ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Maske üzerine bir deneme / Hilmi Yavuz

14.11.2018
1.511
A+
A-
Maske üzerine bir deneme / Hilmi Yavuz

Hayatının son yıllarında (1979 olmalıdır!) Fransa’nın ünlü şair ve romancılarından Louis Aragon,Fransız Televizyonu’nun Antenne 2 kanalında, altı programdan oluşan bir dizi söyleşi yapmıştı.

 

Bu söyleşileri Jean Ristat ile yapıyordu Aragon. Olağanüstü duygulu söyleşilerdi ;- Aragon’un hayatla ve varoluşu ile hesaplaşmasıydı… Hepsi bu kadar değil! Bir büyülü yanı vardı bu söyleşilerin: Aragon, ekranda bir maskeyle görünmüştü ve söyleşilerde yüzünden maskeyi hiç çıkarmamıştı…

O sıralarda bu kışkırtıcı görüntünün, yaşlı ve ‘maskeli’ bir şairin görüntüsünün ne anlama geldiği üzerinde çok konuşulmuştur. Kimileri, sözgelişi Pierre Daix , bunu ‘ yaşlı bir lise öğrencisinin çılgınlığı’ diye nitelediler. Kimileri de,Aragon’un yılların örselediği yaşlı ve buruşuk yüzünü gizleme isteğine bağladılar…

Maskeler, daima, birşeyleri gizlemek içindir. Kimi zaman, kimliğin gizlenmesine yarar;- yanılmıyorsam 2000 yılında gördüğümüz ‘Eyes Wide Shut’ filminde olduğu gibi! Şüphesiz, Aragon’un bu maske ile kimliğini gizlemek gibi bir sorunu olamazdı! Herkes ,Jean Ristat’nın, Louis Aragon’la söyleşi yaptığını biliyordu çünkü…

Gizlilik,kuşkuludur ve işte tastamam bu nedenle, çoğu kez, varoluşsal imalar taşır. Şöyle düşünülür: Öyle ya, kendini gizleyen, gizleyecek birşeyleri olandır:Böylece maske,bilgi ile kimlik ya da eylem ile kimlik arasına girer ve kimliği gizler Maske, ‘Ben.Öteki’yim!’ demektir. Mevlana’nın , ‘ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol!’ öğüdü, maske ile maskenin gizlediği arasındaki aykırılığı ortadan kaldırmaya yönelik bir ahlaki öğüttür elbet…

Gelgelelim, insanların göründükleri gibi olmalarına ya da, oldukları gibi görünmelerine, samimilik ve dürüstlük bağlamında bir ahlaki değer atfedenler, yani Mevlana gibi düşünenler çoğunlukta olsalar da, ‘olduğu gibi görünme’ye ve ‘göründüğü gibi olmaya’ inanmayanlar da vardır: Örnek mi? Oscar Wilde! Maskelere inanır Wilde;- şöyle söyler: ‘Ona bir maske verin; işte ancak o zaman hakikati söyler.’ (‘Give him a mask, and a man will tell you the truth’.) İnsanın hakikati, yüzünü gizleyerek, maske takarak söylemesi, daha mı kolaydır gerçekten?

Jean-Paul Sartre,insanın hakikati gizlemesinin iki farklı türünü ayırt eder: Hakikati Öteki’nden gizlemek ( ki, bunun adı,’yalan’dır!) ve HakikatiKendi’nden gizlemek ( bunun adı da, ‘kendi-kendini aldatma’dır;- Sartre’ın deyişiyle, ‘mauvaise foi’!). Şimdi sorumuzu tekrar soralım: İnsan maskeliyken hakikati hangi durumda daha kolay gizler? Yalan’da mı, yoksa kendi-kendini-aldatma’da mı?

Roland Barthes,’gizleme,görülmelidir’ diyor. Maske, ‘biliniz ki,sizden birşeyler gizliyorum’ demektir. Bu, gizlenenin hem bilinmesi hem de bilinmemesi gerektiğini ima eder. Barthes, antik Roma tiyatrosunda, sahneye maskeyle çıkan oyuncuların, parmaklarıyla maskelerini işaret ederek ‘Larvatus

prodeo!’ dediklerini söyler: ‘Larvatus prodeo;- yani, ‘maskemi parmağımla göstererek öne çıkıyorum!’ Şöyle der Barthes: ‘Tutkumun üzerine bir maske geçirir, bükük parmağımla gösteririm bu maskeyi…’ ‘Larvatus prodeo’, işte tastamam bu anlama, bir şeyi (kimliğimi?) gizlediğimi belli etmek istediğim anlamına gelir. Eski Roma ve elbette Eski Yunan tiyatrosunda, bu yüzden maske kullanılmıştır.G.Stauth ve B.S.Turner’in Nietzsche’nin Dansı’nda bildirdikleri gibi, Yunan dramı,yüzünde maske taşıyan aktörün Dionysos’un ızdıraplarını temsil etmesiyle birlikte, trajediye dönüşür. Heidegger, Yunanlıların Trajik Çağı’nı yücelten Nietzche’nin sağken yayımladığı yazılarının, gizlenme gereğini duyan bir yazarın ‘maskeleri’ olduğunu, bu nedenle öne sürmüş olabilir.(Heidegger, ‘Nietzsche, maskelerini yayımladı’, diyordu.) Bataille ve Lacan’ın, gerçek Kendi’nin (‘Self’), ‘Öteki’ (‘Other’) olduğunu önesürüşlerinin de anlamı budur: ‘Ben,Öteki’dir!’

Çocukluk yıllarımda 1001 Özel dergisi’nin ‘Kızıl Maske’sini heyecanla okurken, onun yüzünü niçin gizlemek istediğini hep merak etmiştim.Bir de,elbette ‘ Demir Maskeli Adam’ vardı, kimliğini bilmediğimiz…

‘Demir Maskeli Adam’ bir roman kahramanı değildir, gerçektir. XIV.Louis’nin krallığı döneminde tam kırk yıl cezaevlerinde yatmıştır. Aslında,maskesi demirden değildir bu esrarengiz tutuklunun: Bir cezaevinden ötekine nakledilirken , yüzüne, demirden değil, siyah kadifeden bir maske takmaktadır. Alexandre Dumas, o ünlü romanında Voltaire’in önerisini benimsemiş, ‘Demir Maskeli Adam’ın XIV. Louis’nin gayrımeşru kardeşi olduğunu öne sürmüştür. Dumas’ya göre, bu gayrımeşru çocuğun babası, Kardinal Mazarin’den başkası değildir!

Çocukluğumun, ‘Kızıl Maske’den ve ‘Demir Maskeli Adam’dan başka, bir maskelisi daha vardı: ‘Maskeli Süvari’! Şimdi soruyorum: Çocuklar için hazırlanmış resimli romanların kahramanları, niçin çoğunlukla ‘maskeli’ oluyorlar? Çocuğu, hayatta bazı şeylerin gizlenmesi gerektiği düşüncesine hazırlamak için mi? Hakikatin, bir maskenin arkasına gizlenilirse, daha kolay açıklanabildiğini öğretmek için mi? Yoksa, Janus maskesi gibi, ‘iki başımıza yürüdüğümüzü’ göstermek için mi? Ya da, şairin dediği gibi, ‘Şimdi ben ,yüzümle kimin yüzü gibiyim?’ diye sordurmak için mi?

Ve bir soru daha: Halide Edip, o piyesine niçin ‘Maske ve Ruh’ adını vermişti?

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.