Dede Korkut’tan Bayram kutlaması
Kurban Bayramı hepimize kutlu olsun
Dedem Korkut’un tatlı ve samimi dilinden
Sırtını dayadığın şu kara dağların yıkılmasın,
Oğuz içinde güle güle yaşa, canın sıkılmasın.
Gölgesine oturduğun koca ağaçların kesilmesin,
Seni seven yiğitler çoğalsın, sevenin eksilmesin.
Gümrah akan koca ırmaklarının suyu kurumasın,
Diktiğin ağaçlar yeşersin, hç bir zaman farımasın.
Kolun kanadın kırılmasın, emeğin boşa gitmesin,
Yüce Mevlâ seni, nâmerde bile muhtac etmesin.
Koşarken ak boz atın sürçmesin,yolda yorulmasın,
Çaldığında öz kılıcın kertilmesin, düşüp kırılmasın.
Dürtüşürken ala kargın, senin elinde ufalanmasın,
Kalkanın oklara karşı dursun, yüreğin yanmasın.
Ak sakallı babanın yeri cennet olsun, can verince,
Ak saçlı ananın yeri uçmağ olsun, Hakka erince.
Allah’ın verdiği umut kırılmasın, erliğiniz bozulmasın,
Yaşantınız, düzeniniz, birliğiniz, dirliğiniz bozulmasın.
Bayramınız mübarek , herşey gönlünüzce olsun..
-TC-TR-
Dede Eserleri nelerdir?
Dede Korkut’un Edebiyatımızdaki yeri nedir?
DEDE KORKUT KİMDİR?
Elimizdeki mevcut kaynaklar ile Dede Korkut’un tam olarak hangi zaman aralığında yaşadığını bilemiyoruz; ancak Dede Korkut kitabından onun Hz. Muhammed (SAV) zamanına yakın bir zamanda yaşadığını öğreniyoruz. Bunun haricinde onun kim olduğunu, nerede ve nasıl yaşadığını ve ne gibi işler ile meşgul olduğunu çok iyi biliyoruz.
Dede Korkut, bilinen bütün ozanların atasıdır. Onun her zaman sıra dışı özellikleri vardır. Kolca kopuzuyla kopuz çalar. İçinde yiğitliğin, mertliğin, gerçek sevdanın, vatan sevgisinin, ana baba ve yar sevgisinin bulunduğu, her köşesinde buram buram İslamiyeti benimseyiş kokan hikayeler anlatır.
Çok uzun yıllar yaşadığı rivayet edilir. Aynı zamanda kopuzu ilk bulan ve Türklere öğreten kişidir. Bu kopuzu eşliğinde, kendi halkına ne güzel hikayeler anlatmıştır. Dede Korkut o kadar çok sevilmiştir ki zamanla onun üzerine akademik çalışma yapan akademisyenler çalışmalarında ona “Dedem Korkut” diye hitap etmişlerdir.
“Dede Korkut” Edebiyatımızdaki Yeri
Dede Korkut hikayelerinin edebiyatımızda birçok önemi vardır; ancak bu hikayelrin öne çıkan en önemli iki özelliğinden birisi destandan halk hikayesine geçişin ilk örnekleri olması ve Türklerin islamiyeti benimseyiş çabalarının anlatılmasıdır. Dede Korkut’un Türklerin İslamiyet ile tanışmadan önceki hayatlarında da olduğu rivayet ediliyor. Ama Dede Korkut, Türklerin en çok islami hayatına yakışmıştır. Hatta Türkler, onun İslamiyet ile olan ilişkisini o kadar çok sevmişler ki ona bir evliya, hatta peygamber gözüyle bakmışlardır.
Allah’ın izniyle gelecekten haber verir. Bütün halk onun sözünü dinler. O bir şey hakkında ne söylerse sözü mutlaka tutulur. Onun duası Allah indinde kabul olunur. Kordan çıkmış bir kadının oğludur. Kuşların dilini çok iyi bilmektedir. O, çok uzun yıllar yaşadığı ve evliya gibi görüldüğü için kendisinden bahsedilirken “Ölü desem, ölü değil, diri desem diri değil” diyerek bahsedilmiştir.
Kendisi çok büyük bir bilge ve hikmet sahibidir. Hikayelerinde geçen konuşmalarında her sözü hikmetli, her sözü bilgecedir. Öleceği zaman, uykusunda kendisine haber edilmiştir. Dede Korkut Azerbaycan’da da çok iyi bilinir. Onların inancına göre ise dünyadaki her şeyin adını Dede Korkut koymuştur. Zaten hikayelerde de sık sık herhangi bir kahramanlığa imza atan gençlere ad koyarak. Dede korkut gelmeden kimse kendi çocuğuna ad veremez. “Korkut ata gelsin, bu yiğide bir isim versin denilir” ve onun gelmesi beklenir.
Şimdiye kadar ulaşılan Dede korkut kitabının varyantlarında en fazla 12 adet hikaye mevcuttur. Bu hikayeler yıllar boyu dilden dile kahraman bir söyleyiş ile anlatılmıştır. 16. yy’da ise yazıya geçirilmiştir. Dede korkut kitabının ön sözünde Dede Korkutun Hz. Muhammed (SAV) zamanında yaşadığı ve aynı zamanda da Oğuzların bayat boyuna mensup olduğu bildirilir.
Dede Korkut’un bilinen hikayeleri:
1. Dirse Han Oğlu Boğaç Han
2. Salur Kazan’ın Evi Yağmalanması
3. Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek
4. Kazan Bey Oğlu Uruz’un Tutsak Olması
5. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul
6. Kanlı Koca Oğlu Kanturalı
7. Kazılık Koca Oğlu Yegenek
8. Basat’ın Tepegöz’ü Öldürmesi
9. Begin Oğlu Emren
10. Uşun Koca Oğlu Segrek
11. Salur Kazanın Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Çıkarması
12. İç Oğuz’a Taş Oğuz Asi Olup Beyrek Öldüğü
Dede Korkut’un bu hikayelerinde farklı Oğuz boylarının yaşantıları vardır. Bu yaşantılarda hep bir mücadele anlatılmaktadır. Bu mücadeleler 3 ana başlık altında toplanabilir. Birincisi Oğuzların, bir olup, beraber olup, kafir illerine yaptıkları seferler ve onlar ile mücadeleri anlatılır. Bu hikayelerde kiliseler fethedilir, keşişler öldürülür ve içinde ezan okutulur. İkincisinde ise Oğuzların kendi aralarındaki iç çekişmeler anlatılır. Bunlar Baba-oğul veya boylar arasındaki çekişmelerdir. Üçüncüsünde ise kendi içlerindeki kahramanlıklar anlatılır. ”Mesela Basat’ın Tepegözü Öldürmesi” hikayesinde Basat’ın tüm halkın başına bela olan Tepegöz isimli canavarı öldürmesi ve bu kahramanlığının neticesinde Dede Korkut’un Basat’a, Basat ismini vermesi anlatılır.