ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Bunların Hepsine Fotoromanlarda Rastlanır / Sevim Demiröz

24.06.2017
1.152
A+
A-
Bunların Hepsine Fotoromanlarda Rastlanır / Sevim Demiröz

Haftanın Hikayesi’inde Sevim Demiröz’ün “Bunların Hepsine Fotoromanlarda Rastlanır” hikayesi var.

İnsan, yaşadığı fenalıkları büyütmeyi pek sever. Sorsanız bitmiştir, tükenmiştir, yaşamak ne mümkündür! Nedir bu umutsuzluk, nedir bu yirmi birinci asrın çirkin hastalığı? Sevim Demiröz, “Hayatlarımıza kifayetsiz sorunlar ekleyip, kendimize önemli şahsiyetler süsü veren kurmalı bebekleriz.” der.

 

 

Dirayetimizin sınavında hep bütünlemelere kaldık kabul edelim. Önce parmaklarımız çürümeye başladı, sonra gözlerimiz, sonra biz… Tab edilmeden yandığı anlaşılan filmler gibiyiz. Bozuk, atılası ama hep “ne güzel şeyler vardı içinde” diye sohbetlere konu olası. Çocukluğumda tanıdığım güzel bir terzi vardı: “Hayata dikiş tutturacağız diye teğellerimizden olduk” demişti. Siyah önlüğümün beyaz düğmesini dikiyordu. Uzun uzun baktım yüzüne. O da bana bakınca gülümsedim, yanağımı okşadı nasırlı elleriyle. Canım acıdı ama üzülür diye belli etmedim. O terzi öldü bir sabah. Kadınlar kefenini hazırlarken gizlice girdim odaya. İğne iplik kullanmadılar. Dünya böyle bir yer işte. Sen hayatı nakışlarsın, ölürken kefenine düğüm bile atmazlar. O günden sonra siyah önlüğümü bir daha giymedim. O zamanlar benim yüzümden öldüğünü düşünmüştüm. Hâlâ aynıyım, kendimi değiştirmedim.
Düşündükçe kayıplara karışıyor insan. Yok olmak var olmaya gebe gibi. Eğer bu bir hastalıksa, sessizlik bu hastalığın ilk belirtisi. Yok oldukça öğrendim…
Sonra dağlar gördüm, nehirler… Güzel şarkılar dinledim. Güzel dostlarım oldu. Güzel insanlarla güzel hayaller kurdum. Hatalarım da oldu, okkalı kayıplarım da. Acılarımın hepsi resmi kayıtlara dökülecek cinstendi.
Büyümek böyle bir şey mi? Aynı hataları, aynı kayıpları zamana yayıp takvim yapraklarına el yordamıyla hayatı devirmek mi? Henüz anlamını yitirmemiş şeyler varken üstelik. Kendi kuyruğunu yakalamaya çalışan kedi gibi dönüp dururken ruhumuzun darp edilişine bilet kestiriyoruz. Seyretmeye doyamadığımız da kendi ömrümüz, şikayet ettiğimiz de. Konusunu beğenmediğimiz hikâyelerin hepsi biz’li. Peki ne yapmalı şimdi, sayfayı mı çevirmeli?

Karanlıktan korkan birinin sonradan kör olması ne demektir? Ne demektir iğnenin güneşe saplanması, kaybolmak ne demektir? Adres bilmeden çarpa çarpa koşmaya çalışırken dönememek ne demektir? Kaldığın yere dahil olup ait olamamak, çölün ortasında kum fırtınasına yakalandıktan sonra oradan oraya savrulmak, kendini bir mahsene kapatmak, kocaman tatlı bir gezegene parmaklarının ucuyla tutunmaya çalışmak, demlenmeyen acı, ruhta meydana gelen yırtık, zarar-ziyan-zaiyat, tükenen parmak uçları ve bütün bitişlerden sonra üzerine gün ışığı düşmeyen bir sadakatin gölgesizliği ne demektir?
Beşe beş var. Ve sis. İkinci el bir mevsimin tam ortasında savrulan yapraklarımı seyrederken kederli bir sigara tutuşturup kesik kesik üflüyorum. Neyse ki bunların hepsine fotoromanlarda rastlanır. Sayfayı çeviriyorum.

 

 

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.