Siyasi Kitsch-Josef H. Kılçıksız
Kendi üretmediği, var etmediği bir hayatı yaşama sevdasına kapılan Türkiye toplumu, Televole’yle, magazin programlarıyla, dizileriyle, giyim kuşamı, hayat tarzı ve sonradan görmeliği ile aslında taklitçi burjuvazinin sınıflaşamamış hibrit toplumuna dönüştü. Bu bakımdan sosyal dokularında kitsch’in birçok özelliğini de barındırıyor
xxx
Kitsch anti-sanattır biraz da. Bu yozlaşma içinde estetik ülküye olan haslettir.
Mesela teyzelerin altın gününe giderken yanında götürdükleri rugan terliktir.
Palmiye şeklinde bir gece lambasıdır. Televizyonun üzerine konulan dantel örtüdür.
Çocukların yoksunluktan meyve yiyemediği bir evde, renkli camdan yapılmış meyve tabağında duran bal mumundan meyvelerdir.
Haluk Kırcı röportajının gazetecilik olarak sunulmasıdır. Devrimci katilinin gizli gizli Ahmet Kaya dinlemesidir. Sözde çevreye duyarlı iktidarın müteahhit ve beton aşkıdır.
Ormanı yakanın evindeki vazoda duran plastik çiçektir.
Yuvarlak aynalarla süslü, eril homofobik bir mekânda Bülent Ersoy’un arabesk okumasıdır mesela.
Köyden İstanbul’a göçenin Elvis resimli duvar halısıdır.
Otomobillerin ön camlarında sallanan tespihtir ve “her şeye baş sallayan köpek” maskotudur.
Bol makyajlı kadının kömür karası saçlarını tavuk kakası sarısına boyamasıdır.
Tanrının mabetlerindeki devasa avizelerdir mesela. Ayasofya’daki ikonaların perdeyle kapatılmasıdır mesela. Ayasofya’nın bahçesine park edilen lüks otomobiller serisidir.
Sokak düğünlerinde hızla çalınan davulun sesinden galeyana gelen magandanın tabancasından çıkan, çocuğun kafasına saplanmış yorgun mermidir.
Çocuğunu döven babanın evinde duvara asılı ağlayan çocuk resmidir.
Korona çağında gelinin taktığı altından maske ve o maskenin altındaki, ‘çekemeyenler çatlasın’lı sinsi gülümsemedir.
Biraz da nostaljidir kitsch. Mesela dünya gerçekliğinden kopmuş Pan-Osmanlıcı ütopyadır.
Arap dünyasında sadece Katar ile dostken halife rüyaları görmektir.
Anlatıla anlatıla bitmeyen bir kahramanlık destanıdır.
Askerlerin kurucu güç olduğu bir ülkede siyasetçinin, “artık darbe olmaz” diye askere güvenme aymazlığıdır.
Boğazına kadar kirliliğin içine batmış bir dünyada bu kirliliği yadsımaktır.
“Barış içinde biraradalık” becerisi olmayanlardan bir barış ve hoşgörü tarihi yazmaktır
xxx
Yazının tümü için Bianet’te ve ArtıGerçek’te
http://bianet.org/bianet/toplum/228057-siyasi-kitsch-ayasofya