ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Her şeye rağmen insanların kalplerinde iyi olduklarına inanıyorum – Anne Frank

03.11.2016
1.762
A+
A-
Her şeye rağmen insanların kalplerinde iyi olduklarına inanıyorum – Anne Frank

Anne Frank – Anne Frankin Hatıra Defterinden

Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı Anne-Frank-Her-seye-ragmen-insanlarin-kalplerinde-iyi-olduklarina-atolyesi-3yilhnlj-gxdeazrsw.jpg

Neden her gün savaş için milyonlar harcanıyor da, sağlığa, sanata ve yoksullara bir sent bile yok? Neden dünyanın başka yerlerinde bolluktan yiyecekler çürürken insanlar açlık çekiyor? Neden insanlar bu kadar deli? Savaşın sadece büyük adamlar tarafından yapıldığını sanmıyorum. Hayır, küçük adamlar da savaş yavlısı, yoksa bütün haklar çoktan ayaklanırdı!! İnsanların içinde yıkma dürtüsü var, öldürme, katletme ve öfkeli olmak var, şayet tek bir istisna kalmayana denk tüm insanlar bir metamorfoz geçirmezlerse savaş devam eder. İnşa edilmiş, bakılmış, büyütülmüş her şey kesilecek yok edilip sonra yine başa dönülecek.

Şimdi tüm bu hatıra defteri macerasının başladığı noktaya gelelim: Benim hiç kız arkadaşım yok.


Konuyu daha net hale getirmek için tam da burada bir açıklama gerekiyor, çünkü hiç kimse on üç yaşında bir kızın bu dünyada yapayalnız olduğunu anlayamaz.

 Denemeye devam edeceğim. Taa ki herşey daha iyi olana kadar. Asla vazgeçmeyeceğim…

Normal insanlar kilit altında yaşayanlar için kitapların ne anlama geldiğini bilemezler. Okumak, öğrenmek ve radyo dinlemek… Sadece bunlarla vakit geçiriyoruz.

Ben kendi hesabıma suskun ve mesafeli kalacağım; gerçeklerden korkmamaya devam edeceğim, çünkü gerçekler ne kadar ertelenirse, bunları kabullenmek o kadar güçleşiyor.

Akşamları yatakta bütün günahlarımı ve şiirsel eksikliklerimi düşündükçe, bu kadar çok şeyi düşünmekten dolayı kafam karışıyor, o andaki ruh halime göre ya ağlamaya ya da gülmeye başlıyorum. Sonra çılgınca bir duyguyla olduğumdan başkası olmayı arzuluyorum ya da başkası olmak, istemeden veya belki de isteğimin dışında başka türlü davranmak yönünde çılgın bir düşünceyle uyuyorum.

Eğer tanıdıklarımızdan birini kurtarabiliyorsak, geri kalan her şey ayrıntıdır.” demişti babam ve bunda tamamen haklı…

Anne Frank 12 yaşında, Amsterdam

Anne Frank Kimdir?

Anne Frank 87 sene önce doğmuştu. 16 sene süren hayatını dünya tarihindeki en büyük felaketlerden birinin ortasında geçiren Frank’in ardında bıraktıkları ise o döneme ışık tutacak o defter sayfalarından çok daha fazlası aslında.

İkinci Dünya Savaşı sırasında yazdığı günlükte ailesiyle birlikte yaşadıklarını ve o dönemde olup bitenleri anlatan Frank’in yazdıkları yetmişten fazla dile çevrildi. 16 yıllık hayatının denk geldiği zamanda ve doğduğu coğrafyada, insanlık tarihinin en büyük katliamlarından birinin ortasında kalıp, “Her şeye rağmen insanların kalplerinde iyi olduklarına inanıyorum” diyen Anne Frank ile ilgili şeyler şöyle;

1. 12 Haziran 1929’da doğdu

Tam adı Anneliese Marie Frank. 1929’da Frankfurt’ta doğdu. Babası Otto Frank, annesi Edith Frank-Hollaender ve kız kardeşi Margot ile birlikte 1933’teki seçimlerden sonra şehirden ayrılarak teyzesinin yanına, Aachen’a yerleştiler.

Anne Frank, Amsterdam’da bulunan Merwedeplein apartmanındaki odasında.
Mayıs 1941, Frank ailesi Amsterdamda. (Soldan sağa: Margot, Otto, Anne, Edith)

2. Baba Otto Frank Frankfurt’ta kaldı

Otto Frank bir süre daha Frankfurt’ta kaldı. O dönemde Hollanda’ya yoğun bir Yahudi göçü vardı. Bu sırada Amsterdam’dan iş teklifi alan Otto Frank ailesiyle birlikte Amsterdam’a göç etti. Frankler 1933-1939 tarihleri arasında Almanya’dan Hollanda’ya kaçan yaklaşık 300 bin aileden biriydi.

3. Montesorri okulunda eğitim gördü

Margot ve Anne farklı okullara gitmeye başladılar. Margot bir devlet okuluna gitti, Anne ise İtalyan ekollerinden olan bir Montessori okulunda eğitim gördü. Burada aldı eğitimi boyunca okuma ve yazmaya olan ilgisini keşfetti.

4. İşler planlandığı gibi gitmedi

Çünkü 1940 yılında Hitler Hollanda’nın kontrolünü de ele geçirdi. O döneme kadar Almanya’da işleyen kurallar hemen Hollanda’ya da entegre edilmeye başladı; Yahudi çocuklar tek bir okulda eğitim görmeye başladılar. Yani Frank kardeşler eğitim gördükleri okullardan alındılar.

