Eski Evler ve Eski Mekanlar /Gülsen Dede
Kapısı kilit nedir bilmeyen o eski evlere girdim bugün
Hala eski büyüsüyle
Taze ekmek sıcaklığı sinmiş kalmış bir yerlerden süzülür gelir
Çocuk yanımı sobeler ansızın
Duvardaki gaz lambasıyla aydınlatır gözbebeğimi
Etamin işlemeli örtülerden ses verir sevdasına mani dizen ablaların iplikleri
İğne ucunda biriken nakışlarla
Odun sobasında unutulmuş portakal kokusuyla
İncir reçeli akar yanık ekmek üstüne
Mavi demlikten süzülen çayın buharı çoktan bulut olmuş
Deminde tatlar bırakmış ince belli bardaklarda
Zeytinle ekmek çoktan doyurmuş kara önlüklü çocukları
Okul yoluna dizilmiş her biri
Nine masalları ezberinde
Kafdağı arkasında düşlenen yarınların hevesiyle
Berrak dereler gibi akıp giderler okul bahçesine
Öğle yemeğinin nevalesi sebzeler toplanmış mutfak masasına çoktan
Komşu hakkı da ayrılmış alüminyum tencerede pişmeden
Sabun kokulu çamaşırlar rüzgârla dansa durmuş askılarda
Hiç gitmemiş gibi dururlar eski komşular
Hiç eksilmemiş gibi duvarlara dizilen kalın çerçeveli siyah beyaz anılarda
Kilit tutmaz heveslerle
Eski plaktan seslenen Zeki Mürenle:
“Uçan kuşlar martılar
Yeşil tatlı bir bahar
Gülen şen sevdalılar vardı” o eskimeyen evlerde
Eksilmeyen çocuk hevesiyle
@herkes
Gülsen Dede