Yolun Düşerse / Yılmaz Pirinççi
Eski postane caddesinde ki muhallebici ye uğramayı unutma sakın .
Cam kenarı bir masaya otur.
Bir şeyler ye çocuklarla.
Vakit akşama doğru ise bir salep iç. Bol tarçın li.
Ve mutlaka sıcak olsun.
Dışarı ya bak arada bir.
Hızlı adımlarla bir yerlere yetişmeye çalışan insanlara
Sonra vitrinlerde eylen bir süre.
Bir elin de cimcime. Ama bir elin hep bende olsun.
Sana gülümseyen kaldırım taşlarına
bak arada
Köşeyi dönerken.
Sokağın dibinde arsız bir çiçek bekliyecek seni.
Göz kırpmadan geçme sakın.
Senin için savurdu o tohumu rüzgarlar.
Sıcacık bir esinti vuracak yüzüne.
Şaşırma.
Soluğum içinde olacak.
Biraz mentol.
Biraz çam. Biraz deniz.
Çokça hasret kokulu
Kestane almayı unutma
çocuklara.
Kocaman bir tane ayır kendine. Tadına vara vara ısır.
Nergis gönderecektim. Yetişmedi daha. Anca mart sonuna. Son yağmurlar
sevisirken güneş ışınlarıyla.
Yinede sözüm. Söz. Alıcam sana.
Tut çocukların elinden
Hafta sonu bir sinema yapın.
Katıla katıla gülün hep birlikte.
Cimcime nin elini tut patlamış mısırlar arasında.
Kocamannn bir mısır tanesi buldum de
Gözlerinden öperek o güzel bakışınla.
Ne bileyim keyfini çıkar işte.
Kahve pişir akşamları annecigine.
Bir de falına baktır.
Annen hayra yorsun düşlerini. Hayır olsun sonumuz.
Diyeceğim. Gül işte .
Cancağızım. GÜL…
Yılmaz pirinççi