Ali Tabakoğlu Sanat Anlayışı ve Öykücülüğü Üzerine / Mustafa Söylemez
Akıcı diliyle Türkçeyi kusursuz kullanmaktadır. Fantastik dili çoğu kez Türk Destanlarını andırmaktadır. İnsanları Anadolu topraklarının hiç yoktan yalnızca emeği ve dürüstlüğüyle yoksulluktan belirli bir düzeye ulamış insanlarını anlatmaktadır. Kahramanları inatçı, tuttuğunu koparan, yeri geldiğinde Gürün’den Ceyhan Ovası’na, İzmir’e göç eden çalışkan insanlardır.
Anadolu kadın tiplemesinde çok gerçekçi olup, emeği savunmaktadır. Gürün doğal güzelliklerini sözlerle resim yapar gibi işlemiştir. Kısa süreliğine askerlik veya Cezaevi süreci yaşayan öykü kişilikleri mutlaka bir meslek öğrenmektedir. Yöneticileri önyargı ile eleştirip, yermeyi tercih etmemektedir. Olumlu yönlerini gözlemekte bunun da toplumsal yarayı tedavi etmekteki yararları oldukça tarafsız bir yargı ile okuyucuya sunulmaktadır. Yazdığı üç öykü kitabında kişiler gerçeklik duygusunu ve algısını betimlerken şiirselliği de öykündürmektedir.
Yaşamından da otantik yönleri aktaran yazar çok özgündür. Yerel yazarlara benzemediği gibi, klasik yazarlara özenmemekte farklı bilinmeyen bir üslup ve tarz yaratmaktadır. Yazdığı ve oluşturdu algıları ve üslubu editörler ve eleştirmenler değiştirmeyi düşünmekten ısrarla kaçınmışlardır.
Kahramanları bahane üretmeyi tercih etmek yerine çalışmayı, emek etmeyi, buluş yapmayı ekonomik sıkıntıya düşmemeyi başarma yolunu seçmektedirler. Kardeşler arasındaki çelişkinin insanın doğuşundan bu yana olan çelişkisini kimi kez dram bazen de trajedi biçiminde anlatırken her insan kendi yaşamından ortak yönler bulabilmektedir.
Sosyolojik Anadolu toplumsal yaşamını anlatmakta çok usta olan yazar, felsefi düşünceleri olayların akışına resmetmiştir. Kahramanlar çoğu kez bir filozof gibi konuşmakta kararları toplumu iyi ve etik yönde yönlendirmektedir.
Okumakta olduğumuz bu kitapta yazar resim öğretimi felsefinin derinliklerine girmekte doğal beyin yapısının önemini masalsı bir dille anlatmaktadır. Taklit yaparak günlerce gecelerce resim yapmanın başarılı ressam olmadaki önemsizliğini bize anlatmıştır. Bir görüşte tüm konuyu algılayıp zihinde resmi çime olgusunun ressamlık ve resim eğitimi için gerekliliğini ustaca anlatmıştır. Bu bize Köy Enstitülerindeki yaparak ve yaşayarak öğrenme ilkesinin doğruluğunu kanıtlamaktadır.
Müzik alanında da söyledikleri aynı algıyı güçlendirmektedir. Hazır olanı, görüneni defalarca tekrarla bir yere varılamayacağını söylemektedir. O doğal yeteneğin sürekli değişeni yakalaması ilkesini savunmaktadır. Bu konuda da doğuştan yetenekli olanın seçilmesi onun önermesidir.
Bir olaydan koca kitaplar yazma yerine tek yaprağa önemli olay ve düşleri yerleştirme onun en belirgin özelliğidir. O iyi okuyucu peşindedir. Nitelikli okuyucu onun ilgi alanındadır. Reklamı, fuarları da hiç sevmeyen yazar yüz kitabını iyi anlamış beş iyi okur peşinde olduğunu belirtmektedir.
Araştırmacı yazar Mustafa Söylemez