ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Osmanlı da Vaka-i Vakvakiye | Adem Uluçay

21.09.2019
2.298
A+
A-
Osmanlı da Vaka-i Vakvakiye | Adem Uluçay

“Çınar Vakası”

Şu tarih de bir tuhafmış
Neler olmuş ne yaşanmış
Onyedinci asırdaymış
Tahta Mehmed – i Rabia varmış
Henüz tıfıl bir oğlan mış
İdareden anlamazmış
Hazine dardan da darmış
Bir çil mangıra muhtaçmış
Ekabirler tedbir almış
Ulufeler tırpanlanmış
Çeribaşı pek yamanmış
Heman kazanı kaldırmış
Vezir nazır tutuklanmış
At meydanında toplanmış
Meydanda bir çınar varmış
Çınarın namı Vakvak’mış
Dalları da pek sağlammış
Vezir vüzera asılmış
Cesetler dalda sallanmış
Hadiseye ad aranmış
Adı Vaka-ı Vakvak kalmış.
Birebir böyle yaşanmış
Yalan değil hakikat mış
Kim okumuş kim anlamış
Belli kimse okumamış
Lüzumlu ders alınmamış
Tarih yine tekrarlanmış
Binlerce insan asılmış

Adem Uluçay

Osmanlı Devleti’nin | Çınar Vaka’sı

IV. Mehmed devrinde 1656’da yeniçerilerle sipahilerin çıkardıkları isyan olan Çınar Vaka’sı XVII. yüzyılın başlarından itibaren Osmanlı Devleti’nin idarî yönden oldukça karışık bir döneme girmesiyle meydana geldi. Bu durum özellikle IV. Murad devrinden sonra daha da arttı, çocuk yaşta tahta geçen Sultan IV. Mehmed’in devlet idaresine hâkim olamaması yüzünden sarayda vâlide sultanlar ve iç ağalar nüfuz kazandı. Devlet erkânı arasındaki rekabet ve geçimsizlik ise son haddine vardı. Bu sebeple Girit Seferi dolayısıyla Venediklilerle Adalar denizinde devam eden savaşta başarı sağlanamadı, hatta Çanakkale Boğazı kuşatma altına alındı. Ayrıca imparatorluğun malî durumu da pekiyi değildi. Ulûfeleri zamanında ödeyemeyen devlet askere düşük ödenek vermek zorunda kaldı, aldığı bu paradan dolayı da asker arasında memnuniyetsizlik baş gösterdiği gibi esnafla aralarında anlaşmazlıklar çıkmaya başladı. Bu ortamda Girit’teki savaştan dönen ve dokuz taksit maaşlarını alamayan bir kısım yeniçeri, gadre uğradı bazı âyan ve ileri gelenlerin de tahriki üzerine Ağakapısı’na giderek şikâyette bulundular. Fakat Kul Kethüdâsı Osman Ağa’nın kendilerini dinlememesi üzerine yeniçeri kışlalarına giderek durumdan memnun olmayan diğer yeniçerilerle iş birliği yaptılar.

Asiler 4 Mart Pazar günü Etmeydanı’ndan Atmeydanı’na geçerek bu olayda ara buluculuk yapmak isteyen Kara Abdullah Ağa’yı meydanda öldürdüler. Daha sonra padişahı tekrar ayak divanına davet ettiler. IV. Mehmed, yanında vezirler, ilim adamları, piyade ve sipahi askeri olduğu halde ayak divanı için Soğukçeşme’deki Alay Köşkü’ne geldi. Zorbalar başlarında Sipahi Mehter Hasan Ağa olduğu halde padişaha şikâyetlerini şifahen anlattılar. Girit’te Venediklilerin verdiği zarar ve ziyandan, askere ayarı düşük akçe verilmesinden, ulûfelerin geç kalmasından, ağalarla musahiplerin yolsuzluklarından uzun uzun bahsettiler. Sonunda bütün bu işlere sebep olan Enderun ve Bîrun erkânından otuz kadar ağanın ismini vererek bunların başlarını istediler. Saray içinden ve dışından otuz kadar devlet adamı yakalandıkları yerlerde öldürüldüler. Bunların cesetleri asiler tarafından Sultanahmet Meydanı’ndaki çınar ağaçlarına asıldı. Bundan dolayı bu olaya Osmanlı tarihinde “Çınar Vak‘ası” adı verildi. Aynı zamanda bu manzara, meyveleri insan şeklinde bir ağaca benzetildiğinden tarihimizde “Vak‘a-i Vakvakıyye” adıyla da meşhur oldu.

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.