ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Acilari Gülmeceye Dönüştüren Yazar | Rifat Ilgaz

19.11.2021
476
A+
A-
Acilari Gülmeceye Dönüştüren Yazar | Rifat Ilgaz

Füsun Özbilgen: Rıfat Ilgaz’la mizah üzerine konuşuyoruz. Binlerce gülmece, roman, öykü yazan usta yazar düşündüklerini şöyle anlatıyor:

Aydın Ilgaz

“Mizah diye bir yazı türü yoktur. Yazı türü romandır, öyküdür, köşe yazılarıdır, anılardır. Mektup bile bir yazı türüdür de, mizah bir yazı türü değildir. Tür olsaydı tekniği olurdu.

Mizah bir biçemdir. Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir. Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister. Bunları sağladın mı başarı tamdır. Mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik varsa mizah başarılı olabilir.”

Hababam Sınıfı, Rıfat Ilgaz’ın en ünlü mizah eseri. Oğlunun okul maceralarını anlatması ile yavaş yavaş oluşmuş. Hafta sonlarında Aydın eve gelip okul maceralarını anlattıkça Rıfat Ilgaz da öykü haline dönüştürmeye başlamış. Kuşkusuz bunları kaleme alırken kendi öğretmenlik yıllarının anı ve gözlemleri de üstüne eklenmiş.

Rıfat Ilgaz’ın öykülerinde bazen en dikkatli vergi uzmanının bile fark edemiyeceği bir vergi kaçırma tekniğinin nasıl uygulandığını öğrenirsiniz. Yahut bir uluslararası dış kredi öyküsü yakalarsınız. Bu ince teknikleri nereden ve nasıl öğreniyor şaşıp kalırsınız. Uzmanların bu kadar iyi bilemeyeceği karışık ve karanlık konuları nereden öğreniyor? Soruyoruz, gülümsüyor:

“Gider, Çiçek Pasajı’na otururum. Bir bira içerim. Birileri gelir, sohbet başlar. Bira söylerim. Şuradan buradan konuşuruz. Biraz konuları dürtüklerim. Bir iki saat oturur işte bunları anlatır gider. Sonra 5,5 yıl süreyle hapishanelerde birlikte kaldığım kibar hırsızlar, kabadayılar. Hastanelerde koğuş arkadaşları. Çeşit çeşit insan tanıdım.

Türkiye’nin belki de en çok yazarı. Öykü, hikâye, roman, oyun, anı, makale, 60’tan fazla kitap… Gülmece eğitimlerinden en ünlüsü ise öğrenci – öğretmen eğitimi ve okul sıralarından bir kesit sunumu Hababam Sınıfı.

Rıfat Ilgaz’ın nüfus kağıdı Türkiye Cumhuriyeti’nden eski. 1911 yılında Karadeniz’in küçük, şirin bir ilçesinde Cide’de geçmiş. 1908 yılında Meşrıtiyet ilan içinde “Hürriyet geldi” denilmiş. şu şekilde:

-Ben Hürr’in kitabından hemen sonra bitirmiştim.

Hürriyet çocuğu olmam, üç-beş yıl sonra Vahdettin gibi bir adam tahta “Padişahım çok yaşa” diye bağırma hiç de engel olmadı. Hem Hürriyet çocuğuydum hem de nerede olsaydınız bağırıyordum:

Padişahım çok yaşa..

Ama Osmanlılığım çok sürmedi. Ancak 7-8 yaşıma kadar. Harbiye’nin yanından sonra okulumuza gelen genç bir Harbiyelinin isteği var, tarafından uyarak kırmızı fesat gözde olmuşum bir Kuyu’ya vurulmuş..”

Rıfat Il, bir olacak yenin yıkılışında yaratılışın kendi küçük Cumhuriyet’teki, kurtuluşunu dile getirir. Onu Kuvayı Milliyetçi yapan genç bölüm Hilmi Bey ise 1980’li meclis başkanı olan Kaya Erdem’in Hilmi Erdem imiş..

Genç cumhuriyetin ilk yıllarını da şöyle anlatıyor:


“Ortaokulu Kastamonu’da okurken Mustafa Kemal’in emriyle ile Kuva Milliye kalpa gitti gitti. Devrimlerin günlerinde Mustafa Kemal öldü.

İkinci Dünya Savaşı… Şair olmuştum. Gerçekçi, toplumcu, devrimci…


Rıfat Ilgaz’ın geniş kapsamlı 8 dönemlik geçmişi nedeni ile çeşitli senatörlerde geçmiş. Kalan zamanlarında ise öğretmenlik, daha sonra da gazetecilik yapmış.

Rıfat Ilgaz, 1911 yılında Cide’de doğdu.Şiir yazmaya ortaokul öğrencilik yıllarında başladı.İlk şiiri 27 Temmuz 1927’de, günlük Nazikter gazetesinde yayınlandı.Ayrıca; Açıkgöz(Kastamonu) , Güzel İnebolu ve Güzel Tosya gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayınlanmaya başladı. Lise yıllarında babasının ölümü nedeniyle buradan ayrıldı.Yatılı olarak Kastamonu Muallim Mektebi’nde öğrenim gördü.1930 yılında mezun oldu.Altı yıl süreyle Gerede, Akçakoca, Hendek ile Düzce arasında Gümüşova’da ilkokul öğretmenliği yaptı.Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü 1938 ‘de bitirdi ve Adapazarı Ortaokulu Türkçe Öğretmenliğine atandı.

