Günün Kitabı | Gzze Tarihi | Jean-Pierre Filiu
Kitap Değerlendirme Yazarı: Ali İhsan Dilmen
Kitap antik çağdan başlayarak Gazze topraklarında yaşayan kavimler ve geçirdiği evreleri içeriyor.
İslam öncesi dönem, İslamın egemen olduğu zamanlar, Osmanlı dönemi ve 1.Dünya savaşı sonrası Filistin üzerine yapılan anlaşmalar, 2.Dünya savaşı ve bu topraklar üzerinde kurulan İsrail devleti, İsrail devleti ve yayılmacı politikaları, İngiltere, Amerika,Fransa, Rusya gibi devletlerden aldığı güç ve bölge devletlerinin Filistin konusunda yeterli duyarlılığa sahip olamamaları, olsalar bile güçlü bir diplomasi yürütmekte ortaya koydukları zaaflar sebebiyle yaşanan başarısızlıklar, bölgede yaşayan halkın sıcak çatışma ortamı içinde sürdürmek zorunda oldukları bir hsyat.
Filistin toprakları adeta bir açık cezaevi durumunda…
İnsanlar tethiş ve terörle yıldırılmak isteniyor, hergün çatışmaların ortasında yaşamak zorundalar.
Ülkeleri işgal edilmiş, mülkleri talan edilmiş, canlarına kasdedilmiş durumda..
Bu olumsuzluklarla birlikte ülkede ortaya çıkan direniş grupları arasında yaşanan egemenlik çatışmaları bir yanda..
Bu kitap özellikle Gazze’de yaşanan mücadflenin tarihini bütün yönleri ile ele almakta okura derli toplu bir bakış açısı kazandırmayı amaç edinmiş görünmekte..
Kitaptan bir bölümle kitaptan anladıklarımızı tamamlamış olayım.
Size kitaptan ilginç. bulduğum bir bölümü aktarıyorum.
“İçine 1948’deki sürgünlerin oluşturduğu ve daracık sınırlarını savaşın biçimlendirdiği Gazze Şeridi sadece İsrail istiyor diye vardır. Her zaman öngörülü olan Gurion (İsrail’in ilk devlet başkanı) çok erkenden böylesi bir mülteci yoğunluğunun Necef’in kuzeydoğusunda birikmesinin risklerini anlaşmıştı. Çünkü Sina’nın doğal sınır olması, Gazze’de diğer komşu ülkelerde gerçekleşmiş olana benzer bir yayılmanın olmasını engelledi.
Bu ülkelerde Amman’ın, Beyrut’un ve Şam’ın çevresinde oluşan mülteci kampları zaman içinde yayıldılar. Gazze Şeridi halkın en az üçte ikisi için devasa bir mülteci kampı haline gelmişti. Ben Gurion bu sorunu Gazze’nin ilhak edilmesi teklifiyle çözmeyi düşünmüştü fakat daha 1949 Lozan Konferansı’ında bu teklif yitip gitmişti. Bölge güney cephesinin kaynadığı bir yere dönüştü:İsrail burada gözdağı baskınları,ayrım gözetmeden bombardımanlar, ardından 1956’da kanlı bir bastırma harekatı düzenledi. Fakat Gazze 1957’de uluslararası baskı nefeniyle boşaltılmak zorunda kaldı ve ben Gurion’da başka seçenek olmadığından, 1967’ye kadar gerçek bir sükuneti sağlayan Nasır’ın otoriterliğine bel bağlamak kanaatindeydi….” shf:291
Kitap Tanıtım Bülteni | Bilge Kültür Sanat
Çok uzun bir süre Filistin tarihi Kudüs’ün etrafında ve sürgün anılarıyla yazıldı, âdeta Gazze kıyıda kalmış bir tiyatro sahnesinden ibaretmiş gibi. Oysa 360 km2lik bu kıyı şeridi tekrar en merkeze alınmalıdır, çünkü bu bölge hem birçok önemli şahsiyet yetiştirdi hem de 1948-1949’dan itibaren eşine az rastlanır bir mülteci yoğunluğunu sinesinde barındırdı. O zamanlar Mısır’ın ilhak etmek istemediği bu etrafı çevrili toprak parçası, kolektif bir ifade odağı, ardından da fedayinlerin beşiği hâline geldi.
Tam da burada FKÖ ve silahlı fraksiyonlar, 1967 sonrası Nasırcılığın yıkıntıları üzerinde geliştiler. Yine burada bu grupların mağlubiyeti 1972’de nihayete erince bölgenin bağımsızlığı İsrail lehine çevrildi ve İslâmcı hareketin atılımı elverişli hâle geldi. Ve yine burada Filistin Devleti’nin kurulmasına yönelik o büyük 1987 ayaklanması patlak verdi ve o rüya yine burada el-Fetih ile Hamas’ın 2007’deki kopuşlarıyla tuzla buz oldu.
Bu pul kadar toprak parçası, yüzyıllar boyunca imparatorlukların kavşağı, Levant ile Mısır’ın bağlantı noktası oldu ve bu nedenle bugün “bir açık hava hapishanesine” indirgenmemelidir. Savaşın cilvelerinin bir ürünü olarak bir “yok-mekân” olmaktan çok uzak olan Gazze elbette Filistin milliyetçiliğinin başlıca merkezlerinden biridir.
Elinizdeki bu kitap Gazze’ye ayrılmış ilk tarih araştırmasıdır: O uzun hikâyesini Antik Mısır medeniyetinden Osmanlı İmparatorluğu’nun sonuna dek getirip son yüzyılın olaylarını eşsiz bir titizlikle gözler önüne sermektedir.
Tarihçi ve Arapça uzmanı Jean-Pierre Filiu, Paris’in önde gelen Siyaset Bilimi Okulu “Sciences Po”da profesör olmadan önce Columbia (New York) ve Georgetown (Washington)’da ders vermiştir. Önemli eseri Apocalypse dans l’Islam (İslâmiyette Ahiret) 2008’de Augustin-Thierry ödülünü almıştır. Diğer eserleri: Les Neuf Vies d’Al-Qaida (el-Kaide’nin Dokuz Canı) (2009) ve La Révolution Arabe (Arap Devrimi) (2011). Arap-Müslüman dünyası üzerine yaptığı çalışmalar yaklaşık on iki dile çevrilmiştir.
Çevirmen: Eylem Alp
Yayın Tarihi: 22.03.2016
ISBN: 9786059241441
Dil: TÜRKÇE
Sayfa Sayısı: 384