ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan

Günün Kitapları | Değerlendirme: Gazeteci Özkan Saçkan

28 ŞUBAT TARİHLİ GÜNÜN KİTAPLARI  

Kitapçıların raflarında yer alan 6 kitabı sizler için yorumladım.

AVRUPA’DA VE OSMANLI’DA CADILIK- BİLGE KADININ YOLCULUĞU: Kitap yalnızca cadı kimliğini ve bu kimliğin tarihsel süreçteki gelişimini anlatmakla kalmıyor, ayrıca bizim kültür kodlarımızda yer alan inançlar üzerinden içinde bulunduğumuz topraklardaki cadı kimliğinin izlerini de sürüyor. Tarihinde köklü bir büyü geleneği yatan Anadolu’da Avrupa’daki gibi bir cadı kimliği var mıdır?

MARA İLE DANN: Tekinsiz topraklar, ölümcül iklim değişmeleri savaşan kabileler ve kurtuluş umudu arasında iki çocuğun serüveni insanlığın unutuş ve keşif tarihini ince ayrıntılarla sergiliyor. Yazarın 1998 yılında kaleme aldığı bu kıyamet-sonrası motiflerle örülmüş yapıt, günümüzün iklim ve göç krizi eşiğinde özellikle önem kazanan bir uygarlık sorgulaması.

NAPOLYON BONAPARTE’IN HAYATI: Zaman zaman karakterine yakışmayan ve eşine azap veren aşklar yaşadı ama hiçbir zaman başka bir kadının, zihni üzerinde etkili olmasına izin vermedi. Henüz otuz beş yaşındayken Papa’nın huzurunda Fransız İmparatoru olarak taç giydi. Birkaç yıl içinde, modern tarihte eşi benzeri görülmemiş gücüyle Avrupa’nın etkin efendisi hâline geldi.

UYKUDA ÇOCUK ÖLÜMLERİ: Kitap Ali Teoman’ın ilk romanıydı: Yazarın daha sonra “Konstantiniyye Üçlemesi” adını verdiği kitapların da ilkiydi. Bu kitabı, üçlemenin ikincisi Karadelik Güncesi’nin yeni basımı ve ölümden kısa bir süre önce tamamladığı son romanı Gecenin Atları izleyecek…

BÜYÜLÜ TOHUMLAR: Bir devam kitabı olmaktan çok bir kimlik anlayışının hikâyesi olan kitap, çağımızın en önemli İngiliz yazarlarının birinin kendi geçmişiyle harmanladığı siyasi, akıcı, düşündürücü ve ince esprilerle örülü derin bir öyküyü anlatıyor. Hintli kahramanı Willie Chandran, kendine ait bir hayat arayışını sürdürüyor. Kim olduğunu bulma arzusu onu Hindistan’ın isimsiz ormanlarındaki gerillaların arasına, hapishaneye, yeniden Londra’nın lüks semtlerine ve elli yaşının olgunluğuna götürecek.

BATTIĞIMIZ BATAKLAR: Yazar, içerisinde hayatın nefes alıp verdiği öyküler yazıyor. Yanı başımızdaki kırgın ailelerin, toksin ilişkilerin, yalnız bırakılmış çocukların, yeri doldurulamaz kayıpların bataklarını anlatıyor. Bazılarının çıkmak için çabalarken daha da gömüldüğü, bazılarının dibe vardığını bile fark etmediği bataklar bunlar.

İşte o kitaplar;


//Cadının temsil ettiği doğaüstü güçler

AVRUPA’DA VE OSMANLI’DA CADILIK- BİLGE KADININ YOLCULUĞU. Tarih boyunca bastırılan kadın, bir başkaldırı olarak cadı kimliğiyle karşımıza çıkmıştır. Cadı, kendi şartlarıyla güce sahip olan tek kadın arketipidir. Bir erkeğin eşi, bir çocuğun annesi veya başka bir otoritenin uzantısı olarak tanımlanmaya hiç ihtiyaç duymaz. Bu kitapta Batılı anlamda bir cadı kimliğinin karşılığı aranmıyor. Cadının temsil ettiği doğaüstü güçler, büyü ve kadınlık unsurları üzerinden yaklaşılarak Osmanlı İmparatorluğu’nda cadı ve cadının temsil ettiği unsurlar ve bunlarla kurulan ilişkiler ele alınıyor.

144 SAYFA (DESTEK YAYINLARI)

 


//İklim ve göç krizi eşiğinde bir uygarlık sorgulaması

DORİS Lessing’ten MARA İLE DANN-Modern Klasikler Dizisi 218.Buzul çağı ile kuraklık arasında bölünmüş bir dünya. İnsanlar topluluklar halinde güneyden kuzeye, ılıman topraklara ulaşma umuduyla göçüyorlar. Bu uygarlık çöküşünün ortasında, ailelerinden koparılmış, masalların öksüz çocuklarını andıran iki kardeş, Mara ile küçük kardeşi Dann, tehlikelere karşı ücra bir köyde, yeni adlarla yeni yaşamlarına başlıyor, kuzeye yolculuğa katılıyorlar. Tekinsiz topraklar, ölümcül iklim değişmeleri, savaşan kabileler ve kurtuluş umudu arasında iki çocuğun serüveni insanlığın unutuş ve keşif tarihini ince ayrıntılarla sergiliyor. Yazarın 1998 yılında kaleme aldığı bu kıyamet-sonrası motiflerle örülmüş yapıt, günümüzün iklim ve göç krizi eşiğinde özellikle önem kazanan bir uygarlık sorgulaması.

