Günün Kitabı | Kızıl Kahkaha | Leonid Andreyev
Kitap Yorum: Meral Baltacı Nalbantoğlu
Savaşın insan üzerindeki zihinsel ve duygusal etkilerine çarpıcı bir örnek
oluşturan çarpıcı bir metin Kızıl Kahkaha.
Savaştan sağ ve yaralı çıkan bir subayın, savaşta yaşayıp hissettiklerine
ilişkin tuttuğu notlar şeklinde kurgulanmış roman yarısına kadar. Yarısından
sonra ise, eve sağ dönse de, bir süre sonra hayatını kaybeden subayın erkek
kardeşinin savaşla ilgili izlenimleriyle devam ediyor.
Günlerce, aç, uykusuz ve hasta, ardında asker arkadaşlarının ölülerini bırakarak, gördükleri kan ve vahşetten deliliğin sınırlarında yaşayan subay, korkudan dehşete düşmüş bir askerle konuşurken, bir kurşun askerin yüzünü dağıtır : “Sağ yanağımda beni şiddetle sarsan sıcak bir hava hissettim; gözlerimin önünde, soluk yüzün yerinde, kısa küt ve kırmızı bir şey vardı ve kötü afişlerde resmedilenler gibi, açılmış bir şişeden boşanırcasına kan fışkırıyordu. Ama bu kısa ve akan şeyde hala bir gülümseme, dişsiz bir kahkaha, kızıl bir kahkaha var gibiydi.” O andan sonra, dünya, atmosfer, evren bir kızıl kahkahadır subay için. Kızıl kahkaha bir metafordur, vahşetin, korkunun, dehşetin oluşturduğu deliliğin metaforu.
Savaştan
bu şekilde etkilenenler sadece askerler değildir, kızıl kahkaha bulaşıcı bir
dehşettir, siviller de düşüncelerini bozan, huzur vermeyen bu korkudan saklanıp
korunamazlar, o, mesafe ve engel tanımadan savaşan tarafların her ferdinin
kalbine, beynine, düşüncelerine sızar ve onları da zehirler.
Savaş üzerine ne yazılsa onun kötülüğünü anlatmaya yetmez, bazı metinler
ise o kadar güçlüdür ki; bir yönünü iyi anlarsınız. Bu metin de onlardan biri.