Araf Boşluğu | Yılmaz Pirinççi
Alevlere boğulmuş bir ay vardı gecenin orta yerinde.
Davetsiz misafirler gibi öyle hoyrat, öyle kaba öyle korkak ve küstahtılar aslında
Ellerinde kan kokusu
Gözlerinde kim bilir kaç yetimin gözleri.
Geceyi kanatan mermi seslerinde gizliydi ölümden
korkuları
Geceye ve karanlığa sığınmalarından
Buz karası bir soğukluk bakışlarında
Bakışlarında bir ölüm boşluğu
Daha çok sevesim vardı
Daha çok sarılasım
Kokusu bile yok şu an üzerimde
En son ne zaman seviyorum demişti . Hatırlamıyorum
Durur saatler
Zaman biter
Gökyüzü ne kadar da güzel inadına
Bir varmış bir yokmuş arasında sadece bir adım
Bir söz belki.
Bir parmağın gavur icadı bir tetiğe dokunuşu
Kulakları sağır eden bir ses
Sonra bir sıcaklık belki göğsünde
Belki alnındaki yazının tam orta yerinde bir Araf boşluğu.
Sen herşeye hep hazırlıksız yakalanmadınmı
Hayata
Sevdaya
Ayrılıklara
Şimdi ölüm gelmiş.
Niye şaşırıyorsun…