600 SAYFA. (İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI)


//Napolyon’un gençliği ve karşı konulmaz hırsı

JOHN Gibson Lockhart’tan NAPOLYON BONAPARTE’IN HAYATI. Savaş meydanında korkunç bir düşman, geceleriyse tutkulu bir romantikti. Napolyon Bonapart, tarihin en büyüleyici ve kutuplaştırıcı figürlerinden biri kabul edildi. Yazarın bu ayrıntılı biyografisi, ünlü Fransız kumandanı ve imparatorunu tüm göz kamaştırıcı yönleriyle ele alıyor. Napolyon gençliğinin ateşli enerjisi ve karşı konulmaz hırsıyla askerlik kariyerinde görkemli bir yükseliş gösterdi. Zaman zaman karakterine yakışmayan ve eşine azap veren aşklar yaşadı ama hiçbir zaman başka bir kadının, zihni üzerinde etkili olmasına izin vermedi. Henüz otuz beş yaşındayken Papa’nın huzurunda Fransız İmparatoru olarak taç giydi. Birkaç yıl içinde, modern tarihte eşi benzeri görülmemiş gücüyle Avrupa’nın etkin efendisi hâline geldi. Çöküşü de daha az dramatik olmayacaktı. “Hayatım yazılsa roman olurdu.” Napolyon Bonapart.

624 SAYFA.(İTHAKİ YAYINLARI)


//Bastığım yere çok dikkat etmem gerekiyordu

ALİ Teoman’dan UYKUDA ÇOCUK ÖLÜMLERİ. “İşte! diye atıldım heyecanla, ‘Benim üzerinde çalışmakta olduğum konu da bu: Uçölüm, yani Uykuda Çocuk Ölümleri. Size rastlamam ne büyük şans! Bana yardım edebilirsiniz belki. Bu bilgileri nereden edindiniz?” “İniş ne kadar sürdü, bilemiyorum. Kemerime sokuşturmuş olduğum yedek paftaları birbiri ardına tutuşturuyordum. Merdiven gitgide daha dikleşiyor, dehliz bir kuyuyu andıran dikey bir boruya dönüşüyordu. Bastığım yere çok dikkat etmem gerekiyordu ayağım kayıp aşağıya yuvarlanmamak için. Yatsı ezanını okuduktan sonra minareden inmekte olan bir müezzin gibi hissediyordum kendimi.”

447 SAYFA. (YAPI KREDİ YAYINLARI)

 


//İnce esprilerle örülü derin bir öykü

1. S. Naipaul’den BÜYÜLÜ TOHUMLAR. 2001 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan yazarın, Yarım Hayat (YKY, 2007) adlı romanında Afrika’da bıraktığı Hintli kahramanı Willie Chandran, kendine ait bir hayat arayışını sürdürüyor. Bu kez soğuk savaş sonrası Berlin’inde karşımıza çıkan Willie, kimliğinin peşinde kültürlerarası akıntılarda sürüklenmeye devam ediyor. Kim olduğunu bulma arzusu onu Hindistan’ın isimsiz ormanlarındaki gerillaların arasına, hapishaneye, yeniden Londra’nın lüks semtlerine ve elli yaşının olgunluğuna götürecek. Bir devam kitabı olmaktan çok bir kimlik arayışının hikâyesi olan kitap, çağımızın en önemli İngiliz yazarlarından birinin kendi geçmişiyle harmanladığı siyasi, akıcı, düşündürücü ve ince esprilerle örülü derin bir öyküyü anlatıyor.

344 SAYFA. (ALFA YAYINCILIK)

 



//Acının farklı yüzleri anlatılıyor

AHMET Erkam Saraç’tan BATTIĞIMIZ BATAKLAR. Çok uzakta bir yerlerde birtakım adamlar iriyarı kel ve yalnız bir adama kurşun yağdırıyordu, birkaç kötü adam ise bir kızın hayatına son vermek üzereydi. Sevil yerde, ben sandalyemde, ellerimiz çaresizce yanımıza düşmüş, öylece oturuyorduk. Ekrana baktım. Kandan kıpkırmızıydı. Sonra bir adamın yere düştüğü görüldü, ince bir inleme duyuldu ve ekranda bir yazı belirdi: “Yeniden Oyna.” “Yeniden oynayalım mı Sevil?” diye fısıldadım. Acının farklı yüzlerini, hiçbir filtreden geçirmeden, saklamadan, olabildiğince somut halleriyle karşımıza çıkaran, cesur bir ilk kitap.

80 SAYFA. (CAN YAYINLARI)

 

//

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.