ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Günün Kitabı | Martıların Düğünü | Merih Günay

27.10.2019
1.339
A+
A-
Günün Kitabı | Martıların Düğünü | Merih Günay

Tekdüze aşk romanlarına başkaldırı:

Bana aşkı sevdiren romandır Merih Günay’ın kaleminden dökülen ‘’Martıların Düğünü’ . Kitabı elime ilk aldığımda, acılarla başlayan ve mutlu bir sonla biten bir aşk romanı okuyacağımı zannetmiştim. Aslında tekdüze aşk romanlarına olan önyargılarımı yıkan romandır da ‘’Martıların Düğünü’’.

Her dikkatli okur gibi ben de ilk etapta romanın yazarını merak ettim ve yazar hakkındaki yarım sayfalık tanıtım yazısını okudum. Aslında yazar hakkında yazılmış olan tek paragraflık yazı bile romanın ‘’Gizemli Zıtlıklarla’’, ‘’ Ketum Başlangıçlar’ ve ‘’Alışılmışın Dışında Betimlemelerle’ dolu olduğu hissiyatını uyandırdı beynimde. Ve devam ettim romanı okumaya…

Gizemli Zıtlıklar Yasasını yineleyen romanda bir tarafta Natali’de şekillenen aşk, diğer tarafta Talin’de yitirilen aşka dair duygular… Natali’de bulunan gelecek planları, Talin’de görülen geçmiş hesaplaşmaları… Natali’de beliren kader inancı, Talin’den yayılan kadersizlik emareleri… İki kişi arasında kalan ama iki aşk arasında kalmayan kahramanın, aşkının peşinden gitmesi ve kurulan hayallerin yıkımına sebep ‘’havaya uçurulma’ hikâyesi.

Ketum Başlangıçlar meselesine gelince. Kitabın hemen her cümlesinde, kahramanımızın bir sonraki adımının ne olacağına dair ifade varmış gibi görülse de her kelimeyi ketum çizgilerle yoğurmuş bir yazar buldum ben romanda. Âşık olduğu kadın ile yeni bir hayat kurma fikrinin Natali’den gelmesi ve kahramanımızın bu fikre sadece ayak uyduruyormuş gibi görünmesi… Aşkını, aşksızlığını, geçmişini, geleceğini, kaderini, kadersizliğini, talihini, talihsizliğini, yaşananları, yaşamak istediklerini, şükürlerini ve isyanlarını aslında tam olarak ortaya koymayan, âşık olduğu kadının davranışlarına, vücuduna, gülüşüne, konuşmasına sıkıştıran, yine de çok açık ve net bir şekilde ortaya koymayan bir üslup var yazarın yazımında. Kitabın sonlarına doğru bile, aşktan büyülenenin kahramanımız mı yoksa Natali mi olduğunu tam olarak anlayamadım. Ve kitabı bir solukta okutan işte bu anlamsızlık belki de diye düşündüm.

Alışılmışın dışında betimlemeler kullanan yazarımızın, yaşanan zorluklara edilen isyanının içinde aslında küçük şeylerden duyduğu mutluluk ve mutluluğun yarattığı şükrü, kahramanın sessizliğinde duyulan çığlığı, boş vermişliğin içinde duyulan azmi görüyor ve romanın ilerleyen sayfalarında bu tür betimlemelerden duyulan heyecanın kat be kat arttığını hissediyorsunuz.

Aslında her şey kahramanımızın ‘’Bir büyük konuşma hikâyesi’’ ile başlıyor ve özlü, kısa ve net anlatımlarla şekilleniyor. Kitabı elinizden bıraktığınızda kendinizle konuşurken buluyorsunuz kendinizi. Beyninizle kalbinizin kavgasına şahit oluyorsunuz sonrasında. Hayır diyorsunuz içten içe, ‘’Bu hikâye burada bitmemeli’’. Hemen ardından yazarın bir sonraki kitabının ne olduğunu araştırıyorsunuz internet sayfalarından.

Romanı okuyup bitirdiğinizde yazarın romanına ‘’Martıların Düğünü ‘’ adını verirken aslında başlangıçta, ilk satırda yaptığı gizemli zıtlığı fark ediyorsunuz. Düğün gibi olumlu bir kavramın, yazara hiç de iyi gelmeyen, uğursuzluk getiren, iyiye işaret olmayan bir şekilde yorumlandığını anlıyor ve içten içe yazara bu ketum, gizemli ve kriptolu anlatımı nedeniyle minnet duyuyorsunuz.

“Başımı kaldırıp baktım, martıların düğünü vardı. İyiye işaret değildi…”

-**-

Kaynak:
https://dadakitap.com

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.