Anekdotlar / Edebiyat Tarihimizden Anılar/ Tanıklıklar | Mustafa Alp Dağıstanlı
Vasfi Rıza Zobu bir yemekte Refik Erduran’a rastlamış. “Bana bak,” demiş, “sen bir roman yazmışsın, çok satmış. Niye bana göre bir piyes yazmıyorsun?”
Erduran, Şehir Tiyatrosu’na önerdiği bir oyunun hemen geri çevrildiğini söylemiş. Zobu, “Aldırma orada kapıları tutan ibrikçibaşılara” demiş, “yaz bir şey, bana getir.”
Refik Erduran büyük sözü dinlemiş, üç haftada “Deli” diye bir oyun yazıp Zobu’ya vermiş. “Erkek başrol size göre.”
Sessiz geçen birkaç haftadan sonra Zobu telefon etmiş:
“Sirk sözünü panayır yapıyorum, tamam mı? Sahneden söylediğimde o laf tuhaf kaçıyor, yanlış anlıyor millet.”
“Nasıl sahneden?”
“Provadayız oğlum. Çoktan başladık. Tamam mı, değiştireyim mi o lafı?”
Refik Erduran acemice yazdığını düşünüyormuş, yine de kapalı gişe oynamış oyun uzun süre. Sonra tiyatronun muhasebesinden çek gelmiş. O zamana kadarki oyunların telif ücretini görünce şaşırmış Erduran, 24 bin liraymış.. Yıl 1957, bir süre önce sıfır kilometre Chevrolet otomobili 8 bin liraya almışmış. Bu paradan biraz rahatsız olmuş. O sırada böyle beklenmedik bir paraya ihtiyacı da yokmuş. Memur maaşı alan Zobu’nun da o günlerde biraz para sıkıntısında olduğunu duymuş. Bunun üzerine, aldığı telif ücretinin yarısı kadar tutarında bir çek yazıp Zobu’ya götürmüş.
“Ben ‘Deli’yi yirmi günde çiziktirmiştim” demiş. “Siz kaç yılda edinilmiş ustalığı getiriyorsunuz sahneye. Bu yaşta her gece kan ter içinde kalıyorsunuz. Kazançlarımız arasındaki uçurum beni tedirgin etti. Şükranımı şununla belirtmeme izin verin lütfen. Alın, kullanın, eliniz bollaşınca geri verirsiniz.”
Zobu almak istememiş, “gerçekten direnmiş.” Erduran “adeta yalvararak” ikna etmiş. Zobu, “Peki” demiş, “ama iade edeceğim.”
Birkaç yıl sonra da iade etmiş..
(MUSTAFA ALP DAĞISTANLI, “Anekdotlar / Edebiyat tarihimizden anılar, tanıklıklar”,
Kolektif Kitap, 2022)
…