Sümer Uygarlığı’nın Gizemli Mirası | Mahir Akarsular
Neden bir hafta sadece 7 günden oluşmuş? Niçin beş ya da sekiz ya da on gün değil, hiç düşündünüz mü?
Bunun yanıtı çok basit. Çünkü günlük yaşamımızı belirleyen kurallardan biri
olan 7 günlük haftalar bize bundan 45 yüzyıl önce Mezopotamya’da yaşayan
insanlardan kalmış. Mezopotamya’da (Belki de Anadolu’da) yaşamış bir grup insan
yıldızlara bakmayı merak edinmişler ve bir hafta gökteki cisimlere göre yedidir
diye kestirip atmışlar. Bunu kabul eden kent yöneticileri ve sonraları kralları
“Evet bir hafta 7 gündür diye kabul etmişler. Hatta sonraları İncil’de bile
Tanrı’nın Evreni 6 günde yarattığı sonra yedinci günü çalışmayı yasakladığı
anlatılmış.
Bunu o kadar hava ve su gibi kabullenmişiz ki her 7 günde bir cuma
namazına ya da cumartesi tapınağa ya da pazarları kiliseye gitmişiz. Hangi
günün kutsal olduğu ait olduğumuz dine göre değişmiş ama bu kutsal günler hep
aynı sıklıkla hep 7 günde bir gelmişler.
Tabi aynı
şekilde her pazartesi ise gitmişiz, cuma’yı iple çekip hafta sonu tatili
olmasını beklemişiz. Haftada yani 7 günde kaç saat çalışılması kaç saat dinlenilmesi
gerek diye işçiler mücadele vermişler. Kutsal adamlar hangi gün çalışmanın dini
gereklerle yasak olduğunu söylemişler.
Bütün bu
“Yedilik Sistem” in başlaması yaklaşık olarak m.ö. 2350’de Akad Kralı Birinci
Sargon’un emriyle olmuş. Tarihi kayıtlara göre Sümerlerin Ur kentini fetheden
Sargon resmi olarak 7 günlük haftayı kayıtlara geçiren ilk yöneticidir.
Resmi kayıtlara
geçilmemiş olsa bile bu tarihten uzun zaman önce Sümerlerin hafta zaman
birimlerini kullandıklarını biliyoruz. Sümerler zaman konusunda çok büyük
buluşları uygulayan insanlardı.
Sadece haftanın 7 gün olması değil Bir saatin 60 dakika günün 24 (2×12)
saat olması gibi her gün tartışmasız kabul ettiğimiz şeyleri de Sümerlerden
miras edinmişiz. Sümerler bildiğimiz gibi altmışlık sayı sitemi kullandıkları
için saatin 60 dakikaya bölünmesi ya da günün 2×12’ye bölünmesini anlamak kolay
oluyor.
Bilirsiniz 60
sayı sistemi kullanılırsa çeşitli hesaplarda bir bütünün 2, 3, 4, 5, 6, 10, 12,
15, 20 ve 30 sayılarına bölünmesi çok kolaydır. Yine aynı nedenle Sümerlerin ve
altmışlık sayı sistemine bağlı hesap cetvellerinin onluk sisteme üstün olduğu
günümüz matematikçileri tarafından kabul edilir.
Peki 60 lık sayı sistemi kullanan ve 60 x 60 sayısına bile özel isim
veren bu insanlar neden hiç bir başka sayıya bölünmeyen bir -asal YEDİ sayısına
hayran kalıp haftayı yediye böldüler? Bir yılın 365 gün olduklarını bilenler;
30 günlük 12 ay oluşturanlar ve artan 5 günü dini gün ilan edenler 360 ya da 60
gibi sevdikleri sayılar ile hiç ilgisi olmayan YEDİ sayısını niye seçtiler?
Sümer ve onun mirasçısı Mezopotamya kültürlerinin tersine Eski Mısır ve
Eski Çin on günlük hafta sistemi kullanıyorlardı. On günden oluşan bir haftanın
günlerini on parmak ile saymak tabii ki çok kolay olacaktır.
Ur kentinde ortaya çıkmış ve Sargon tarafından resmiyet kazandırılmış
”Yedi günlük hafta sistemi” Babilliler, Yunanlılar, Persler, Romalılar, Eski
ve Yeni Hindistan kültürleri, sonra Yahudiler, Hristiyanlar ve Müslümanlar
tarafından kabul edilmiş. Bu kültürlerin yayılması sonucu Avrupa ve Amerika
kıtaları 7 günlük haftayı kabul edenler arasına girmiş. Sonunda Çin
İmparatorluğu dahi (bin yıl kadar önce) Sümerlerin yaratmış olduğu 7 günlük
haftaya teslim olmuşlar.
Bir yılın ve
günün uzunluğu doğal olaylarla belirlenmiş. Yukarıda da yazıldığı gibi önceleri
eşit olan ayların kaç gün olduğu, bazı kralların zoruyla bugünkü eşitsiz haline
gelmiş.
Bunlara karşılık bir haftanın kaç gün olduğu tamamen gariplik gibi
görünmekte. Bir Lunar Ay’ın 4 hafta olduğu ve bunun 4×7 olduğu söylenmiş .
Biliyoruz ki bir Lunar Ay 29 ½ günden oluşur. Bu nedenle Lunar Takvim’e (Ay
Takvimi) göre dini törenlerini ayarlamaya çalışan gruplar hala hangi gün bayram
başlar hangi gün Ramazan ayı başlar tartışır dururlar.
