Mucize Şifacı | Bruno Gröning Fenomeni

1949 yılında gazetelerin manşetlerinde aynı başlık bulunuyordu: Bruno Gröning bir fenomen mi, yoksa bir şarlatan mı?

Derin bir nefes al, ver.

Derin bir nefes al, ver.

Derin bir nefes al, biraz bekle ve ver.

İşte oradaydım. Yeniden aynı evdeydim. Kendimi yine salonun diğer ucunda koridora açılan kapının önünde buldum, fakat etrafta kimseler yoktu. Etrafıma dikkatlice baktım. Değişen pek bir şey yokmuş gibi görünüyordu. Sonra önümde duran telefonu fark ettim. Eski tip ankesörlü, ama bu sefer kırmızı renkliydi. Belki de burada ışık iyi olduğu için rengini daha iyi görebiliyordum. Peki, ne yapacaktım? Telefon mu edecektim? Ama numarayı bilmiyordum ve bu bir rüya değildi, nasıl arayacaktım ki? Ahizeyi kaldırdım bir kez daha ve sol elim tuşladı yeniden aynı numarayı. İnanılmazdı. Teşekkür ettim o an için.

Düşünceler zihnimde koşuştururken birden ‘Kimsiniz?’ diye sordum ve o kadar basit ve seri cümleler kullanıyordum ki, kendime inanamadım.

‘Ben senin gelecekteki arkadaşınım.’

‘Bana yardımcı olmak için mi geleceksin?’

‘Evet.’

‘Peki, ne zaman?’

 ‘Peki.’

‘Görüşmek üzere.’

‘Hoşça kal.’

Ocak ayının ikinci haftasının ilk gecesinde gördüğüm bu rüyanın peşinden gitmek, inanılmaz bir kapı araladı benim için.

Birinci Dünya Savaşı sebebiyle sadece ilkokul beşinci sınıfa kadar okuyabilmiş olan Bruno Gröning çeşitli işkollarında çalıştı, nazi ordusuna askere alındı, savaşta esir oldu ve bir süre savaş esiri olarak yaşadı. 1949 yılında Herford’da doktorların yaşamından ümitlerini kestiği ve tedaviyi bıraktıkları bir genci sağlığına kavuşturunca herkesin dikkatini çekti. Rosenheim’de otuz bin kişiye yakın insanı aynı anda şifalandırması ile şifa gücünün zirvesine ulaştı. Onun mucize şifa haberleri bütün dünyaya hızla yayılıyordu. On binlerce insan her yerden onun bulunduğu yere akın ediyordu. Almanya, Avusturya, İsviçre, Belçika, Fransa ve hatta  ABD’den de gelenler vardı. Gröning dünya çapında ilgi görüyor, tıpta bir devrim gerçekleşiyordu.

Onu bir şarlatan yalancı olarak düşünmedim. Ondan çıkan kuvvetin, insanların şifasına etkili olduğundan kesinlikle şüphem yok.

Piskopos Dr. Herrmann Kunst

Fakat karşı güçler de vardı. Nüfuzlu ve sözü geçen doktorlar, kilise çalışanları, hukukçular ve eski çalışanlar, Bruno Gröning’in bu etkili çalışmalarını engellemek için karşı harekete geçti ve bunu şifa yasakları ile davalar takip etti. Artık açıkça tedavilerini yapamıyordu.

Yardım eden ve şifa veren ilahi kuvvete güven ve inan!

Ve Bruno Gröning kendini şöyle ifade ediyor:

‘Ben insanlar için sadece bir yol işareti olmak istiyorum, insanlara doğru yolu göstermek istiyorum, Allah’a giden yolu. İnsanları tekrar inanca götürmek istiyorum. Hiçbir insana dinini ya da milletini sormuyorum. İnsan, insandır ve aralarında hiçbir fark yoktur. Ve lütfen asla benim sizi iyileştirdiğimi söylemeyin. Hayır! Ben sadece küçük bir aracıyım , o kadar, ufacık bir transformatör. Kime yardım bahşedildiyse, o Allah’a bunun için şükretsin. Ben hiçbir şeyim, Allah her şey.’

