ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Gurbette bir Düş Yorgunu / Nuri Can

17.03.2019
1.154
A+
A-
Gurbette bir Düş Yorgunu / Nuri Can

Düşünki, sevdiklerinden, doğup büyüdüğün topraklardan çok uzaklarda bir yerdesin. Akşam olur kapanırsın dört duvarına…Konuşursun, konuşur ağlarsın… Ağlar, anlatırsın… Bağırırsın… Sesin yankısını yitirir duvarlarda… Halini bir soran, sesini bir duyan olmaz…

Sonra susarsın, kıvrılıp yüreğinin içine büzülürsün bir köşede… Kıvranırsın… Kanarsın… 
Geldiğin yerler gelip çakılır usuna… Düşünürsün… Düşünür üzülürsün. Üzülür , düşünürsün…

Acılar ki, zemheri kadar karlı, uzak bir yol gibi uzanır ömründe. Kimseler görmesin diye gözlerinde sel sel taşan yalnızlığı, kimseler duymasın diye sesini, ışık sızmayan bir bodrumun karanlığına gömersin hasretini. Susarsın….

Bir dost ararsın, elini uzatırsın elin havada kalır… Gözlerin tavanda, sözlerin ağzında çaresiz kalır… Susarsın…. Uzun ince bir ah gibi bir sızı gelip saplanır, burgulu bir bıçak gibi kalbinin tam orta yerine, ne kadar sevgi varsa kanar içinde işte o zaman, ne kadar özlem varsa yanar… İşte o zaman çağlayanlar gibi aksın dersin gözlerin doya doya ama akmaz bir damla yaş gözlerinde… 
Yüreğinin ağladığını hissedersin o an, yüreğinle beraber geçmişinin de ağladığını…

Ömrünce hep kırılırsın, kanarsın, durduramazsın kanamayı… Kırgın, kızgın, yorgun, bir o kadar da yaralısın… 
“Hayat ki, hakkını hep başkalarına vermiştir ama yinede haklı çıkan hep başkaları olmuştur”. Anlatamazsın derdini kimselere hep içine atarsın. Acıların dehşetli dalgalarında yolunu yitirmiş bir gemi gibi kalakalırsın tanımadığın denizlerin ortasında, şaşkın bitkin, bir o kadar da yorgun ve çaresiz…

Unutursun içindeki ışıkların beyazlığını, bütün renkler siyaha çalmıştır artık. 
Dalgın dalgın bakarsın sulara, Umut yaralı bir kuş olmuş, uçmuş elinden…

Ayrılık sözleri su olup sızı sızı akar dilinde, içindeki bütün pınarlar kanamaya başlamıştır… Kar yangını bir gecedir zaman artık, kahrolası ıssıs sokaklarda… 
Akşam, şehire her gelişinde hüzünle gelir, acılarını alıp gitmez… 
Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi sığınacak bir dal ararsın…

Ve sessizce solursun bir hazan yaprağı gibi. Önünde çocukluğun geçer, ilk gençliğin geçer yıl yıl, gömülürsün karanlığın en derin dehlizlerine… Hüzün kokar rıhtımlar, yalnızlık kokar. Yalnızlık ölüm kokar…

Bazen karanlıkta kalır, tükenir nefesin…. Gözpınarlarından akan damlalar, bir nehir gibi süzülerek Ren’in kirli sularına karışsın istersin. 
Bazen daralırsın, çıkıp gam dağlarından aşağı haykırmak geçer içindeki ateşi, yankılı kayalara… Koşarsın doruklara, ayakların kırık, dikenler acımasız, yüreğin kanrevan… 
Hasretle sarılmak gelir son bir defa sevdiklerine…

Hüznün yırtık gömlek gibi durur sırtında, kırılgan bakışlarında hüzün sızar aynalara her baktığında. Ne kimselere anlatacak bir öykün var mutlulukla başlayan. Ne de bir sevinç gözlerinde bahar yeşili umutlar taşıyan. Suların ötesinde bir çiçek büker boynunu her akşam. Adı gül, kokusu gül, rengi gül, gözyaşı gül, iki gözü iki çeşme, mutsuz, avuntusuz ve suskun seni bekler…

Bir offf çeker susarsın, susar yürürsün yüreğinin yaralı yollarına sererek hıçkırıklarını, yağmur yağmur tomurcuklara yağsın istersin gözyaşların . İçindeki kör karanlık patikalarda yolunu bulmaya çalışırsın ama nafile, kaderindeki hoyrat rüzgarlar bir yandan 
bir yana savurur incinen ince ruhundaki incinmişlikleri…

Gecelerinde kahrolduğun, sokaklarında sırılsıklam ıslandığın şehirde artık bu yerlere sığamazsın. Gökyüzünde katar katar turnalar göçüp gider sılana, turnalar gider sen kalırsın. Uyku tutmaz geceleri, yitik düşlerinin gölgesine sığınınırsın, gölgeler gider sen kalırsın. Bilirsin ki, göçmen hiç bir kuş uçamaz kanatları kırıksa…

Hasretin ince bir yol olur uzanır yangınlara, kırılır kendine saklaya saklaya içindeki harlı gül, ardına saklanacak ne gölgen ne de duldan kalır. Sevinçler dağıtırken acılar toplayan bir çardak kuşudur artık ömrün, ömrün ki, saçların kadar karlı ve pusludur artık…

Hüzünlü bir ırmaktır şimdi yanaklarında yüreğine akan, bilirsin ki, artık hiç bir şey avutmaz seni, şefkatine sığındığın sıcak bir kucak bile. Vefasız dünyanın ihaneti yiyip bitirmiştir seni,.

Ezilmiş gelinciklerin çığlığına gizlersin sesini ve gözyaşını, kırların ürperişi gibi dökülür dudağında sözcükler. Hıçkırıklar boğazına tıkanıp kalır her defasında, her defasında dudağında binlerce şiir kanar; binlerce şiir yanar yüreğinin feryadında her defasında…

İhanetin, kalleşliğin, göğsünden vurulmuşluğun acısını taa… iliklerinde duyarak yürürsün ıslak caddelerde.

Ne şarkıların, ne de şiirlerin bir tadı kalır dilinde. 
Yanıp kavrulursun hasretin ateşiyle, bir çöle döner yüreğin. 
Bir yanın Leyla’dır artık kıyılarının bir yanın Mecnun… 
Bir yanı Ferhat’dır dağlarının bir yanı Şirin…

Başını eğer önüne yürürsün…Bir hüzün yağmuru tepende, adım adım ölüme götürür seni adımların, gurbetin kahırlı yollarında…

Nuri CAN

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.