Günün Kitabı | Yaşamak Tuhaf Şey | Carmen Martín Gaite
Kitap Yorum: Meral Baltacı Nalbantoğlu
İspanyol Edebiyatı’ndan
daha önce dilimize hiç bir kitabı çevrilmemiş Gaite’nin roman kahramanı arası
sözcüklerle hep iyi olmuş, metaforları hayatını renklendirmek için kullanan,
yalanlarla gerçekliğinin sınırları pek gevşek olan bir arşivci: otuzlu
yaşlarını süren annesini yeni kaybetmiş Aqueda.
Annesiyle arasındaki ilişki ona acı verse de, acısıyla yüzleşememiş zamanında; kimi zaman alkole, kimi zaman düzensiz ilişkilere kaçmış. Ani kararlarla oradan oraya savrulmuş. Annesi uzak, soğuk bir anne figürü. Aralarında güvenli yakın bağlanma olmamış. Bu nedenle hep sevme ve sevilme eksikliğinin getirdiği boşluklar var hayatında. Annesinin sırlarla dolu bir hayatı var. Aqueda annesi öldükten sonra girdiği anılar “ormanı”nda, anne ve babası ile ilgili daha önce fark etmediği yaşantıların olduğunu fark ediyor. Bu sırların ve hesaplaşmanın verdiği acılarla baş edebilmek için tezini tamamlamaya karar veriyor. Tez konusu:” Bir 18. Yüzyıl Maceraperesti ve Uşağı” Luis Vidal y Villalba ve uşağının yalan dolu hayatı, gerçekten de yalan söyledikçe yeni bir dünya kuruyormuşçasına coşkuyla dolan Aqueda’ya iyi gelir ve kendi hayatıyla ilgili söylediği yalanların sayısı artar.
Kurtuluşa doğru gitmeye çalışırken, anıların arasından kimi metinlerin onun için önemini tekrar hatırlar Dante’nin Ilahi Komedya’si gibi. Romanın bu bölümleri hem felsefi gem de edebi anlamda oldukça tatmin edici.
“Dünya var olduğundan beri yaşam ile ölüm bir madeni paranın iki yüzü gibi ve yazı tura atıldığında yaşamın gelmesi daha da absürd. Doğrusunu isterseniz bence yaşamak tuhaf şey.”