BİR FİLM ŞERİDİ VE DİĞERLERİ | Necdet Arslan
Annem İçin
İki iri tepe,kırık dökük dere,ıskarta ova,
Eskimiş bir baraka.çalı ateşi.yeşil kül.
Son baskısını seyreden akşam.Huysuzluğunu
ölçüyorlar birden cüceye dönüşenlerin
bulutların dumanların
uykuların kum tanelerinin
değişiyor huylarımız.eski oyunlarını
istiyor annem.ona bez bebek almaya giden
babam dönmüş değil henüz.
Kedi midesinden şikayetçi,ışığını yanık
bırakıyor öteki elinin dut ağacı. çeşmenin
sesi nereye saklandı,kimse bilmiyor.
Şu pencere tam otuz beş yıl önce,şu yolu ,şu uçurumu,şu
uçakların bıraktığı beyaz dumanları
seyretmek için mi yapıldıydı acaba
bilen var gören var
ama aval aval bakıyorlar
Böğründeki sancısı,dizlerindeki fersizliği ,baş dönmesi
şekeri … hepsi birden kan kardeş oluyorlar annemin.
Ezan sesleri yani biri bitmeden öteki
Alo’dan sonra bir başka alo
Patates satıcısı ,hurdacı,ambulans çığlığı
derken kuru fasulye ve bulgur pilavlı
akşam . Neyle ısınırlar üstü toprakla
örtülmüş olanlar
Oyun biter.Hüzün kıvrak bir Yörük kızıdır.damla üretmeye
çalışır durur annemin gözleri.
Çatalın deliğinden laciverti saplamaya
çalışan ömür törpüleri var.Başparmakların kalabalıklaştığı
yerden ne yana kaçar zaman.Sarkıntı halat ,sarı düğüm
İki korkak haydut, kadifesi eprimiş iki sandalye,
iki porsiyon acemi sayıklama.Kıpkızıl gri
Yıllar,yalanlar,yongalar,yarpuzlar,yanıtlar
yaygaralar, yurtsuzluklar, yaralar, yarenler, yankesiciler.
Çağın içinde,ocağın dışındadır annem.