Rüzgara Doğru Koşmalar | Yaşar Üstün
Derinlik…
ruhumuzun rüzgarı
göğümüze
mavi boncuk taşıyan esintiler
karanlığından
korktuğumuz gecelere
gül koklatan
katmerli
arka bahçesi
yalnız kalmış üşümeler
kapanmayan yara dediğimiz
parmak ucu dokunuşları
tir tir titreyen bedenlere
kolumdan uzun fok dişleri
ateşimiz
toprağa düşen yıldırımların
açtığı çukurlar
kalbimiz
buluta sığan nem
güneşin kavurduğı çöllerdeki
soluksuz öpüşleri(mizi)
saklayan nefesimiz
aşkın kendi olduğu yol
koşar adım
bir b/aşka güzel yürümelerimiz
ağacında tek kalmış
yere düşmeyen
kararmış hurma zeytinimiz
…
yalanlar
yollara silinecek iz kalsın
“beyaz geceleri “
sönük ışıklarda
Dostoyevski okumalarına bıraksın
gözümüzün açıldığı yer
tarifsiz kederlere
kucak açan
masalardan toplanan
buruşuğu kuş ağırlığı
ıslak peçeteler
hüznü
sorular
yanıtlarından zehir oldukça
fotoğraflara sığmış
bıçak izi dolu yüzümüz
…
eski tahta kapı anahtarları
kilitleri avucumuzda
çıkmaz sokaklara
selfisi çekilen intihar yalnızlıkları
uzunluklar boyumuzun değil ki
içinde var olamadığımız
hayatın vagon vagon ölçüsü
ah …ince hastalıkta
aşk arayan lady Darbanvil
şarkısından kaçarak
sanatoryum yatağına
uzanmış mezar taşı
ah …sen
kalbimin suçsuz cezasısın
yerinde duramayan
bir tayın
koşarak büyümesi gibi
yıkıma uğramış ruhum
denize akan ırmak
uykularım
ova ova bitiremediğim
menekşe rengi
göz/altı
morluklarım
defterlere başımı düşüren
kalemi elinde
suskun kalmalarım
durup durup
nedensiz kahırsız
ıslık çalarak sokağa çıkmalarım
yağmur altında
bank yalnızlıklarına
diz çökmelerle
gökyüzüne
avuç açmalarla
denize dalmalarım
gemi olup fırtınayla
uzak uzak
yollara
düşmelerim…
…
içdöküşün içimde gül damlası
yere düşürmediğim yaprak sancısı demsizlik ruh kanamaları
…
kalbimi
yalnız kalmalar
adına
üç sözcüğe koydum
“sabır sukunet sevgi ”
…
kapı
dilimizden önce açılsın
içimizi sızılatan dünyayı
bir sözcüğe değil
sözcük olmadan hissedilene
bıraktım
ufak tefek
taşlara
büyük küçük kayalara
aldırmadım
ben
kalbini yalnız
bırakmadım…
Ocak / 2018
Yaşar Üstün