ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Kitabı | Kadından Kentler | Murathan Mungan

16.10.2019
1.333
A+
A-
Günün Kitabı | Kadından Kentler | Murathan Mungan

Murathan Mungan, Kadından Kentler kitabında Türkiye’nin 16 ayrı şehrine savrulmuş kadınların öykülerini toplamış.

Kadın Kentler: Murathan Mungan, Metis Yayınevi, 2008

Kadın…


Kitaptan Alıntı

Kimdir kadın? Kadın kelimesi kaç başka kelime ile eşdeğerdir yahut kaç başka kelime kadına atfedilir? Kadın hangi hikayenin baş rolüdür sizin yüreğinizin, vicdanınızın, zihniyetinizin toprağında?

Şüphesiz geçmişten günümüze aileden eğitim sistemine, içinde yaşanılan kültürden kitle iletişim araçlarına kadar bireylerin toplumsallaşma sürecinin her evresinde kadına ve erkeğe atfedilen özellikler, konumlar toplumsal cinsiyet ayrımının inşasında çok büyük roller oynar. Bireyin benliğinin oluşma sürecinde daha çekirdekten ince ince işlenir o keskin ayrımlar. Öyle ki, cinsiyet kalıpları, toplumsal roller çoktan biçilmiştir ve büyük bir ciddiyetle kız ve erkek çocuklara ya da diğer bir değişle nesilden nesile itina ile aktarılır. Erkek egemen toplumlarda kadına atfedilen roller ve bunlar doğrultusunda beklentiler ne yazık ki sadece kadın hakları ihlali değil, insan hakları ihlaline dönüşerek korkunç vahşetlerle sonuçlanıyor. O halde ufak bir eklentiyle geri sarıyorum, yazının başına: Türkiye’de kadın olmak…

Kimdir Türkiye’de kadın? Kadın kelimesi kaç başka kelime ile eşdeğerdir yahut kaç başka kelime Türkiye’de kadına atfedilir? Türkiye’de kadın hangi hikayenin baş rolüdür?

Eminim bu satırları okurken gözünüzün önünde pek çok hikaye, “Türkiye’de Kadın” portresi çizildi ve konuya dair kaleme alınan pek çok eserde de aynı portreler bir tokat gibi yüzünüze çaptı. “Kadından Kentler” deyince de zihninizde aşağı yukarı aynı portrenin çizildiğini tahmin edebiliyorum. Ama “DEĞİL!” Bu eserde ne kadınlar ne de kentler o bilindik portrelere ait değil.

Murathan Mungan’ın 2003- 2008 yılları arasında kaleme aldığı 16 öyküden oluşan Kadından Kentler,  Türkiye’de alışılagelmiş kadın portrelerinin dışında kendilerine biçilen toplumsal rollerden sıyrılmayı başaran, umutları ve cesaretleri olan, kendi ayakları üzerinde durabilen, her şeye rağmen kendi çizdiği yolu takip edebilen; velhasıl erkek otoritesinin altında ezilmeyen kadınları konu alıyor. Bu kitaptaki kadınlar toplum içinde ikinci plana atılan kadınlar değil ve belki de ilk defa bir eserde aralanan pencerede kadınlar değil erkekler ikinci planda. Kitapta yer alan 16 öykünün ortak noktası, kadınların kesişen yolları ve bu kesişimlerin kadınların hayatlarında yahut geçmişlerinde yaşadıkları sarsıcı olaylarla yüzleşmeleri ve hayatlarına o ağır yükü sırtlarından atıp yenilenmiş bir şekilde devam etmeleri diyebiliriz. Murathan Mungan, kadınları merkeze oturttuğu her öyküde kesişen  yollarla kadınların iç dünyasına  ayna tutuyor ve Alsancak İskelesi’nde başlayan yolculuğu Esenler Otogarı’nda noktalarken ilmek ilmek işlediği tüm parçaları bir araya getirerek o büyük ve muazzam portresini büyük bir kesişim ile noktalıyor.

Satırların peşi sıra sayfaları kovalamaktan, yüreğinizin heybesinde birçok değerli cümle biriktirmekten; velhasıl  her bir satırında kendinizi hikayenin bir parçası olmaktan alamayacağınız bu güzel esere mutlaka bir şans vermenizi tavsiye ediyor, sözlerime heybemde biriktirdiğim doyumsuz alıntılarla son veriyorum. Kitabınız bol, keyfiniz daim olsun

“Herkesin içine kırılan yerlerin sahibinden alıp götürdüğü şeyler farklıydı.”

“Zaten hep öyle olmaz mı? Hayat demek, biraz da zamanında anlamadıklarımıza karşı duyduğumuz  pişmanlıklar demek değil midir?”

“Bir yanı erken büyümüş çocuklar, hiç büyümeyen yanlarını görmekte zorlanırlar.”

“İnsanı en çok kendindeki muamma şaşırtır.”

“Bazı adımlar, yılları daha çabuk kat eder.”

“İnsan geçiciliğin hakkını vermeli. Aslolan kalıcılık değildir. Herkes bilir bunu ama kimse kulak asmaz.”

“Herkes doğru bildiği ya da inandığı şey söz konusu olduğunda davranışının doğruluğundan kuşku duymuyor, başkalarının hayatına kader biçebiliyordu.”

“Hayat kendi malzemesiyle kanıksanmıyor. Ancak ölümün malzemesi hayatı kanıksatıyor.”

“Nedenini bilmeden ağladıklarımızın içimizden hiç gitmediğini artık biliyordum.”

“Çok sonradan düşündüm: Madem insanların geçekleri değişiyordu, neden içinde yaşadıkları değil, yaşamayı seçtikleri geçmiş zaman parçası kendi gerçekleri olmasındı? Vazgeçmenin mutluluğu, anımsamanın, sadece anımsamanın mutluluğu yok muydu?”

“İçimizin bir yanı sevdiklerimizi kollarken, kendini kollamayı unutmaz mı?”

“Deneyimler yoluyla elde ettiğimiz bilgi bizde içselleşmediği sürece, aynı hataları yinelememize engel oluşturmuyor. İnsan haklı olduğuna inandığı durumlarda, aynı “pratiği” yeniden uyguluyor.”

“Büyürken insanın kaybettiği ilk şeyin gelecek duygusu olduğunu düşünüyor. onca yoksunluğuna karşın, o yılların hayal zenginliğini özlüyor Güzel.”

“Bir müziği hatıralarımızla severiz çünkü. Bütün çocukluğumuzla severiz.”

“Zaman, yalnızca zaman bazen içini sızlatıyordu insanın.”

“Çocukluk dediğin nasıl geçerse geçsin özleniyor işte!”

Aynadaki Zaman, Cemil Kavukçu

Cemil Kavukçu’nun öykü kitabı “Aynadaki Zaman. Kitabıyla  Kavukçu, bu kitabında öykü meraklılarını zaman içinde bir yolculuğa çıkarıyor. Kendi deyimiyle zamanla hesaplaşıyor. Öykülerinde uzun zaman kasaba temasını, kasabadaki sıkışıp kalmış insanların hayatlarını yazan Kavukçu, artık kasabadan tümüyle ayrılmış. Kendi iç hesaplaşmasını tamamladığı için kasabayla vedalaşmış ve özgür bir yolculuğa çıkmış. Biz de Cemil Kavukçuoğlu ile hem yeni kitabında hem de öyküde bir yolculuğa çıktık.

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.