Sümerler gibi çok iyi aritmetik bilenlerin haftada 7 gün olduğuna karar
vermelerinin asıl nedeni Göyüzünde gördükleri 7 Tanrıya tapmalarıdır.
Saygılarını
göstermek için haftanın günlerine de bu 7 gök cisminin isimlerini vermişlerdir.
Bugün de biz aynı saygıyı sürdürmekteyiz. Hepimiz ister Müslüman ister
Yahudi ya da Hristiyan, Ur kentinde yaşayan Sümerlerin yedi tanrısına saygıyı
sürdürüyoruz.
Aynı şekilde Hindu, Taoist ya da ateist herkes 7 Sümer tanrısına saygı
göstermeye devam ediyor. İlk tanrıların adları tabii ki değişmiş ve Sümerce
isimlerini kullanmıyoruz ama bu olayın kendisini değiştirmiyor.
Sümerler için 7 basit ya da rastgele bir sayı değildir. 7 dalı olan
Yaşam Ağacı; 7 katlı Cennet, gibi 7 katlı Ziggurat (ilk prototip Piramitler)
Sümerler tarafından mitolojik hikayelerden tutun da gerçek tapınaklara dek
yansımıştır.
Daha sonra bu
“Yedi” sayisi Sümerler yok olduktan binlerce yıl sonra yapılan 7 katlı Babil
zigguratlarında ya da “Asma Bahçeleri’nde” görülmeye devam etmiştir.
Sümer’lerin Bilgemiş (Gılgamesh) destanını okursak maymunsu ilkel-adamın
(En-ki-du) nasıl insan olduğu şöyle anlatılır:
Enkidu’yu
“eğitmek” ile görevlendirilen Shamhat ile Enkidu 7 gün 7 gece sevişirler. Bunun
sonunda En-ki-du nerede doğduğunu (Vahşi orman) unutur ve insan olur. Bu
hikayede yedinci gün kutsal ilan edilmemiştir. O zamanlar herhangi bir şey
yapmak riskli olduğu için yedinci günden sonra sadece dinlenmişler.
Tarihte olup
olmadığı tartışılan Abram Ur’dan çıkıp Harran’da Abraham adını alırken
Yahudiler de UR/Mezopotamya hikayelerinden etkilenerek İbrani geleneksel
hikayelerini oluşturmaya başlamışlar.
Yahudiler, Sümerlerden Tufan hikayesini almanın yanında 7 günlük hafta
fikrini o kadar sahiplenmişler ki Genesis yani yaratılış öyküsünde
kullanmışlar. Başka konularda da görüldüğü gibi bu konuda da çeviriler
sırasında biraz karmaşa olmuş. Sümerlere sorsalardı Tanrının yedinci gün
yarattığı ile mutlu bir şekilde oturduğunu söylemezlerdi. Sümerlere göre Tanrı
çalışmayı yedi günden sonra bırakmıştır, çünkü son gün ne yapılsa ağlamaya ve
üzüntüye sebep olabilirdi.
Sümer
Tanrılarının adları önce Semitik dil konuşan Akad ve Babil lisanlarına
çevrildi. Böylece günlere verilen isimler değişti ama kişilikleri ilginç olarak
değişmedi.
Aşağıdaki tabloya bakarsak:
Tablodan görüldüğü gibi günlerin adları değişirken bunlara kaynak olan
gök cisimlerinin adları da değişmiş. Yani bizim Pazar dediğimiz gün Sümer için
Utu yani Güneş, Akad / Babil için ise Şamaş yani yine Güneş anlamında
kullanılan kelime.
Bunun gibi diğer Sümerce isimler de başka dillere çevrilmiş, adapte
edilmiş.
Bu şekilde 7 Günlük Hafta sistemi ve günlere verilen isimler kaygısızca
bir kültürden diğerine sıçramış gitmiş. Sümer’den Babil’e, oradan Asur ve
Kaldelilere, Yahudilere, Müslümanlara bir virüs gibi geçmiş onlarla kalmayarak
bu yayılma tüm
Dünya’yı kaplayana dek sürmüş.
Tarihte 7 gün dışında hafta denemeleri :
Fransız Büyük ihtilali olunca 10 günlük haftalar ilan edilmiş ve
günlerin adları sadece numaralar ile anılmış (kaynağı Eski Mısır’a giden bir
sistem). Bu uygulama devlet dairelerinde 12 yıl sürmesine karşın bu sistem
tutmamış. Bolşevikler 1917’de iktidarı ele geçirince onlar da Fransız
ihtilalindeki gibi günleri numaralamayı denemişler o da tutmamış. 1929’da
Stalin önce 5 günlük sonra da 6 günlük haftaları ilan etmiş. (6 günlük haftalarda
Pazar olmadığı için Pazar günü kiliseye de gitmek olmayacak diye Parti
propagandası yapılmış ama esas amacın işçilerin haftada sadece bir gün tatil
yapması olduğu düşünülebilir).
Günümüzde Sümerlerin “kültürel emperyalizmi” birçok alanda
olduğu gibi haftanın 7 gün olmasında da zaferini Dünya’nın dört bir yanında
kutlamakta.
Bugün hala Güneş, Ay, Mars, Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn den adını
kaynak olarak almış haftanın 7 gününe bağlı yaşamaya devam ediyoruz …..
Alıntı : Nedim Çakan