Gül yaprağı olmak | Neslihan Dağlı
Bir
zamanlar bilginler ve şairler, ‘suskunlar meclisi’ adıyla bir topluluk
oluşturmuşlardı.
Üye sayısı kırk kişiydi ve bunu artırmıyorlardı. Üyeliğin ilk şartı çok
düşünmek fakat çok az konuşmaktı.
O zamanlar meşhur şair ve bilgin Molla Câmî, bu meclisin aşkındaydı. Günün
birinde suskunlar meclisinin bir üyesinin öldüğünü duyunca, onun yerine aday
olmak için bilginlerin bulunduğu köşke geldi.
Kendisini karşılayan kapıcıya bir şey söylemeden, ismini bir
kağıda yazarak o sırada toplantı halinde bulunan suskunlar meclisine gönderdi.
Meclis üyeleri bu teklifi görünce biraz üzüldüler. Molla Câmî
oraya layık bir bilgindi, ama ölen üyenin yerine başka birini almışlardı.
Yeni bir üye için yer yoktu. Meclisin başkanı, bir bardağı
tamamen suyla doldurduktan sonra Molla Câmî’ye gönderdi. Zeki bilgin durumu
kavramıştı. Bir damla daha olsa bardak taşacaktı. Bunun üzerine o da hemen
oracıktaki bir gül dalından küçük bir yaprak koparıp, nazikçe suyun üstüne
koyuverdi.Bardak taşmamıştı. Bunu içeri gönderdi.
Meclistekiler bu kibar cevabın mânasını anlamışlardı: Zarif
insanların yeri başkaydı. Üyeler, bu değerli bilgini de aralarına almaya karar
verdiler.
Başkan listeye Molla Câmî’nin adını ekledi. Kırk sayısının
sonuna bir sıfır koyarak, 400 yazdı. Bununla Molla Câmî sayesinde, meclisin
değerinin on misli arttığını belirtiyordu. Listenin son şekli Molla Câmî’ye
gelince, meseleyi anladı. Ancak sayının büyük gösterilmesinden hoşlanmadı.
Sağdaki bir sıfırı silerek, kırk sayısının soluna koydu.
Yani 040 yazdı. Alçak gönüllü Molla Câmî, böylece kendisini
solda sıfır sayıyor, bardağı taşırmadığı gibi, o meclisin yapısını da
etkilemeyeceğini söylemek istiyordu.
Gül yaprağı olmak, kolay değil. Ama, evde, işte, çevrede geçim
ehli olmanın, gül gibi geçinmenin yolu gül yaprağı olmaktan geçiyor. Yük
olmayıp yük almak, gül yaprağı güzelliğine kavuşmak… Kendi içimizde, ailemizle,
çevremizle uyumlu olmanın, ebedi güzellikler yolunda yürümenin müjdecisi.
Gül yaprağı sırrına erenler, sağdaki sıfır gibi bulundukları
topluma güç katarlar hem de bire on, ama soldaki sıfır gibi davranıp kimseye
yük olmazlar.
Gül yüzünüzde gülücükler ebediyyen solmasın…”