Dolar 34,4910
Euro 36,3975
Altın 2.965,97
BİST 9.261,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 19 °C
Çok Bulutlu

Burası ”Muz Cumhuriyeti” Mi Be Kardeşim | Cihat Şirin

24.07.2020
1.195
A+
A-
Burası ”Muz Cumhuriyeti” Mi Be Kardeşim | Cihat Şirin

Derleyen: Mahir Akarsular
Gelişmemiş ülkeler için kullanılan Muz Cumhuriyeti deyiminin hikayesini duymuş muydunuz?

‘Burası Muz Cumhuriyeti değil!’ diyen bir politikacı görecek olursanız bu tabirin hikayesini hatırlayın ve yeniden şaşırın.

Politik anlamından evvel muzun bizde 10-15 yıl öncesine dek lüks bir gıda olarak anılmasına rağmen dünyada hayli sıradan olduğu bilgisiyle şaşıralım mı?

Hatta öyle ki üretimi en fazla olan meyve bile diyebiliriz ve geçmişi de hayli ilginç. Asya’dan Amerika’ya ulaşıyor. 600 yıl öncesinden bahsediyoruz. Bugün mutfağımızdan eksik etmediğimiz domatesin bile Türkiye sınırlarına giriş tarihinin 250 yıl öncesine dayandığını düşündüğümüzde ‘köklü’ bir meyve desek hata etmiş olmayız.

1890’lı yıllarda United Fruit Company adı verilen bir şirket muzun ABD’de yayılımı için büyük çaplı bir reklam kampanyası başlattı. Bilirsiniz, bir tütün firmasının
batmaktan kurtulmak için helikopterlerle kullanılmış sigara paketlerini şehirlere yağdırma stratejisi gibi bu şirket de muzu kıymetli hale getirmek için her yolu denemeye başladı.

Muz ülke çapında pek ilgi görmeyen bir meyve olduğu için yapılacak iş çoktu.

Yeri geldi ders kitaplarına muzun faydaları, çocukların gelişimi için şart olduğuna dair bölümler eklettiler, yeri geldi muzların rahat taşınabilmesi için yük trenlerini hedef alan ray sistemleri geliştirdiler…

Hatta aileler çocuklarına muz yedirsin diye muz ve insan sağlığı arasındaki bağlantıyı anlatan raporlar bile yarattılar. Tabii, bu stratejiler etkili oldu ve sonraki on yılda muz satışlarında patlama yaşandı.

Sektör böylesine büyüyünce işin içine rekabet de girdi tabii. United Fruit Company bu rekabeti pek istemediği için illegal yollara başvurmaktan da çekinmedi.

Muz üretiminin yoğun olduğu ülkelerde kırılması zor bir düzen oluşturmuştu şirket, hem yerel yönetim hem de çalıştıkları aracı kurumlar onların emrindeydi ve bazı ülkeler sadece bu rüşvetle bile kalkınmaya başlamıştı.

Şirket artık Orta Amerika ülkelerinde politik bir güç sahibiydi, ülke siyasetinde istediği gibi at koşturabiliyordu.

1890’ın sonlarında şirketin etkin olduğu bir Orta Amerika ülkesi olan Honduras’a giden meşhur yazar O.Henry bu düzene şahit olduğunda ağzı açık kaldı.

Ülkenin tüm üretimi muz olmuş, bunun yanında bir firma ülkeye dair tüm kararları elinde tutuyor ve hukuk tamamen askıya alınmıştı. Orada yaşadığı yıllarda yazdığı öyküde bu çarpık düzeni anlatmak için kurgusal bir ülke tasarladı ve bu ülkeye Muz Cumhuriyeti adını verdi. Muz plantasyonlarında çalışma koşulları günümüzde bile çok ağırdır. Buralarda çalışan, bazıları 14 yaşındaki Latin kadınları, sabah 6:30’dan akşam 19:00’a kadar güneşin altında, ellerinde plastik
eldivenlerle muz toplarlar. Latin Amerika muz plantasyonları çalışanlarının koordinasyon örgütü Colsiba, bu plantasyonları toplama kamplarına benzetir.

UFCO, girdiği her ülkede aşırı sağla politik ittifak kurar. Ancak kötü şöhreti ilk defa 1928 yılında yayılır. 12 Kasım günü, Kolombiya’da 30 bine yakın muz işçisi greve çıkarlar. Şirketin baskısıyla hükümet, grevcilerin üzerine orduyu gönderir. Ordunun grevcilerin üzerine ateş açması sonucu onlarca işçi ölür. Hükümet, saldırıyı “komünistler greve öncülük ediyordu” diyerek meşru göstermeye çalışır.

1954 yılında Guatemala’da toprak reformu yapmak ve UFCO’nun topraklarının yüzde 40’ını kamulaştırmak isteyen Jacobo Arbenz Guzmán, UFCO’nun da kışkırtması sonucu CIA’nın örgütlediği bir darbeyle devrilir. Şirketin kanlı politik geçmişinde en fazla hatırlanacak olan bu olay, o dönemin solcu kuşağını derinden etkiler. Darbe olduğu sırada ülkede bulunan Ernesto Che Guevara, Küba’daki mücadelesinde Fidel Castro’yla birlikte UFCO’ya karşı da savaşacaktır.
Küba topraklarının da bir numaralı sahibi olan UFCO, devrim sırasında Küba halkının diktatör Batista kadar başından def etmek istediği bir şirkettir.

1961 yılında CIA’nın eğittiği karşı-devrimci bozgun çeteleri Küba’nın Domuzlar Körfezi’ne çıkarma yaptıklarında, bu çetelerin altındaki gemileri United Fruit Company “ödünç” vermiştir.

Daha sonra United Brands adını alan şirket, 1972 yılında Honduras’ta General Oswaldo López Arellano’nun iktidara gelmesini sağlar. Ancak UFCO’nun General’e 1.25 milyon dolar rüşvet verdiğinin, meyve ihracat vergilerini düşürmesi halinde bir o kadar daha vermeyi taahhüt ettiğinin açığa çıkması üzerine diktatör iktidarı bırakmak zorunda kalır, UFCO şirket başkanı da New York’taki gökdeleninden kendini atarak intihar eder.

İşte hukuki olarak gelişmemiş, bağımsızlığını kazanamamış ülkeleri anlatmak için kullanılan Muz Cumhuriyeti tabirinin ortaya çıkış hikayesi böyle.

The Economist

Alıntı : Cihat Sirin

NOT :
Bence, korkarım ki, bize gelince, ülkemiz şu andaki görüntüsüyle, ”muz cumhuriyeti” seviyesini fersah fersah aşmış vaziyettedir … Tanrı islah etsin …
Sözüm meclisten dışarı, memleketten içeri …..

Mahir Akarsular

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.