Küçük bir çocukken Bruno, sık sık evin arkasındaki ormana gider, bir taş üzerinde saatlerce yalnız başına otururdu. Orada diğer insanların yanına bile yaklaşamayacağı hayvanları etrafına toplar ve onlarla iletişime geçerdi.

Küçük yaşlardan beri etrafına huzur ve şifa enerjisi yaymaktaydı. Çevresindeki hasta tanıdıklarıyanlarındaoturması için hep onu isterlerdi. Bruno, odada, yatağın yanında onlarla bulunduğunda kendilerini daha iyi hissederlerdi. O hiç bir canlıyı ayırt etmeksizin şifa enerjisini sonsuz bir sevgi ile dağıtıyordu; bitkilere, hayvanlara ve insanlara.

‘Bir gece bana neler yapacağını anlattı, binlerce insanın ona geleceklerini, insanları iyileştireceğini, bilim adamlarının geleceklerini. O zaman tereddüt ettim.’ diye anlatıyor Gröning’in en yakın arkadaşı.

W.P. erkek çocuğu, 9 yaşında, Freimann’dan Tarih: 03.03.1949

‘Yedi aylıkken beyin zarı iltihaplanması geçirmiş, zihinsel özürlü, dengesi bozuk, kendikendine yürüyemiyordu. Şimdi zihni tekrar düzeldi. Kalabalık içinde bile kimseye çarpmadan yürüyebiliyor.’

F.B., Münih’ten, Tarih: 06.11.1950

‘11 yaşında bir genç kızken çok ağır bir romatizmaya yakalandım. Mecburen on haftayı yatakta geçirmiştim ve hastalık ensemden sol bacağıma kadar uzanıyordu. Bacak ağrısından o zamandan beri kesinlikle kurtulamamıştım. Kalp de bu rahatsızlıktan etkileniyordu. İki ameliyat, iki kere gebelik ve adetten kesilme durumları bacaktaki ağrıları şiddetlendirdi ve varisler meydana geldi. Bruno Gröning vasıtasıyla kutsal şifa akımını aldıktan sonra vücudumun sol tarafı önce ısındı, sonra çok daha sıcak oldu ve parmak uçlarında zonklamalar hissettim. Ayağa kalkabiliyordum ve bacağımı ağrı duymadan ileri ve geri bükebiliyordum. Bugün 16.10.1950 ve bugün hiç ağrım yok. Şimdi merdivenleri çok iyi inip çıkabiliyorum. Bugün 20.10.1950 ve ben iyileştim.’

Bruno Gröning’in, şifası mucizevi bir şekilde gerçekleşiyordu. Bulunduğu evin balkonuna çıkıp, evin etrafını saran kalabalığa bakıyor ve onlara şifa akıtmak için sadece seslenmesi yetiyordu.

Ve tekrar konuştu ve ellerini açtı: ‘Ayağa kalkın felçliler, yürüyebiliyorsunuz!’ Ondan sonra şifayı alabilmeyi başaranlar koltuk değneklerini atıp, tekerlekli sandalyelerinden kalkıp yürümeye başlıyorlar ve şaşkınlık veren bu duruma tanıklık eden insanların inancı daha da sağlamlaşıyordu.

‘Gerçekleştirdiği şifaları, hikmet ve ilim dolu bilgisiyle, tam anlamı ile Allah vergisi olan yetenekleri ve gücüyle, güven ışıldayan kişiliğiyle tanıdığım ve öğretisini derinden incelediğim ve yaşadığım Bruno Gröning hakkında sadece bir şey söyleyebilirim: Bu kısa boylu çok büyük adam, bütün iradesini, eşsiz kudretini ve ilmini insanlığın hayrına kullanmıştır, insanlığın hizmetine sunmuştur.’

– Anni Freiin Ebner von Eschenbach

Allah’a inanmalısınız ve bana da güvenmelisiniz.

