Uyandığımda sabahtı | Adar Korkmaz
Üstüm başım hala hüzün
kokuyordu
Zor günlerimin dostları cam kenarına dizilmiş
Sevgi sözcükleri ve az birazda su bekliyordu
Silkelendim
Yüzüme iki parça soğuk su vurdum
Maşrapayı doldurdum
Kahvaltı önceliği çiçeklerimin di
Karanfilim, begonyam, hüzün çiçeğim….
Onlarla gelişi güzel cümleler kuramazdım
Her biri ayrı şefkate alışık
Ayrı sevgi ile bakıyordu bana
Ben onlara…
Derdimi anlatsam süzülürlerdi
Anlatmasam süzülecektim, ama olsun;
Saatlerce bıkmadan onları izleyebilirdim
Onlar bıkmadan bekleyebilirlerdi beni
Yine de eksik bir bakış kalırdı bir yerde
İki tarafında his edip kaçındığı….
Cam kıyısına koyduğum masaya oturdum
Çayım soğumuştu ben düşünürken
İçtim yine de
Acı her yerimdeydi….
Gökyüzünü bulutları izlerken
Kelimelerin el ele tutuşup cümle oluşlarını gördüm
Kalemi kutusundan alıp kağıda emanet bıraktım cümleyi
Zaman zaman gözlerim çiçeklere takıldı yine
Onlar da beni izliyordu
Gündelik hayatta harcadığımız ömürden çok farklıydı an
Ve ben bu anı çok seviyordum
Bağımsızlığını ilan etmiş bir ülke gibiydim
Askerlerim, dostlarım, ailemdi çiçeklerim
Bir ara dış dünyamın ayaklarım altından çekildiğini fark ettim
Huzurun kendimde olduğuna
İşte o zaman inandım
Yaşamak için çok sebebim olduğuna da
Geceden üstüme sinmiş uyku dağılmış
Telaşlı adımlarla gardırobun kapısını araladım
Giyindim ve o telaşla bir yere geç kalmışçasına
Sokak kapısını ardımda bıraktım;
Kaldırımlar aynıydı
Sokak yine sessiz
Tomurcukları patlamış ağaç dalları
Halısı yenilenmiş gibi yem yeşile dönüşmüştü park;
Çok uzun zaman olmuştu sanki bütün bunları görmeyeli;
Havanın serinliği beni biraz daha uyandırmıştı
Ama hala mutsuzluğum benimleydi,
Kendimi kandırıp bir meyhane yolu tuttum
Dışarıdan ayna gibi görünen pencereleri
Aynalı kapısı sürgülü
Ve bir o kadar eski haliyle
Eski ben
Şişenin dibinde aramaya koyuldum,
Gideni
Geçeni
Unutup unutulanı…..
Bardağı ağzıma dayadıkça
Bir yudum daha yıkanıyordu sanki hüzün
Beni buraya getiren neydi diye düşündüm
Belki de yıkanmak
Yıkmak içimde biriken duvarları
Her ne ise iyiydi şimdi
İyiydim….
Bir Müzeyyen Saner şarkısı masaya oturdu sonra
“Dönülmez akşamın ufkundayım
Vakit çok geç”
Eşlik ettim,
Kırmadım
Kırılmadım,
Aksine içimin eski mobilyaları yenileniyordu
Ve benim şair yanım biraz daha ustalaşıyordu
Gerçekler acıydı
Ama yaşanması için vardılar….
Bir fısıltı yan masadan
“Yelkovan akrebi kovalamış,
Vakit yorulmuş, saat geceyi yakalamış” diyordu
Sarhoşluğumu eve nakletme vaktiydi
İnsandan uzak
Gökyüzüne, mehtaba ne kadar yakın olsam o kadar iyiydi;
Cam kenarı masama oturdum
Perde zaten açıktı
Çiçekler uyumuş
Parlement mavisi gökyüzünde ay gülümsüyordu
Baktım, gülümsedim bende
Uzun zaman sonra…..