Haftanın Filmi, Cennet Sineması film yazısı / Gökhan Barış Pekşen
“Hayat filmlerdeki gibi değil.”
Hayat çok daha zor.
– Peki,ne diyorsun ?
Zavallı şeytanların filmi görmelerine izin versek mi ?
– Harika olur ! Ama nasıl yapacağız ?
– Eğer bana güvenin yoksa, gördüğüne olsun..
Sinemalar hayatın yorucu, ciddi yüzünü insanların yenerek mutlu olduğu ve bir süreliğine de olsa hayatın olağanca sıkıcı gerçekliğinden uzaklaştığı bir sanat evidir.
Işıklar kapanmış ve herkes filme odaklanmış olsa da bu insanların içinde kopan fırtınaların ışığını söndürmez.
Filmi izleyen herkes o an çok farklı duygular içerisinde olur.
Kimi filme daha yüzeyse kimiyse her haliyle içten bakabilir.
Ama her ne olursa olsun her insan bir şeyler hisseder ve o an orada film süresi boyunca bir anı paylaşırlar.
Sadece bir an hayatın sıkıcılığından bunalmış insanların kısa süreli cennetleri gibi.
Belki de bu yüzden adını ‘Cennet Sineması’ koymuş olabilirler.. Işıklar sönmüş olsa da eskiler elbette ki şimdi ki gibi değildi. Bunu daha önce duyduklarımız ve eskilerle ilgili gördüklerimizden anlayabiliriz.
Herkes filmin ‘doruk noktalarında’ o hissi yüksek tepki vererek paylaşıyor ve o anı adeta yaşıyorlar.
Bir anda birbirini daha önce hiç tanımayan insanların,film sayesinde birbirlerinin hayatlarına dahil oluyorlar ve bu ritüeli hergün tekrarlıyorlar.
Onlar artık sadece Cennet Sineması’nda buluşan büyük bir aile gibi.
Bu büyük ailenin hizmetkarı ise, makinist Alfredo. Bu iyi kalpli ihtiyar,hayatının tamamını film makaralarına adamış.
Her filmi en az yüz kez izliyor. Tekrar tekrar her karenin, her sahnenin üzerinden geçiyor.
Yoğun işinin içerisinde ise başının belası tam bir velet var.
O da filmlere son derece meraklı küçük bir çocuk, Salvatore nam-ı diğer Toto.
Sürekli Alfredo’nun başında ve ona çok özeniyor.
Yaptığı işe hayran ve o da filmlerle yatıp,filmlerle kalkıyor.
Zaten çocuk dünyası,her zaman dünyanın çok üzerinde fantastik bir boyutta ilerlemez mi.
Toto’nun hayatı da aynı bu şekilde.
Ve filmler,Toto ile Alfredo’yu birbirine bağlıyor.
Onları bir baba ve oğul yapıyor adeta.
Geçen yıllara inat bu bağ çok daha güçleniyor.
Ama Toto büyüdükçe,aşk,kariyer ve türlü diğer şeyler onun önüne geliyor ve hayat onu bir seçim yapmaya doğru itiyor..
Kalbi büyük,anlatılmaktan çok hissedebilecek bir film.
Zor ifade edilebilecek şeyleri yaşattı bu film.
Gerçekten insanın kalbine dokunan,en hassas hislerini yoğunlaştıran ve filmin tam ortasına bu yoğunluğu yansıtan bir yapım.
Duygulanmamak elde değil izlerken.
Sadece bir sinema etrafında ilerleyen bir konu değil insana ve insanlığa dair içerisinde her şeyi barındıran ve inanılmaz sadeliği ile bunu izleyenine yansıtan bir film.
Bu sadelik her ne kadar bayağısız olsa da filmi insanın kalbinde son derece görkemli kılıyor.
Film her şeyiyle beyaz perdeye sunulan bir armağan niteliğinde. Filmin daha fazla merkezinde ve dışında olan,kısacası her karakter de zihninizde bir iz bırakacaktır.
Çünkü anlatılan her şey bu yapıda.
Her karaktere açık ve izleyen herkesin de tıpkı karakterler gibi kendisine ait bir şeyler bulabileceği bir film.
Kuşkusuz,özellikle Alfredo ve küçük Toto’nun filmdeki performansları unutulmaz ve filme hayat veren iki önemli unsur. Takdirlik oyunculuklar ve her yönüyle unutulmayacak bir film çıkıyor ortaya böylece.
İnsanın kalbine dokunan sıcacık bir film.
Unutulmayacak bir kült eser..
– Ne zaman bitecek bu berbat yaz ?
Bir film olsaydı çoktan biterdi.
Birden fırtına sahnesine geçsek ne müthiş olur.
– Bu meydan benim..
- ‘İyi seyirler..’
🎬
Cennet Sineması’nda Salvatore, yerel bir film göstericisi olan Alfred ile tanıştığı dönemde henüz genç bir oğlandır. Sinemayı tanıdıkça sevmeye; Alfredo’ya da orada kendisine bir iş bulması için yalvarmaktadır. En sonunda Alfredo, onu asistan film gösterici yapar. Salvatore yeni işiyle birlikte kurduğu hayal dünyasına ilk adımını atmış olur. Sinemaya olan aşkı ve Alfredo’ya karşı duyduğu sevgisi, günden güne büyüyecektir.
İtalyan sinemasının çıkardığı en değerli yapıtlardan biri olarak kabul edilen Cennet Sineması, İtalya’nın büyük yönetmenlerinden Guiseppe Tornatore’nin en önemli eserlerinden bir tanesi.
Orijinal adı