1939’da İstanbul Karagümrük Ortaokulu’nda Türkçe Öğretmenliğine başlayan Ilgaz’ın, yazı ve şiirleri büyük dergilerde yayınlanmaya başladı.1940 ‘da Çığır, Oluş, Ulus, Güneş, Yücel, Varlık, Hamle ve Yeni İnsanlık dergilerinde şiirleri çıktı ve aynı yıl Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’ne girdi.1943’de ilk kitabı ‘Yarenlik’i yayınladı.Şiirleri olağanüstü bir ilgi gördü.Ocak 1944’de ‘Sınıf’adlı şiir kitabı çıktı.Sıkı yönetim kararı ile toplatıldı.Pertev Naili Boratav ‘Sınıf’ için:’Yeni Türk şiirine inanmayanlara, Rıfat Ilgaz”ın kitabını okuyup anlamalarını dilemekten başka yapılacak bir şey yoktur’ diye yazdı. 1945’de Gün Dergisi çıktı.Ilgaz bu dergide sekreterdi.Bu dergide yazıları yayınlandı.Aziz Nesin’in Cumartesi Dergisine ortak oldu.Seçici kurulda çalıştı.

***
Birkaç yıl önce Kıbrıs’taki kazadan dolayı hareket ettirilemediği için ziyaret etmekten yakınmaktan yakınıyor. Ama tüm organı gepgenç, mizah, gülmecesi de yerli yerinde.

Mizah doğrultusunda konuşuyoruz. Gülmece, roman yazan usta yazarlarını şöyle anlatıyor:

“Mizah diye bir yazı türü yoktur. Yazı türü romandır, öyküdür, yazılarıdır, yazılarıdır. Mektup bir yazı türü de, mizah bir türü değildir.”

Mizah bir biçemdir. Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir. Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türü beceri ister, teknik ister. Başarıya ulaştığın mı tamdır. Mizah ne ister? Mizah hakkında bilgi almaktan için değildir, edinilemez. Teknik de değildir. yaradılışında bu özellik varsa mizah başarılı olabilir.”

Hababam Sınıfı, Rıfat Ilgaz’ın en ünlü mizah eseri. Oğlunun okul anlatlarını anlatması ile yavaşlama analizi. Haftaya Aydın eve gelip okul maceralarını anlattıkça Rıfat Ilgaz da hikaye hazırlamaya başladı. Satışlar kalemeler kendi öğretmenlik yıllarının anı ve gözlemleri de eklenmiş.

Rıfat Ilgaz’ın öykülerinde boy ölçülerinde vergiden büyük ölçüde farklı tekniğin nasıl olacağını tahmin ediyorsun. Yahut bir uluslararası dış kredi yakalarsınız. Bu ince stratejiler nereden ve nasıl öğreniyor şaşıp kalırsınız. Uzmanların bu iyi bilemeyeceği karmaşık ve karanlıkta nerede öğreniliyor? Soruyoruz, gülümsüyor:

“Gider, bira içerik. , kabadayılar. Hastanelerde koğuş denenmiştir. Çeşit çeşit insan tanıdım.”

“Yıldız Karayel” filmiyle 1982 Madaralı Roman Ödülü alan Rıfat Ilgaz’ın kitaplarından “Hababam Sınıfı” önce tiyatroda oyun, sonra da izinsiz olarak film yapımıydı. “Karartma geceleri” ise aday bir alan bir film oldu.

Kitaplarını bugün bebeklerini yaşıyorsun. Yine de de yönlendirmek, Babıali’nin çeşitli dergilerinde yok olmuş.

Rıfat Ilgaz ile Skylife için bu söyleşide biraz da gökyüzünden, uçmaktan ve dünyadan söz ediyoruz. İlk kez 1968 yılında Özbekistan’a gidiş Moskova’ya dönmüş uçakla. Türkiye’den Moskova’ya trenle, daha sonra da uçakla Özbekistan’a.

“Uçmak güzel de, gidiyorsun saat hiç değişmiyor. Sonra dönerken de bir gün devriliyor” diye anlatıyor ilk olaylarını.

Güneş yolunda giden yollarda, gece gündüzleri aynı zamanda yollarda… Peki ya portakal kadar küçülmüş dünya?

Usta yayıncımız yayınlıyoruz yine genç bir bakış açısıyla tanıtım ile tanıtımımızı olarak değerlendiriyor:

Dünyaya artık yerellik değil, evrensellik egemen oluyor.

“Bugün ortak olan insanlığı din, dil, ırk gibi gazetelerden koparanlar var. Ama millet kaderi ortak. Çevresi eleni ele. Artık bu fiyatların devletlerinin yokluğu. Dünya birbirine benzer devletleri mahalle muhtarlıkları. Giderek tek bir dünya görüşü egemen olacak. Bu dala ve kültürle olacak..”



KAYNAKÇA: (Skylife – Şubat 1993 – Sayı 118)


Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.