ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Kitabı | Hayvanlar Nasıl Yas Tutar? | Barbara J. King

20.09.2021
417
A+
A-
Günün Kitabı | Hayvanlar Nasıl Yas Tutar? | Barbara J. King

Geçen sene Çiftlik Barınağı’ndan bir tavuk sahiplendim. Fiesta isimli bu simsiyah tavuk, Bronx’ta bir parkta dolaşırken bulunmuştu. Onu bulanlar, tavuğun daha önce o civarda bulunan diğer ölü tavukların nedeni olduğu söylenen, bir hayvanın kurban edilmesiyle yapılan Santeria töreninden kaçmış olabileceğini düşünüyorlardı. Olan her ne idiyse bu evsiz tavuk, güvenli bir yere getirilmişti. Benim onu sahiplenmem, tabii onu arka bahçeme getirip kedilerle oynaması anlamına gelmiyor.

Ben sadece onun Watkins Glen Barınağı’nda bakım masraflarını karşılıyorum. California’da iki ayrı yeri ve ülke genelinde de hatırı sayılır bir varlığı olan Farm Sanctuary (Çiftlik Barınağı), çiftlik hayvanlarını koruyor ve insanları onlarla ilgili yeniden düşünmeye davet ediyor. Son kampanyalarında çiftlik hayvanları “Biridir, bir şey değil!” sloganıyla vurguladıkları gibi… Çiftlik Barınağı’nda çalışanlar, barınağın internet sitesinde “Kendi kişisel deneyimimizden yola çıkarak çiftlik hayvanlarının kediler ve köpekler kadar farklı kişilik ve özelliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz.” diye yazmışlar.

Daha önceki örneklerde de gördüğümüz gibi bir hayvan, sevebilen ve yas tutabilen “birisidir.” 2006 yılında Foei gras ismi verilen, ördek ciğeri üretimi yapan bir çiftlikten kurtarılan üç tane yaban ördeği Çiftlik Barınağı’na getirildi. Foei gras, yani “yağlı ciğer”, ördeklerin ve kazların zorla beslenmesiyle elde edilen ve hayvanlara acı çektiren bir yöntem. Üç ördekte de yağlı karaciğer hastalığı ismi verilen hastalık tespit edildi. En kötü halde olanlar Harper ve Kohl ismi verilen ördeklerdi. Foei gras çiftliğinde tedavi edilmeyen kırıklar nedeniyle Kohl’un bacakları deforme olmuştu. Harper’ın ise bir gözü kördü. İki ördek de insanlardan inanılmaz derecede korkuyorlardı. Bütün bu tablo içindeki en büyük lütuf, İkisinin yakın arkadaş olmuş ve neredeyse bütün zamanlarını birlikte geçiriyor olmalarıydı. Kohl ve Harper’ın barınakta dört yıl boyunca yaşamaları, travmatik geçmişleri göz önüne alındığında sevindirici ama aynı zamanda beklenmedik bir durumdu. Kohl, artık tamamen yürüyemez hale geldiğinde ve acısını etkili biçimde dindirmenin bir yolu kalmadığında uyutuldu. Harper, işlemin yapıldığı ahırın dışından olan biteni izliyordu ve süreç sona erdiğinde arkadaşının bedenini görmüştü. Ahır içinde samanların üzerinde uzanıyordu. Başta arkadaşı Kohl ile alışıldık yöntemlerle iletişim kurmaya çalıştı. Yanıt alamayınca eğildi ve kafasıyla Kohl’ü dürtmeye başladı. Biraz daha inceleyip yeniden dürttükten sonra Harper, Kohl’un yanına uzandı ve kafasını ve boynunu Kohl’un boynuna dayadı. Saatlerce bu pozisyonda kaldı.

Harper sonunda ayağa kalktığında sığınakta çalışanlar, Kohl’un bedenini oradan götürdüler. Bundan bir süre sonra Harper, her gün bir zamanlar Kohl ile paylaştığı en sevdiği yere, küçük bir göletin kenarına gitti. Orada sadece oturuyordu. Onu potansiyel olarak yeni arkadaşı olabilecek yeni bir ördek ile tanıştırma çabaları işe yaramadı. Bu durum özellikle üzücüydü çünkü bu, artık Harper’ın yanında Kohl olmadan insanların etrafında daha da gergin olması anlamına geliyordu. Barınaktaki herkes Harper’in depresif halinin farkındaydı. İki ay sonra Harper da öldü.

Harper ve Kohl, bu kitabın temasının ördek posterleri olabilirler: Bir yerde yas varsa, orada sevgi vardır.

Çevirmen: Rengin Arslan, Raskolnikov Kitap, s.62-64

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.