Günün Kitabı | Garson | Mattias Faldbakken
Kitap Yorum: Meral Baltacı Nalbantoğlu
Oslo’da, tarihi Hills Restoranında çalışanların, müşterilerin restoran içindeki ilişkilerini konu alan bir roman Garson.
Neredeyse kurumlaşmış bir yer Hills. Kurallar, masalara konacak çiçekler, masaların müdavimleri, sipariş alınca söylenecek sözler belli, müşterilerin neye ne şekilde tepki verecekleri bile öngörülebilir. Bu katı yapı hafifçe eleştirilirken, restorandaki dengeleri, kuralları, davranışları değiştiren bir müşteri beliriveriyor: Hanım Kız. Değişime direnenler için bir baş belası.
Ben,
hikayenin içine girmekte biraz zorlandım. Karakterler, soğuk, uzak geldi. Konu
da bu haliyle, restoran evreninde sunulduğundan benim çok ilgimi çekmedi.
Garsonun, bar sorumlusunun, diğer çalışanların klasik müzik, sanat,
çiçek düzenlemesi, mimari gibi konulardaki sıradışı bilgi ve yorumları her ne
kadar gerçekçi olmasa da, bu bölümleri okumaktan çok hoşlandım.
Kuzey Edebiyatı’ndan bir örnek daha okumuş oldum.
“Önümüze altın tepside sunulan, bakımı yapılmış, akort edilmiş, ahenk ile
dans eden taş gibi kadın bedeninin, kadınların büyük bir çoğunluğunun
fazlasıyla sahip olduğu sıradan standart, bayağı, gündelik bedenle alakası yok.
Servis edilen kadın bedeni gündelik kadın bedenini katlanılmaz hale getirdi.
İdealize edilen beden durmaksızın gözümüze sokulduğu için gündelik bedenin bir
çekiciliği kalmıyor. Öte yandan, idealize edilen ve çekiciymiş gibi görünen
kadın bedeni, yani gündelik beden artık yürürlükten kalktığı için tutku
objesine dönüşen beden o kadar rezil bir maddi yapıya büründü ki, çekiciliğini
kendi kendine değersizleştirip duruyor.”