5. O günlük 13. Yaşında hediye edildi

Anne’in sonraları yetmişten fazla dile çevrilecek ve 30 milyondan fazla kopya satacak olan günlüğünü ona babası Otto 13. Yaş gününde hediye etti.

6. Margot için kötü haber

Anne günlüğüne yazmaya başladıktan kısa bir süre sonra kız kardeşi Margot için bir çalışma kampına çağrıldığı telegraf Frank ailesine ulaştı. Aslında birkaç sene sürecek olan saklanmayı başlatan şey de bu oldu.

7. O meşhur oda Otto’nun ofisindeydi

Frank ailesinin 6 Temmuz 1942’de taşınıp saklandıkları o oda Otto Frank’in çalıştığı yerdeki gizli bir bölmeydi. Daha sonra başka aileler de onlara katıldılar. O güne kadar yaşadıkları evi neredeyse olduğu gibi bırakan Frank ailesi güvenlik yüzünden Anne’in kedisi Moortje’yi de bıraktı.

8. Yalnızca günlük yazmadı

Anne günlüğüne yalnızca olan bitenleri yazmadı. Deneme ve kısa hikayeler de vardı günlüğünde. Hollanda radyosunda duyduğu bir anonsta Nazilerin Yahudilerin yazılı belgelerine de el koyduklarını duyduktan sonra, günlüğüne yazdığı kişileri takma isimlerle belirtmeye başladı.

9. Saklanma iki sene sürdü

Franklerin başka ailelerle birlikte saklandıkları yerin Alman polisi tarafından bulunması yalnızca iki sene sonra oldu. 4 Ağustos 1944’te Frankler yakalandı. Onları kimin ihbar ettiği hiçbir zaman ortaya çıkmadı. 5 Ağustos günü Huis van Bewaring’e nakledilen aile, bundan iki gün sonra günde neredeyse 100 bin Yahudinin gönderildiği Westerbork geçiş kampına gönderildiler. Saklandıkları için “suçlu” olarak değerlendirildiklerinden, kamptaki ağır iş bölümüne gönderildiler.

10. Babasını son kez gördü

3 Eylül 1944 Anne’in babası Otto’yu son gördüğü gün oldu çünkü o gün Auschwitz’e gönderildiler. Auschwitz girişinde kadın ve erkekler farklı bölmelere alınıyorlardı. Orada yaşanan vahşeti hemen anlayan Anne, babasının içeri alındıktan birkaç gün sonra öldürüldüğünü düşündü.

11. Auschwitz’ten Bergen Belsen’e geçiş

28 Ekim tarihinde 8 bin kadın Bergen Belsen toplama kampına götürülmek üzere seçildi. Anne ve Margot kardeşler bu grubun içindeydi fakat anneleri Auschwitz’te kaldı. Sonraları annelerinin açlıktan öldüğü ortaya çıktı.

12. Anne için de kurtuluş olmadı

1945’in başında Bergen Belsen’de salgınlar baş gösterdi. Toplamda 17 bin mahkûm yalnızca salgın yüzünden öldü. Margot ve Anne’in de bu tifo salgınında öldüğü biliniyor. Daha sonra ortaya çıkan tanıklar, Margot’un ölümünden üç gün sonra Anne’in de hastalık yüzünden öldüğünü söylüyorlar. Geçtiğimiz aylarda Amsterdam’daki Anne Frank Evi’nin sunduğu son belgeler ise Anne Frank’in resmi kayıtlarda 31 Mart 1945 olan tarihinin değişmesi gerektiğine işaret ediyor; zira bu son çalışmadan çıkan sonuca göre Anne bundan yaklaşık bir ay önce ölmüş.
Auschwitz’teki şartları gören Anne’in tahmini doğru çıkmadı. Çünkü babası Otto Frank orada hayatta kalmayı başardı. Savaş bittikten sonra Amsterdam’a dönen Otto ailesini bulmak için çok çaba sarfetti. Eşinin ölüm haberinden sonra kızlarının hayatta olma ihtimaline inanmak isteyen Otto’nun bu inancı da çok uzun sürmedi.13. Anne’in düşündüğü gibi olmadı

14. Günlük hediye edene geri döndü

Haziran 1945’te Otto kızlarının ölmüş olduklarını öğrendi. Anne’in bir arkadaşına emanet ettiği hatıra defterini, Miep Gies Otto Frank’e verdi. Kızının günlüğünü okurken onun hiç bilmediği yönlerini öğrenen Otto, Anne’in her zaman bir yazar olmak istediğini göz önünde bulundurarak günlüğü kitap halinde yayınlatmayı düşünmeye başladı. Otto Frank 1980 yılında öldü.

15. Anne Frank’in Hatıra Defteri

Kitap ilk kez 1950 senesinde Almanya ve Fransa’da basıldı. Pek çok yayıcı tarafından reddedildikten sonra İngiltere’de de 1952 senesinde basıldı. Avrupa dışından en büyük ilgiyi Japonya’dan gördü kitap; ilk kopyası 100 binden fazla sattı ve Anne Frank kısa sürede Japonya’da savaş esnasında gençliğin yıkımını gösteren bir sembol haline geldi.

Kitap bugün hala dünyanın en çok okunan günlüklerinden bir tanesi. Anne Frank’in ailesiyle birlikte saklandığı ev bugün Amsterdam’da hala ziyaretçilere açık.

Anne Frank’ın içinde olduğu tek video

Bu yazı Radikal’in sitesinden alınmıştır.

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.