Dolar 34,3061
Euro 37,1912
Altın 3.018,65
BİST 8.885,00
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay 23 °C
Hafif Yağmurlu

Rüzgârı yazmak | Hilmi Yavuz

Rüzgârı yazmak | Hilmi Yavuz

Ah, güzdür, güzdür o, bulanık defter!’

 Rüzgârı yazmak. Burada, şimdi, oturmuş rüzgârı yazmaya çalışıyorum.

Yaz’dır, beyaz evlerin ötesinde mandalina ağaçları ve serviler birbirlerine dokunmak istiyorlar; evler de dokunmak ister gibi uzanıyor mandalina ağaçlarına; serviler, akşam güneşinde daha açık bir yeşile çalarak evlere dokunacakmışcasına eğilip bükülüyorlar.

Rüzgârdır, herşeyi bir dokunmaya, ötekine değmeye, onu tutmak istemeye doğru götürür.

Mandalina ağaçlarının tepesindeki dallar güneştedirler ve yeşildirler. Belli olmasalar da olur, -Yeşilin kendi aydınlığı var çünkü. Ağaçlar, içlerinde küçük güneşler saklıyorlar, ışıklarını dallardan geçirerek. Sanki dışardan vuruyormuş gibi görünüp şavklanan aydınlığın içerden, ta içerden, dallardan yürüyen bir yeşil özsu gibi ağacı usulca ışığa çıkardığını düşünmek…

Çocukken, Terme’de ya da Çarşamba’da, Yeşilırmak’ın iki yanındaki bereketli topraklarda, ağaçlar suya eğilmişken, rüzgârın yaprakları alıp ırmağın yeşiline kattığını hayâl ederdim: Irmağın yaprağa belenmiş iziydi;-yeşilin tanımı buydu çocuk ben için…

Âh, gençlik görselliktir, yaşlılıksa dokunmak… Rüzgâr, görmek’ten dokunmak’a dönüştükçe , tanımlar anılarda kalıyor.

Dokunarak yaşıyorum artık.

Dokunmak. Dokunarak yaşamanın, birşeylerin yaşamınızda olduğunu bilmek gibi bir anlamı var. Çok eskiden bir şiirimde, bakmak, uzaklara dokunmaktır demiştim.

‘Sonsuzluk’ duygusunu dokunamadığımız, uzak, ulaşılamaz, ama bakıp gördüğümüz gökcisimlerden edindiğimiz doğruysa eğer (Max Müller öyle söylüyordu) bakmak’ın uzaklarla daha doğrudan bir bağıntısı olduğunu kesinleyebiliriz.

Çocukluğumdan beri yakınımda olanlara dokunmaktan değil, dokunmak istediklerimin bana yakın olmasından haz duymuşumdur.

Babamın Mevlûd okuduğu geceler, kıyamda, annemin benim ve babamın sırtına dokunması! Ne güzeldir dokunmak! Dünya’yı daraltır; -hayatın kasden daraltılması? Tanpınar, Hâşim için söylemişti bunu ve bu, insanın dokunarak yaşıyor olmasından öte ne anlama gelir ki?

Belki de, babamın yaşlılık yıllarında, sevdiklerini, insanlar ve şeyler, hep yakınında olsunlar istemesi, sonsuzluğu yakından duyumsamakla ilişkiliydi;-kim bilir?

Yakınlık, Uzamdadır elbette, uzaklık da! Ama bu kavramı Zaman için de kullanırız. Uzam’da gerçeklik olan (yakınlık/uzaklık), Zaman’da mecaz olur. Yaşlanınca insan, uzamsal-olan’ı Gerçeklik olmaktan çıkarıp mecâza dönüştürdüğünde, herşey Zaman’dır artık.

 

  U/Zam/an! İlk kesme imi Zaman’ı, ikinci kesme imi Uzam’ı belirler: İkinci kesme iminden sonraki ‘ân’ ise, yaşamın arta kalanı olmalıdır.

Rüzgâra dokunuyorum, şimdi, şu ân…

 

Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz.   http://yaziatolyesi.com/   Editör: Hatice Elveren Peköz   Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com   GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.