldaşını bulmuştur. Üstelik Sanem, yıllardır üstünde çalıştığı mitolojilerin gerçekleştiğine tanık olmakta, kendi reenkarnesine bile burada rastlamaktadır.

HAYALLERİN BEŞİĞİNİ SALLAYAN RÜYALAR
Son sayfaya kadar okuduğumuzun aslında Sanem’in gördüğü bir rüya olduğunu anlamayız. Sanem’in yoğun bakım odasında ve koma halindeki beyninin içinde olduğumuzu fark etmeyiz. Roman, Freud’un rüya yorumunu kanıtlar gibi gelişmiş, öykü kişisi, arzuların cisimleştiği bir rüyanın içinde dolaşmıştır.

Sanem, -herkes gibi- uyanık belleğinin ulaşamayacağı bilgilere, odaklandığı şeylere rüyasında yönelmiştir. İki simetrik evren kızın hayatının ters yüz edilmiş bir aynası gibidir. Rüyalar her zaman olduğu gibi hayallerin beşiğini sallayarak gelmiştir.

Jorge Lois Borges, rüyaları derlediği Rüyalar Kitabı’nın ön sözünde, bu metinsel rüyaların bazılarını anımsatırken, “edebiyat kendi gördüklerimize nazaran çok daha net bir biçimde hatırladığımız rüyalarla doludur” der ve biz de Alice’in Harikalar Diyarı’ndaki, Gregor Samsa’nın Dönüşüm’deki, Shakespeare’in oyunlarındaki, Anna Karenina’nın kehanet gibi rüyalarını anımsarız.

Onların rüyalarındaki şifreleri çözmek, okuma zamanımızın çetin bir görevidir ama Samsa’yı, Anna’yı, Haruki Murakami’nin Naoka’sını biz hep rüyaları aracılığıyla tanırız.

Rüyaların dili her zaman karmaşık ve anlaşılmazdır ama kişinin bilinç dışı alanında bulunan malzemeyi gün ışığına çıkarır. Ve rüyalar, pek çok insanın zannettiği gibi gelecekten değil aslında geçmişten haber verir.

Doğru yorum; rüyamızı yorumlamanın; kendimizi tanımanın, bilinçaltına ittiğimiz tutkularımızla ya da geçmişteki travmalarımızla yüzleşmemizin bir aracı olduğudur. Rüya, sadece psikanalizin değil edebiyatçının da faydalandığı anahtardır, zaten edebiyatın kendisi de karmaşık psikolojik süreçlerin ortaya koyduğu ürünün adı değil midir.

Loka Mata / Haktanır Handan / Luna Yayınları / 2020

Kaynak: Cumhuriyet Gazetesi

Gazeteci Yazar Dursaliye Şahan
Yazı Aölyesi Edebiyat ve Sanat Platformu Dursaliye Şahan / Biyograf Özgeçmiş: Dursaliye Şahan Sivas’ın Geyikpınar Köyü’nde doğan Dursaliye Şahan; dört yaşında ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. İstanbul’daki banka memurluğunu, Londra’da temizlik işçiliği, öğretmenlik ve gazetecilik takip etti. Göçmenlik yıllarında, kadın, ırkçılık ve göçmenlik temalarının ağır bastığı öyküler, tiyatro oyunu ve romanlar yazan Şahan; uzunca bir süre Birgün Gazetesi'ne ve Avrupa Gazetesine röportajlar yaptı. Ayrıca Karikatürist Semih Bulgur ile birlikte, ‘Zabit Londra’da’ isimli haftalık bant karikatürünü hazırladı. Zaman zaman, çocuklar, engelliler ve yetişkinler için yazı atölyeleri düzenleyen Şahan, Anadolu Üniversitesi Radyo Televizyon Bölümünden mezun. Birçok öyküsü İngilizceye çevrilen yazar ayrıca hazırladığı sinema projesiyle 2012 yılında Kültür Bakanlığından senaryo yazım desteği aldı. Dizi projeleri de hazırlayan yazarın, çocuk gelinleri anlatan Güvercin isimli projesi ATV’de Sıla, Samanyolu’nda Küçük Gelin olarak oynadı. 2011 yılında Dr. Yahya Kanbolat Kısa Film Öykü Yarışmasında ve Türk Onkoloji Derneği’nin düzenlediği öykü yarışmalarında seçici kurul üyesi oldu. Yayımlanmış Eserleri: Şerbet (roman – 2020,)Benekli Vakvak (çocuk masalı – 2018 Sola Yayınları) Ayarsız Kadınlar Cemiyeti (roman – 2018 Sola Yayınları) Parantez Aşklar (öykü – 2017 Sola Yayınları) Tottenham Çocukları (roman – 2016 Sola Yayınları) Ah O Kadınlar (öykü 2016 Akademisyen Yayınları), Hikâye Hırsızı (2012- İşçi Edebiyatı Öykü Ödülü) Zabit Londra’da (Karikatür), Uçan Halı (Çocuk hikâyesi – Hatay Belediyesi sosyal proje) Fakir Cennet (öykü 2007 Crea Yayınları), Döndü (Halkevleri 1988 Öykü Ödülü) Düzenlediği kitaplar: Asi’den Taşan Öyküler, Ve Tanrı Aşkı Yarattı, Yahya Kanbolat Anısına Öykü Ödülleri Ödülleri: 2019 Cumba Kültür ve Sanat Platformu Öykü Ödülleri mansiyon (Ayşegül) 2019 Platform Avrupa Öykü Ödülleri birincisi (Asiye) 2019 İstiklâle Vefa Öykü Ödülleri / OKUNMAYA DEĞER ÖYKÜ 2016 Hematolojik Onkoloji Derneği ‘Kökten Değişen Hayatlar Öykü Ödülü’ (Hatice’nin Canı) 2012 Hikâye Hırsızı öykü kitabına; Abdullah Baştürk 2012 İşçi Edebiyatı ödülü 2007 Afyon Kocatepe Öykü Ödülü ('Alev') 2006 Hollanda Türk Evi, Hikaye ödülü. (Sakine) 2006 KASİAD(Kadının Sosyal Hayatını Araştırma ve inc. Dern.) Öykü ödülü (2068'de Bir Aşk Hikayesi.) 2006 Anafilya Öykü Ödülü (Kırro.) 2006 Edebiyat Dünyası Öykü Ödülü (Çay Şekeri.) 2005 CullTurkey Okuma Kulübü Öykü Ödülü (Takıntılı Kadın.) 2005 SES (Sağlık Emekçileri Sendikası) Öykü ödülü (Parmaklar.) 2004 SBS Radyosu Avustralya Öykü Ödülü (Parmaklar.) 1998 Halk Evleri Öykü Ödülü (Döndü kitabına.) 1996 Toplum Postası Türkçe Hikaye Ödülü (Kale) 1995 İmece Kadın Derneği Kadın Öykü Ödülü (Parmaklar.) 1987 Güneş Gazetesi Türkiye Öykü ödülü (Leo.) 1972 Hayvanları Koruma Cemiyeti Türkiye Orta Öğretim Hikaye Ödülü (Aynı.) Üye olduğu kuruluşlar: The Foreign Press Association, İngiltere Göçmen Sanatçılar Derneği, Türkiye Yazarlar Sendikası, Kadın Yazarlar Derneği, İLESAM, Türkiye Yazarlar Birliği dursaliye@gmail.com
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.