MÜZELİK BUSE | Zeynel Kürkçü
KARAMEL KADINA MEKTUPLAR – 23
Bugün üçüncü ayın üçüncü günü
Kimilerinin doğduğu
Kimilerinin öldüğü günlerden biri
Yine buluştuk mesai arası
Bu sefer Bahariye’de
Sadece Rüştü Bey geldi Mediha’yla
Nazım‘ın sokağında yürüdük
Durdu bir ara çivi gibi öylece
Sokağın orta yerinde
Burası dedi.
Burası çocuk
Bir müneccim edası ile
Tam burada verdin ona
Müzelik son buseyi
Tam burada verdin ona
Onun aldığı son buseydi
Yanıldın dedim usta
Yok dedi
Yok çocuk
Bundan sonrakileri sen verdin
Ama o almadı
Bundan sonra aldıkları gönülsüzdü
Gücüme gitti Karamelim
Ama ağlamadım
Sadece küstüm sana
Küsmek nedir bilirmisin?
Kafkas’a geçtik sonra, sahaflara
Bugün gelmeyenleri aradık
Bilinmedikleri aradık
Kemal Uluser’i, Muzaffer Soysal’ı
Bugün uğramamışlardı
Gelir elbet usta
Gelir elbet çocuk dedi
Otuz yedi numaradaki sahaf
Sonra
Moda Burnuna geçtik Bahariyeden
Oturduk sepet örgülü hasır taburelerde
Derin bir sohbet ve şiir meşki
Rüştü, ben ve Mediha Hanım
Ve hiç böylesini tatmadığım
İnce belli bardaktaki çayla
Başladı usta inciler saçmaya
Sen bilmezsin çocuk dedi
Bizim küçük şehrimizde
Bir yol var çok uzun
Hem zorlu, hem de dikine
İki tarafı geniş duvarlı
Bir tarafı hastane
Bir tarafından başlarsın hayata
Bir tarafından elveda hayata
Bak, dedi çocuk
Bak, görüyormusun
Artık buharlı vapurlar da kalkmıyor
Bizim küçük şehrimize,
Yolun düşerse dedi
Sonraki mektubunu
Belki duyar benim hatırıma.