ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Köy Enstitüleri ile Onun Mimarları

24.06.2020
1.043
A+
A-
Köy Enstitüleri ile Onun Mimarları

Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç’un da hatırlanması gerekmez mi?

Hasan Âli Yücel, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirmiş ve 1922’de öğretmenliğe başlamıştır.
1924 yılında milletvekili olan Hasan Âli Yücel, 1938 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na getirilir. Onun bakanlık yaptığı dönem Milli Eğitim’in en parlak dönemi olmuştur. Bu dönemde:
– Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi kurulur.
– Yüksek Mühendis Okulu, İstanbul Teknik Üniversitesi’ne dönüştürülür ve Ankara Tıp Fakültesi kurulur.
– Türkiye’nin “aydınlığa açılan kapıları” olan Köy Enstitüleri kurulur.
– Dünya edebiyatının ve düşün dünyasının klasik eserleri, en yetkin çevirmenler aracılığıyla Türkçeye çevrilir.
– Devlet Konservatuvarı kurulur.
– Onun çabaları sonucunda Türkiye UNESCO’ya üye olur.
– Üniversiteler Yasası çıkarılır.
1946 yılında, 7 yıl sürdürdüğü Milli Eğitim Bakanlığı’ndan isteği ile ayrılır
Köy Enstitüleri Hasan Âli Yücel ile İsmail Hakkı Tonguç’un büyük çabalarıyla oluşturulmuş bir eğitim devrimidir.

Köy Enstitülerini UNESCO, “dünyanın örnek alması gereken öğretim kurumları” olarak göstermiştir.
Sayıları 21’e ulaşan Köy Enstitüleri 1954 yılında kapatılmamış olsaydı, Türkiye’nin dünya ulusları arasındaki yeri en ön sıralarda olurdu.
“Askerlikleri sırasında başarılı olan gençler, gelişen tarımsal teknolojiyi önce öğrenip sonra da öğretmek üzere, ‘Ziraat Bakanlığı’nın desteği ile eğitilip yetiştirilir ve öğrendikleri ‘modern tarım tekniklerini’ köylülere aktarmak için köylere gönderilir. Bu gençler ayrıca, ‘öğretmenlik’ görevini de üstlenir. İsmail Hakkı Tonguç’un yönetip, yönlendirdiği bu proje çok başarılı olur. Kısa bir süre sonra çıkarılan yasalarla ‘köy eğitmeni’ yetiştirilmesi giderek yaygınlaşır. Bu uygulama gelecekte kurulacak ‘Köy Enstitüleri’ için çok başarılı bir deneme olmuştur ve Türkiye’nin ‘aydınlığa açılan kapıları’ olan Köy Enstitüleri kurulması için uygun ortamı oluşturmuştur.
1936’da başlayan, ‘Köy Eğitmenleri Yetiştirme Projesi’ denemesinin başarıya ulaşması üzerine, 1940 yılında çıkarılan ‘Köy Enstitüleri Yasası’ yürürlüğe girer. Yasanın yürürlüğe girmesiyle, köy okullarına ‘öğretmen’ yetiştirmek için yurdun çeşitli yörelerinde toplu yerleşim yerlerinin uzağında, geniş arazileri olan bölgelerde, Köy Enstitüleri kurulmaya başlanır.
Devletin bu kurumlara katkısı hemen hemen yok denecek kadar azdır. Öğrenciler, bir yandan eğitim görürken diğer yandan da kendi dersliklerini, barınaklarını, kısaca kendi gereksinimlerini, konularının uzmanı olan öğretmenlerin ve usta öğreticilerin gözetimi ve rehberliği ile kendileri yapar.
Öğrenciler elleriyle kurdukları okullarda, modern tarım, demircilik, yapı ustalığı, arıcılık ve el sanatları üzerine uzmanlaşırlar.
1943 yılında Köy Enstitüleri için gereken yönetici, müfettiş, öğretmen yetiştirmek üzere Hasanoğlan Köy Enstitüsü bünyesinde ‘Yüksek Köy Enstitüsü’ açılır. İlkokulu bitiren çocukların sınavla alındığı Köy Enstitülerinde öğretim süresi beş yıl olarak belirlenir.
Bu eğitim süresi, ‘kültür dersleri, tarım dersleri ve sanat ya da teknik dersleri’ olmak üzere ayrılmıştır. Dersler uygulamalı olarak yapılmaktadır”.
Toprak ağaları, laik Cumhuriyet düşmanları ve dini siyasete alet edenler el ele vererek 1954 yılında Köy Enstitülerini kapatmayı başarırlar.

—-

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.