ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Pan’ın Labiren filmi

28.02.2016
1.555
A+
A-
Pan’ın Labiren filmi
Guillermo del Toro’nun El Laberinto del fauno’su (2006; Pan’ın Labirenti) karanlık imgeleri ve sürreal atmosferiyle İspanya’da 1937’den sonra dar bir alana sıkışan çatışmaları fon alıyor.
 
 
Bu daha çok bir gerilla savaşı, bir yıpratma savaşı. Çocuk kahraman Ofelia’nın (Ivana Baquero) bilinçaltı silme sivil savaşla dolu gerçek dünyadan nasıl paralel evrenlere, Pan’ın (Doug Jones) karanlık labirentine açılıyorsa, karanlık labirent metaforu da, buna paralel olarak İspanya halkının yürüttüğü gerilla savaşına karşılık geliyor. Bir başka deyişle; Ofelia’nın zihnine açılan kapı, İspanya’nın kompleks savaş dünyalarına çıkıyor. Böylelikle savaş trajedisinine vizör tutulmuş oluyor: Faşizm ve libido arasındaki ince çizgi, otoritenin keskin yüzü, işkence, baskı ve direniş, alçaltılma…sinema için elzem birçok tema hülasa; karanlık fantezi, çocukluk imajları ve düşsellik kanalıyla işlenirken, korku unsurları da bu yapıtın bünyesinde buna paralel bir yanöykü olarak durma riski taşıyor. Kuşkusuz filmin evrenini işgal eden konu ve bunun çeşitlemeleri evrensel açıdan dikkat çekici; fakat korku motiflerinin azımsanmayacak ölçüde öykünün dramatik dünyasında yer edişi, filmi bakış açısı ile ikiliğe düşürüyor. Ofelia’nın yeraltına inmesi, bir tür görev bilinciyle donanması / donatılması / sınanması…dünya masal metafiziğinin belkemiğini oluşturan, sözümona kahramanın zorlu badireler atlattığı, mücadelelere göğüs gerdiği ve en nihayetinde de bunun karşılığında muayyen kazanımlar elde ettiği klasik epistemolojiyi oluşturuyor. Tabii bunun, bu korku motiflerinin masallara göndermelerle sunumunun, “sonu mutlulukla biten” kimi pembe dünyalara dair bir parodi niteliği taşıdığını da unutmamak gerek. Çünkü Guillermo Del Toro –senaryoyu da kendisi yazdığı için rahatlıkla söyleyebiliriz bunu–, o klasik masal metafiziğini yerle bir etmek için şiddetin nirengi noktalarını arşınlıyor, iyi ve kötünün alaşımı ucubeleri betimliyor. Bilindik, tanındık masal atmosferinden iyiden iyiye uzağa konumlanıyor. Şu: Dışarıdaki cehennemde savaş ve onun korkunç boyutları çığ gibi yükselirken, Ofelia ile birlikte klostrofobik labirente adım atıyoruz. Fantastizm ve realite sarmalı birbirinin içinde erimeye başlıyor. Bu seçimin Del Toro’nun sinemasal evrenini de oluşturduğunu düşünüyorum. Hanidir Del Toro’nun kamerası, fanteziye vizör tutma açısından hayli zengin. (1993 yılında çektiği Cronos filminde yine fantastik unsurlar devrededir. Burada da olayın gidişatında önemli rol oynayan bir çocuk kahraman vardır. Bu kez konu “ölümsüzlüktür.” El Espinazo del Diablo (2001; Şeytanın Belkemiği) adlı yapıtı da İspanya İç Savaşı (1939’lar) döneminde geçer. Burada da olaylar bir çocuğun vizyonundan aksettirilir. Masal atmosferi burada da egemendir.) Yönetmenin karanlık öykülere ilgisi büyük. Fakat bu film için denebilir ki, Del Toro’nun da aşama kaydettiği, yeni kulvarlara açıldığı, fantezi bahçesinde yeni şeyleri sınadığı bir deney alanı. Fakat bu deney alanı çok tehlikeli zeminleri iştigal ediyor. Sözgelimi, şiddetin karşısına yerleştirdiği çocuksu masumiyetin, saflığın iç ezici bir kontrast yarattığını imleyebiliriz.

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.