Ceren’e | Zeynel Beksaç
Çalkalanan Balkan’a inat
Kara kışlara bana mısın demeden
Bir kardelen gibi doğuverdin
Dünyaya merhaba dedin ya hani
Bütün güvercinler
Avuçlarıma doluştu sanki
Pastırma yazım oldun
Sancılı kalbime salkımsöğüt esintisi
Çölde sebil çeşmem
Gölde kuğu kuşum
Dağda Ceren’im oldun
Varsın kırlangıç baharı muştulasın
Leylek elektrik direğine yuvasını yapsın
Aya gidip gelsin alem
Mars’la uğraşıversinler
Kazanan kazansın
Ömrüme ömür kattın ya sen
Dünya malı neyime
Biliyorum
Bir yumak gibi
Çözülüp geçecek günler
Uçurtma saklambaç oyunu masallar
Senden uzak oluverecek
Takvim yıllar sonrasını gösterdiğinde
Sen büyümüş
Selvi boylu olacaksın
Hani o çok sevdiğin
Pamuk Prenses masalındaki güzel gibi
Pak Türkçenle
Kaldırımlı sokaklarda
Duvarlara yaslanmış hanımeli
Bahçelerde açan ak zambak
Dil kavgamın uzanan direnç eli oluvermişsin
Zamanın peşini bırakma kızım
Üstüne üstüne yürü karanlıkların
Aç gözünü ırağı gör
Ekmek aslanın ağzındaysa
Gözün kırpmadan ulaş ona
Yıldızlara var
Uzayda kol gez
Zamandan önce yürü adımla
Koş kan ter içinde koş
Yarınların altın anahtarına ulaş
Büyüsen bile
Çocuk kalbini yitirme Ceren’im
Gönül duvarından
Sevgi kerpiçleri eksilmesin
Sabrın taşırma
Pes etme
Adam gibi
Erkekçesine
Bilek yarışında
Al yerini
Irmaklar gibi çağla
Türküler gibi yarınlara var
Balkan sellerinde
Şemsiye açmayı unutma gene de
Dilin ıpıslak olmasın
Kızım!
Ceren’ im!
Unutma
Çok uzaklardadır deseler de
Yanıbaşında olacağım hep
Yüzünü okşayan yel
Ayaklarına dolanan deniz dalgası
Gemi güvertesinde dinlenen martı
Yağmur sonrası gökkuşağı
Kırlarda açan papatya
Pencerende yuva yapan kırlangıç
Ben olacağım Ceren’im
Ben olacağım
Hep yanında olacağım
Unutma
Zeynel Beksaç