Çiçeklenme Zamanı | Sibel Çağlayan
İnsan bedeninde su ve toprakta mevcut olan tüm minarellerin olduğunu düşünürsek dünyada kendi muhteşem bahçemizi yaratmak için varız, diyebiliriz. Zira içimizde yeşermeyi bekleyen on binlerce tohum vardır.Başlarını güneşe çevirip mucizevi yaşamlarını hayal eder.
İşte bunun için de dış dünyanın karmaşasından sıyrılıp iç dünyamızın dinginliğine seyahat etmemiz gerekir. Kolay olmasa gerek .Yaşama gürültüsünün telaşında kendimize sağırlaşır, gözlerimiz kendimizden uzaklaştırırız..Yaşamda attığımız.her adım karanlığa saplanır. Yolumuzu bulamayız.. Zamanın kör edici sisinde boğuluruz. Ancak belli bir zaman sonra görüşümüz keskinleşir. Ağır bedeller ödeyerek öğrendiğimiz her şeye “Tecrübe” deriz sonra.
Yaşamımızı yap- boz levhasına benzetmeden nasıl yaşayabiliriz öyleyse?
Önce kendimizi görmek istediğimiz resmin içinde netleştirelim. ” Nereye gideceğini bilmeyen gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez?”Bizi gerçekten mutlu edecek,benliğimizle özdeşleşen eylemlere odaklanalım.Zaman hırsızlarının ördüğü ağlara uyanık olalım.
Yaşamda ne istediğimizi bilmezsek ,kendimizden koparsak savrulur gideriz yaprak misali.
Kaybolmuş ruhlar görüyorum çevremde.Işık tutsam da körleşmiş gözleri.İçim eziliyor. Bedelini ağır ödeyecekleri akışın içinde savruluyor bedenleri ..
ALFA Anadolu TV Hatay Gazete Köşe Yazarı Eğitimci Şair Yazar Sibel Çağlayan
….