Bruno Gröning, kendisini bir transformatöre benzetiyordu. O, bu şifa gücünü kaynağından muazzam bir güçle alabilip aynı şekilde, inanan ve inanmaya meyilli diğer insanlara da iletebiliyordu. Allah, verici ve göndericidir ve bu ilahi kuvveti gönderen yine Allah’tır. O, gücü devamlı ve her yere gönderir. İnsan alıcıdır ve bu ilahi kuvveti almak için hazır olmak, yoğunlaşmak, kendini buna hazırlamak ve ayarlamak zorundadır. Bruno Gröning bu gücü Heilstrom olarak adlandırdı ve insanlığa bu gücü bireysel olarak nasıl kullanılabileceğini gösterdi. Ona göre iyileşemeyecek hiçbir şey yoktur ve O insanlığı bu gerçeğe inanmaya davet eder.

Düşünceler manevi kuvvetlerdir ve iyileşmeler manevi düşünce yolu ile olur. Bruno Gröning daima iyiyi düşünmeyi, iyiyi seçmeyi ve iyiyi kabul etmeyi öngörür.

Ve şöyle anlatıyor:

‘Bedeninize giren kötülüğü yani hastalığı düşüncenizden çıkarın ve bir tarafa yerleştirin ve de dikkatinizi o tarafa vermeyin! Bütün dikkatinizi ve yoğunluğunuzu şifa için verin! Şimdi kutsal şifa akımı için istekte bulunun ve dikkatinizi bedeninize verin! Evet, kimi sıcaklık, diğeri serinlik, bir başkası ellerinde ve ayaklarında karıncalanmalar hisseder, bir diğerinde de ağrılar ortaya çıkar. İşte bu kutsal şifa akımıdır. Şimdi bu hissettiniz şeylerin ve de ağrıların hastalıkla hiçbir ilgisi yoktur. Hissettiklerinizin hepsi iyileşmek ile ilgilidir. Vücutta değişiklik ve ayarlama başlamaktadır.’

Herkes kendi kendisinin doktoru olmalıdır.

Bruno Gröning

Bruno Gröning’in devamlı ifade ettiği gibi insan, kullandıkça boşalan ve en sonunda hiç bir enerji veremeyen bir elektrik piline benzer. İnsanın bir şeyler yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu bu enerji, ilahi olanın insanlara bir hediyesidir.

Enerjisi tükenen insan, sinirlilik ve huzursuzluk halleri içinde çevresine ve özellikle kendisine karşı olan duyarlılığını yitirmiş olur. Çünkü bedenin sürekli istek ve ihtiyaçları vardır ve insan ihtiyacı olan bu enerjiyi yeniden edinme bilgisine yeterince vakıf değildir. Bruno Gröning, bizlere bütün hayatımız boyunca ve sürekli olarak, ilahi kaynaktan ihtiyacımız olan bu enerjiyi nasıl alabileceğimizi öğreten manevi bir dosttur. Bu hayat enerjisi, sadece kendi yaşama gücümüzü ve uyum yeteneğimizi ayakta tutmak için değil beraberimizdeki enerjisi azalan insanlara güç vermek için de gelmektedir.

İyilik istediğimiz, iyilik düşündüğümüz, iyiliğe ihtiyacımız olduğu ve iyi şeyleri kabul ettiğimiz sürece, Allah ile olan bağlantımız korunur. Böylece bedenimiz gerçeği yaşayarak enerjisiz kalmaz ve aldığımız bu güçle hayatımızın her anını hep olumlu yaşarız.

Kendi gücünüzle elde edebileceğiniz, hiç bir şeyi başkasından istemeyin! Tam tersine, Allah’ın da yardımı ile kendi gücünüz ile elde edin. O ilahi kuvvet,yardım eder ve şifa verir.

Bruno Gröning

Ölümünden 20 yıl sonra Grete Häusler tarafından, 1979’da Bruno Gröning-Arkadaş Çevresi (Bruno Gröning-Freundeskreis) kuruldu. Bayan Häusler, Bruno Gröning ile 1950’de tanışmış ve ilk görüşmede bile üç iyileşmez hastalıktan kurtulduktan  sonra sıkı bir yardımcı olmuş ve Avusturya’da birlikler kurmuştur. 1959’dan sonra şifaların devam ettiğini tespit etmesiyle  harekete geçen Grete Häusler’in kurduğu bu birliğin amacı, Bruno Gröning’in mirasını gelecek nesillere aktarmak ve acı çeken insanlara, yardım ve şifa imkanı sunmaktır.

