Durup Dururken | Canan Alican Tekpınar
Yanımdan biri geçti bu sabah
fırına giderken.
O tanıdık losyon kokusu
incecikten yüreğime işledi
durup dururken.
Yıllar, uzun yıllar geri gittim.
Sen yanımdasın gibi geldi,
köşedeki eski pastanenin önünde,
iki kişilik tahta masada oturuyorum
zannettim.
Şarkımızı duydum kulaklarımda sanki,
“elbet bir gün buluşacağız,
bu böyle yarım kalmayacak”
Gerçek miydi, hayal miydi, bilemedim.
Durdum, etrafıma baktım,
değişen bir şey yok, dönüyor dünya.
Kimse benim farkımda değil,
herkes kendi koşuşturmasında.
Beni böyle sarsacağını bildi mi o adam,
bu sabah losyon sürerken banyoda?
Havada salınan hoş bir koku,
zor duyulan cızırtılı iki mısra,
savurmaya yeter mi insanı
oradan oraya zamanda?
Kaldım yolun ortasında,
hareketsiz, öylece dikildim.
Unuttum fırını, ekmeği,
bir anda onlarca yıl eskiye gittim.
Hiç anlamadan, beklemeden,
olabilecekken olmayanlar arasında
bir o yana, bir bu yana
çarpa, çarpa
sürüklendim.
Canan Alican Tekpınar