Gittiğin Yer | Yaşar Üstün
Ben aşkı
yüzünde değil
kalbi(m)nde
Yaşar’ım…”
…
Ah
sızılarınla damla damla dolan
oyuk kuytuların
yerküreye
sığdıramadı seni
bıraktıkların
benim de
bırakacaklarım
öyle bir deniz
öyle bir bulut
öyle bir güneş
öyle bir damla
bir kovanın içinden
bedenine dolan
gökyüzü maviliğinin
kuş yuvalarına sığması
kanat çırpması
uyuduğun sonsuzluğun
yıldızları
somonların öleceğini bile bile
yeniden doğmalara
ırmağın akışını
yara yara
koşması
yorgun bedenlerini
sana yürüdüğüm yollar gibi
mahlukatlara
yiyecek bırakması
ne yazık ki can
varlığından öte
kurduğum düşler
inancını yitirmedi
bağışlamalar
kalbimi taşıyan
on parmağın
gittiğin yer
dön/e/meyeceğin yer
vedalar
bu yüzden el sallamasız
bunu bilmek
bitmeyen sırlara bürünmüş
kaçışlarını
telden arabalarla
yola düşürdüğüm
mendilimde biriktirdiğim
bir bir saydığım gözyaşlarım
zamanı amanlara böldüğüm
unutmalar
daha sana gelmeden
hiç bitmeyecek
h/içlik sorularım
günde beş vakit
sokak başları dinlediğim
selalar
tanrı’nın değil
tanrı’yı yüksek sesle bağıranların
işkencesiz cezası
boynumu kıldan ince büküşlerim
ah
gittiğin yer dön(e)mediğin
değil
kurgusuzca var edilen köprüleri
geçemediğin yer
avucunda ateşle
beni
beklediğin yer
o kötülüklerde
iyilik kalmak
ateşe düşmüş
kuruyan bir su damlası
sırt üstü düşsek de
hayatımız yüzüstü bakışmalar
ağrıyan kolu bacağı göğü
saçı başı kırık düşlerim
yol ayrımım tabelalı mutluluk
minvalim medcezir
tahammülsüz
yok/sunluğun
yalnızlığım
en özgür kelebeğim
eskidi
yeraltıların
mahzenlere
gömdüğün
yalnızlık
kelebek ömürlü aşklardan öte
kelebek ömrü hayatımız
ben hüzünlü…
sen buğulu…..
bi dünyaya sığamazken
b/aşka ne olacağız
gidenleri kalanlardan çıkardım
boşuna değil cambazların
ip üzerinde görünmesi
siyah da bir okyanus
sen
ah çoğalt
ben
içimin kandırmalarında
yüzün olurum
…
korda
kül
kumda deniz
ayrılır mı kıyısından
senin yarandan
bende de var
ikimize
kanıyor
yorgun olan dünyanın çöktüğü
omuzlarım
kuş kanadına takılan
karanfil mi
unutulan
bize düşen
aşka seda olmak
tebeşirin silgisi de
kırlangıç çizen
kalemi de var…
güneşin
ağustosun baharı
haziran
yanalım dedikçe
kül bırakmayan ateşimiz
u/yanalım şarkıları söylüyor
az kaldı
ekmeğimiz öfkemiz
g/özlerimiz
taşı dağ yapanlara
geri dönecek
müjdeler olsun
kadehin
yaşama sevinci dolsun
…
tanrım
sakiliğim
sadece
bir dünyadan…
….
Haziran/ 2018-19
Yaşar Üstün