ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Hikayesi | Martılar | Necla Engin

08.12.2021
715
A+
A-
Günün Hikayesi | Martılar | Necla Engin

Vergi dairesine yetişememiştim, saat on ikiye geliyordu. Tramvaydan inip üst geçide tırmanınca,  parmaklıklar önünde biriken kalabalığın niye toplandığını merak edip yaklaştım. Benim gibi merakla yanaşanlardan biri öndeki dürbünlü adamı dürtükleyiverdi:

Hayırdır kardaş, neden toplandınız burada?

Öndeki duymazdan geldi,  meraklı bekleyişte sessizlik büyüdü,  sonunda başını dürbünden çekip tek kaşını kaldırdı sakallı.

” Uçak,  havalimanına çakıldı duymadın mı? “

Cevap üzerine sorucu,  başını salladı,    elini alnına siper edip, boynunu iyice herkesin baktığı geniş piste doğru uzattı.  Evet,  dev bir beyaz zemine uçak beton zemine gömülmüştü,  kanadı düşmüş kuş misali yan yatarken ambulanslar karıncalar gibi çevresinde hareket ediyordu.  Mesafe epey uzaktı, net seçilemiyordu. Dahası geçidin altındaki trafik de iyice sıkışmış,  otomobillerdeki insanlar uçağı merakla seyre dalmışlardı.

” Ölen var mıymış? “

Dürbünlünün yanındaki,   omzundan şalını çekiştirdi:  “Çok şükür ölen yokmuş. Verilmiş sadakaları varmış vallahi…”

“Uçak niye düşmüş peki? “

Sevgilisine sarılan genç sözü aldı:

“Martılar uçağın iniş takımlarına girmişler… Olacak şey değil! “

Yazık,  dedi arkadaki gitarcı.

“Zavallı kuşlar… Biz insanlar,   dünyada yaşama hakkı bırakmadık onlara. Biz zalim insanlar.  “

Çekirdek yiyen kadınlar sordular: 

“Uçak burada mı düşmüş acaba?  “

“Evet”  dedik hep bir ağızdan.

“Ölen yaralanan var mıymış peki? “

“Henüz net değil” dedi gözlüklü.

“Pilot kabinini açamamışlar.”

“Yaa” dedi kadın,  çekirdeği dişlerinin arasından tükürdü. Diğer kadın onlara baktığımı görünce çekirdek paketini uzattı.

“Canın çekmiştir, şeytan yemişi.”

 Benden sonra sırayla avuçları dolaşıp bir bir devrildi tuzlu çekirdek paketi.  Hep birlikte çitlemeye,  havalimanına düşen uçağın akıbetini beklemeye başladık. Ambulanslara yüklenen sedye sayısı arttıkça durumun vahametini kavrıyorduk.

“Kardeşim bu uçakla gelmeyi düşünüyordu. Bilet bulamamıştı.” 

Çekirdekli kadın öğrencinin omzunu tuttu:  ” Ay iyi ki bulamamış, ben çok korkarım uçaktan” deyiverdi.

 Diğeri sözü aldı:

” Uçak havada nasıl duruyorlar hiç anlamıyorum? ” diyerek çekirdek paketini dilenciye uzattı. Yaşlılardan biri bastonuyla hanımlara döndü:

 “Aman Efendim kolaylık,  misal burdan Avrupa’ ya otobüsle gidilmez. Hele ki benim yaşımda. “

Çekirdekli kadın burun kıvırdı.

“Ölsem binmem, Allah korusun.”

“Anneee çekirdek ver”  diye bağırdı çocuk. Diğeri parmaklıklara çıkarken montundan yakalanınca ağlamaya başladı. İç çeke çeke “uçaaaak”  diye ağlayışı dürbünlü adamın göğsünde son buldu. Çocuk sevinçle dürbün gözünden bakıp ellerini havada çırptı:

“Ben de uçak uçurcam büyüyünce, ben de ben de. Düşmeden uçurcam.”

Çocuk, heyecanla tekrarladıkça gülüşmeler başladı.  Başında tepsiyle yaklaşan simitçi Sıcak simieeet diye bağırırken düşen uçaktaki yolculara sigortadan kim bilir kaçar lira ödeneceği üzerine fikir yürütüldü.  Simit yiyenler arasında bilen çıkmadı. Mendilci çocuklar uçağın tamir mi edileceği yoksa yerine yeni bir uçak mı alınacağı üzerinde bahse tutuşurken yağmur gümüş iplikler gibi günü nakışlamaya başlamıştı. Vergi dairesinin önündeki kuyrukta sıraya iliştim. Pilotun sonunda sağ salim çıkartıldığını konuşuyordu herkes. Alnıma beyaz yapışkan bir şey düşünce hemen yukarı baktım;    tiz çığlıklarıyla martılar üzerimden kanat çırpıp uçuştular şehrin ucuna doğru.

Necla Engin

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 1 YORUM
  1. Yüreğine sağlık…insanımızın bu gibi durumlarda verdiği tepkiyi umursamazlığı çok iyi anlatmışsın