Bütün insanlar ölmek mecburiyetindedir, ben de öleceğim.Vücut toprağa verilecektir; fakat ben ölmüş olmayacağım. Eğer çağrılırsam, gelirim ve yardım etmeye devam ederim. Eğer böyle devam ederse herkes kendi kendisine yardım eder ve şifa elde eder.

Bruno Gröning

 ‘Şifa akımı almak istediğiniz takdirde, gece ve gündüzün her zamanında bunun alımı için yoğunlaşabilirsiniz. Eğer, daha çok insan,aynı anda yoğunlaşırsa, alınan güç daha etkili olur. Biz, bunun için, saat 9:00′u ve 21:00′i seçtik ve günün bu saatlerinde beraber şifa akımı almak için yoğunlaşmayı kararlaştırdık. Bu saatlerde bir düşünce ve manevi bir beraberliğimiz var. Buna siz de katılabilirsiniz.

Ve bugün, bütün dünyadan binlerce insan, yardım ve şifayı böyle yaşıyorlar.

Grete Häusler

Herşeyden önce kendiniz, bedeniniz ve hayatınız için gerekli olan şeylere güvenin ve inanın.

İyilik çığır açıyor, iyilik yenecektir !

Evet, doğruluk her şeyi aşacaktır.

Ve doğruluğu insan sadece kendisinde yaşayıp görebilir.

Doğruluğu arayın, doğruluğu benimseyin ki siz de doğruları söyleyebilesiniz.

Allah neredeyse, sevgi oradadır.

Şeytan neredeyse, savaşlar oradadır.

Türkiye İçin Bugün Einstellen!

Bruno Gröning

Arkadaş Çevresi olarak kararlaştırdığımız saatlerde ve her gün yaptığımız einstellen ile #direngezi için destek sağlamaya çalışıyoruz. Birlikte yapılan Einstellen ile Türkiye için Heilstrom almamiz tüm bu dönüşümün bütünün en yüksek hayrına olmasını sağlayacaktır. Şifa sürecinde nasıl Regelung yaşıyor ve bunu vücudumuzda hissediyorsak, ülkemiz de şuan böyle bir Regelung yaşamaktadır. Bunu hepimiz biliyor ve hep birlikte einstellen yaparak bu sürecin rahatlaması ve şifalanması için çalışıyoruz.

Lütfen bu yazıyı okuyan herkes önce kalbinde, insanın yüzünde sıcacık bir tebessüm oluşturan koşulsuz sevgiyi hissetsin. Sokağa çıkan tüm o güzel insanları, ülkemizi bir bütün olarak sevgi çemberine alalım. Ve bu sevgi ile bağlanalım birbirimize ve şifa enerjisine.

İlahi enerjiyle temasa geçmenin yolu: Einstellen

İlahi olan ile iletişime geçtiğimizde kutsal şifa akımı gerçekleşir. Daha sonra bu akım,  bedeniniz boyunca süzülüp akıp geçmek ister. Bunun için eller ve bacaklar açık, eller yukarıya dönük ve dik bir şekilde oturmak gerekir. Bu meselenin dış görünüş kısmıdır, esas önemli olan iç kısmı, manevi olandır.

Kavram Açıklamaları:

Heilstrom: Bruno Gröning, sağlığa kavuşturan tinsel güce bu adı verdi. Bu gücü deyimlemek için ‘şifa dalgası’ ve ‘ilahi güç’ kavramlarını da kullandı.

Einstellen: İnsanın bu ilahi gücü alabilecek duruma girip bu gücü almasına Bruno Gröning, Einstellen dedi.

Regelung: İlahi gücün vücutta akmaya başlamasıyla birlikte, bazen acı da verebilen temizlenme süreci kendini gösterir. Hastalığın vücuttan atılıp bedenin temizlendiği bu sürece Bruno Gröning, Regelung adını verdi.

Bruno Gröning fenomeni – Mucize şifacının izinde:

– Belgesel Film Trailer

Kaynak: indigodergisi.com, Yazar Kübra Hurhun –