Dolar 34,9489
Euro 36,6222
Altın 3.016,20
BİST 9.993,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 15 °C
Açık

Atatürk dönemi, ekonomi politikası | Ertürk Özel

16.08.2021
687
A+
A-
Atatürk dönemi, ekonomi politikası | Ertürk Özel

”Atatürk borç almadan fabrikalar açtı.” söylemi doğru değildir. Dilerim bu söylenmekten vazgeçilir ve gurur yapmadan şunlar okunur, öğretilir… Devlet eğer üretime dayalı bir politika izliyorsa vergi/kredi alır; almalıdır. Atatürk’ün ekonomi politikaları, başlı başına bilimsel bir devrim ve bütün devletlere örnektir. Çok kısa yazacağım için affediniz, durum şöyle izah edilebilir…


Osmanlı döneminde aşarın yanında 12 çeşit ağır vergiler alındı. Evliysen vergi, evli değilsen yine vergi(Resm-i Çift, Mücerred, Arusane, Bennak). Öküzün varsa vergi, kaybolduysa yine vergi(Yave, Adet-i Ağnam). Ekiyorsan vergi, ekmiyorsan yine vergi(Bac-ı Bazar, Çiftbozan). Sefere gidiyorsan vergi, oğlunu sefere gönderdiysen vergi(Resm-i Nüzul, Seferiye-Hazariye). Üretim karşılığı olmayan zam ve vergi ile devlet nasıl ayakta kalabilirdi; ganimetle mi? Cumhuriyetin ilânıyla çiftçinin, üreticinin sırtındaki bu tuhaf vergiler kaldırıldı. Peki devlet neyle beslenecekti? Bakınız henüz 1925’te 682 nolu kanunla yerli tohum bedavaya dağıtıldı. 711.000 hektar arazi, öküzüyle beraber köylüye dağıtıldı. Amelelik gitti, işçi olmak geldi. 1924-1930 arası tarımı destekleme kredisi 17 milyondan 35 milyona çıktı. Çağdaş tarım için tarım okulları açılırken; o okullarda okunabilmesi için millet mektepleri de açıldı.

Rusya ve Avrupa’dan elbette krediler alındı; sermaye olmadan iş kurulur mu? Rusya’dan alınan krediyle Kayseri, Nazilli, Malatya pamuklu dokuma fabrikaları, Avrupa’dan alınanlarla Karabük demir-çelik gibi fabrikalar kuruldu. 1927’de sanayi teşvik kanunu çıkarılırken; şaşırtıcıdır ki 1930 yılında tahıl ve un ithalâtı yasaklanmıştır. Böylece tahıl üretimi 3 milyon ton arttı. 1935/1938 arası Almanya ile ihracat %15’ten, %44’e çıkmıştır. Dokuma, maden, kağıt, kimya, cam, çimento gibi sektörlerde uygulanılan devletçilik ilkesiyle ile -sadece yerli üretim ile- tüm talebin %80’ini karşılanmış. Tüm bunlar 1929’da dünya ekonomik buhranı sırasında oluyor. İlk 5 yıllık kalkınma planı 1934’te başarıyla uygulandı. Atatürk vefat etmeseydi, 112 milyonluk 2. kalkınma planı yapılacaktı hem de ağır makine sanayiye. Kısaca Atatürk, aldığı bütün krediyi üretime, eğitime, sanata, harcamış; üretim yapıldıkça diğer devletleri Türkiye’ye muhtaç hale getirmeye çabalamıştır. 1500 yıl önce Çin’in ipeği kullanarak Göktürkleri kendisine bağımlı kılması gibi… 1925’te bile dünya fındık fiyatlarını Ordulu fındık üreticileri belirliyordu.

Kısaca Atatürk sadece vergi alarak, zam yaparak devleti ayakta tutmak yerine; aldığı krediyle çiftçinin daha fazla üretmesini sağlamış, vergiyi bu üretimden almıştır. Böylece hem borç ödenmiş, hem millet, hem devlet zenginleşmiştir. Peki yıllar içinde neden ekonomi zayıflamıştır? Çünkü kendi ineğimizin sütünü sağmak yerine, Amerika’nın süt tozunu satın almak daha kolay geldi. Ayrıntılar için Kafkas Ünv-Atatürk dönemi Türkiye Ekonomisi makalesi, 1982 Ankara Ünv – Atatürk dönemi ekonomi politikası ve Türkiye’nin ekonomik gelişmesi okunmalıdır.

Ertürk Özel– 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.