Dolar 35,8591
Euro 37,2833
Altın 3.222,73
BİST 10.082,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 17 °C
Parçalı Bulutlu

Cevriye ve Nazım Aşkı

Cevriye ve Nazım Aşkı

Cevriye bir hayat kadınıdır..

Her gün bir veya birkaç adamla birlikte olarak, hayatını kazanmaktadır.

Yine böyle bir gün birlikte olduğu adam tarafından çok kötü dövülerek gecenin bir yarısında sokağa atılır.

Baygın bir vaziyette kaldırımda yatarken bir adam bunu fark eder ve yardımcı olmak için kaldırmaya çalışır. Cevriye baygındır, her yeri yara bere içindedir, adam Cevriye’yi kucağına alır evine götürür.

Adamın evi tek oda ve bir mutfak ve banyolu ufak bir bekar evidir. Odanın bir köşesinde tek kişilik bir yatak , pencere kenarında küçük bir çalışma masası ve sandalye, masanın üzerinde kitaplar, kalemler bir de daktilo ve kağıtlar bulunmaktadır…

Adam kendi yatağına Cevriye’yi yatırır kendisi de masada uyuklar.

Sabah olur adam kalkar bir çorba yapar, eczaneden ilaçla merhem alır, Cevriye’yi kaldırır. Cevriye uyanıp kendine gelir tanımadığı bir adam ve bilmediği bir evde bulmuştur kendini…

Adam, lütfen rahat olun, korkmayın der…

Ben sizi dün gece kaldırımda yatarken buldum , durumunuz iyi değildi alıp evime getirdim. Çorba pişirdim , çorbanızı için sonrada yaralarınıza merhem sürelim der.

Cevriye birçok erkek tanımıştır hiç bir erkek, babası ve erkek kardeşleri dahi kendisine böyle sevecen ve kibar davranmamıştır. Adamdan etkilenmeye başlamıştır.

Birkaç gün daha o evde adamla kalmış, adam kendisine yemekler pişirmiş yaralarına merhem sürüp ilaçlar içirip iyileşmesini sağlamıştır.

Bir gün adam dışarı çıkmış Cevriye evde kalmıştır. Masanın üzerindeki kitaplara bakar, daktilo ile yazılanları okur, yazılanlar çok hoşuna gider bayağı etkilenir. Bunları o yazmış olmalı, ne kadar duygulu şeyler yazmış, ne kadar ince ruhlu birisi diye düşünür.

Bugüne kadar tanıdığı erkeklerden çok farklı, üstelikte baya yakışıklı ve çekici diye düşünür.

Cevriye içinden kendi kendine, ne o adama aşık mı oluyorum yoksa der…

Aşık olsam da oda beni sever mi ki der…

Böyle düşünceler içinde iken, akşam olmak üzeredir adam hala gelmemiştir, adamı merak etmeye başlamıştır.

Kendi kendine mırıldanarak ilk defa bir erkeği böyle merak ediyorum, aşk bu mu acaba der…

Cevriye bu duygular içinde iken kapı açılır, gelen o adamdır. Telaşlı bir şekilde selam verip, içeri giren adam valizini çıkarıp eşyalarını içine koymaya başlar.

Cevriye sorar, ne o acilen bir yere mi gideceksin nedir bu telaşın…

Adam, evet gidiyorum bir daha görüşemeyiz belki der…

Cevriye, nereye diye sorar.

Adam çok uzaklara diye cevap verir.

Cevriye, ya ben ne olacağım diye sorar.

Adam, ben bu evin bir aylık kirasını vermiştim istersen bir ay burada kalabilirsin der…

Adam valizini toplamıştır telaşlı bir şekilde kapıya doğru yönelir Cevriye’ye, hoşçakal küçüğüm kendine iyi bak der ve kapıdan çıkıp merdivenlerden hızla inerek sokağa çıkar. Cevriye pencereden adamın arkasından sokaktan kaybolana kadar üzgün gözlerle bakar…

Cevriye hiç bu kadar kendini yalnız hissetmemiştir, hayatında hiç bir erkek kendisini bu kadar etkilememiştir.

Böyle kederler içinde akşam yemeği bile yemeden yatağın içine ağlayarak sabahı zor etmiştir.

Cevriye, artık iyileştiğini ait olduğu İstanbul sokaklarına geri dönmesi gerektiğini düşünerek evden çıkar. Tarlabaşı’ndan Taksim’e doğru yürüyüp Emek sinemasın yanındaki kitapçının önünden geçerken, gözü gazete stanlarına takılır… Gazetenin birinde o adamın kocaman bir resmini görüp tam sayfa “Vatan Haini NAZIM HİKMET Rusya’ya Firar Etti” yazısını okur ve olduğu yere çöküp kalır.

 

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. https://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   https://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.

Okey Oyna ankara chat istanbul chat