Ballıözde bir Akşam | Mehmet Mevlüt Bulanık
II
Musa Dağı’nın ağzında
Bulutlar ıslak
Ay isli sisli
Aslan sütü dolu bardağım
Gölgelerle yüzüyorum çayda
Gözlerim düğme ile düğümde
Ballı öz de
İçinden çıkmak istemediğim bir doğanın altında kaldım
Yüreğim,’ bir tepe, bir dağ
Akarında çayın
Dağı bir ağaca bağladım
Uyuttum dizimde rüyasını
Yaktığım şehrin.
Ben sustum su coştu
Renklerime eklenen kuytulukta.
Sözcükleri kanatlandıran sarhoşluk
Kendi çölünde som yeşile tutsak
İki arada bir derede
Heyecan emziriyor
Ağır ağır çekiliyor
Eylül bitiyor
Çok çeşit ağaçların, çamların üzerinden.
Yere doğru yaprakların yüzü
Samanyolu’na takılıyor uzaktaki yağmur bulutu
Suyun üstünde balkıyor yürüyen ay
Gözlerin dolanıyor boynuma Mira
İlk akşamdan kurguladığım rüyama asılı kaldım,
Bir daldan havalanan kuş
Saçlarıma dolandı
Ormana daldı.
Doldundu memelerin /izi kalmış
Parmaklarımda çiçeklerin
Dağın dağ olduğunu gözlerim kamaşınca anladım
İçimden son rüzgarları geçiyor yazın
Gün ensemde
Yarısı bostan yüzümün yarısı biber acısı ve nar
Taşınıyorum bir yanaktan öbür yanağa
Yüzüyorum dalgın dalgın
Yaşıyorum
Yüreğimde bir fay hattı
Ah be çelebi dilim
Kıvrak bir kısrak sırtında
Eylül kırlara daldı
Islak bir ıslıkla
Musa Dağı’nın ağzında kaldı.