ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

He Mustafa’m ölme mi ki | Nermin Akkan

18.03.2020
1.319
A+
A-
He Mustafa’m ölme mi ki | Nermin Akkan

Yaş alayım öyle gelsin
başım gözüm üstüne.

Sökülünce menteşesi,
dökülünce gül dudağın aşka dair pürneşesi,
tutunamaz olduğunda bir bülbülün gül hevesi dilden çıkmış bu çaputta,
Gelsin ölüm baş üstüne.

Hasbelkaderin yüzünden, ihmal mihmal bileşkesi
fitim gelsin ona bile.

Onbeşli*lik, şeref evet
Yüz yirmi*den biri isem, çıktığım yerdir kerevet.
Conkbayırı, Kocaçimen gülistandır.
Triyandafil toplu kabir,
Keçi Deresi’nde Azrail, tel duvaklı akça gelin!

Lakin
Lakin ölümün böylesi
Kabul edilesi midir?

Ah şehadet mertebesi!
Kucak açmış her peygamber,
Kimin umurunda ölüm, kimi korkutur ki makber!?

Sağım solum yanım yörem, eşim eşitim her yönden.
Vazgeçmişiz vatan için, vazgeçmişiz candan gönden.

Gök mavinin kuşatığı ateş hattı,
İbrahim’ce güllenmişti,
bülbüllerin tümü birden “… geçilmez”le dillenmişti,
” Ölüm” emri, dirimeydi.

A benim eksik eteğim,
keşke sana kızıl künyem
cep harçlığı gelmeyeydi.

A benim alça yazmalım,
A benim burnu hızmalım,
Ali’n, Emre’n,
Ahmet,in Hüseyn’in Berke’n,
güvercinim yüreğini yoksullukla delmeyeydi!

Ölüm ne ki
Albayraklı gök ölmesi
Ölme mi ki!!? He Mustafa’m
Ölme mi ki?

Nermin Akkan
Nermin Akkan
Nermin Akkan, Hece Mavisi (2018), Ayrıksı Çiçekler (2019), Cerensiz Olmaz –Anne ile Kızın Uzun Yolculuğu- (2019), Yayla Rüzgârı (2020) ve Kimsesiz Şiirlei’nden (2021) sonra altıncı eseridir. 1971’de birlikte çatısı altına girdiği Tokat Öğretmen Okulu yıllarında şiirleriyle tanıdığı, ama derste yaptığı - kimsenin aklına gelmeyecek dil oyunlarıyla örülü esprilerinden dolayı, ilerde Ahmet Haşim kalemiyle yazılmış mizah bulutlarından aldığı nemi serpen bir deneme yazarı olarak göreceğimizi düşünmüş. Şimdi onun görebildiği yazıları, aradan geçen uzun yıllar boyunca o kalem daha nice mürekkeple karşılaşsa da hepsini silerek kendine özgü karakteristik yazıyı ortaya çıkarmaya çabalamış. Çabanın ne kadar şuurlu olduğu hakkında fikir yürütebilmek metinlerin iç dünyasındaki cehennemî kavuruculuğun da serinletici “yayla rüzgârlarının da kalbe aktığı ilham dönemlerinden okuyucuya vardığı son güne kadarki kılık değiştirmelerini bilmek gerekir. Bu ancak yazdıklarını bir kitap için biriktirmek yerine peyderpey yayımlamayı seçen kalem erbâbı için denenebilecek bir yoldur.
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.