Küsmüşüm | Cevdet Vural
Küsmüşüm doğup büyüdüğüm
ekmeğini avlularla yediğim
sularından içtiğim köylere
küsmüşüm ağalara beylere
katlanamadım el-pençe divan yazgılarıma
katlanamadım kader zırvalarına
katlanamadım yoklukla sınayan tanrılara
katlanamadım kuru ekmeğin şükür katıklarına
çekip gitmişim sessiz sedasız
çekip gitmişim vedasız
rüzgarları kurşun gibi keskin
ürkütücü sessiz geceleri
dağlara sığındım
inlerinde yattım
yalan olur korkmadım desem gülüm
kar etmez dağ başlarında çatal yürek
kar etmez mangal gibi dedikleri et parçası
yılanlar
çıyanlar
kurtlar da korkar dikkatli ve tedirgin
gecelerin sessiz alevleri
yanan ateşti uykularda zırhım
ne Koçero idim ben
nede dağların oğluydum
yarısı bölünen
ekmeğimin marabasıydım ben
bir kez göçerken göçebe kuşlar
bir kez bozulurken bağ bozumları
üç gün yaşarken kelebekler
mevsimlerle yarışırdım ben
Karadeniz’de fındık işçisi
çukur ovada ırgattım ben
kitabını yazmışım toprağın
yetmedi toprağın dilini bilmek
yetmedi omuz omuza durduğum
yetmedi çocuklarıma katıksız sevgi
yetmedi ocağımın helal gelinine gücüm
ne zor bilir misin
duldasız insanların puştların
sofralarında artanlarına sığınmak
ne zor bilir misin
sonsuz bir ölüm gibi kabullenmek
yokluğun öteki adı cehennem
yetmedi düşlerimizdeki cennet
çekip gitmişim umutsuz
çekip gitmişim yarınsız
14 4 2020