ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Gecenin Resmi | Nebih Nafile

08.06.2019
1.477
A+
A-
Gecenin Resmi | Nebih Nafile

gecenin resmini çiz bana
içine biraz kırmızı kat
bir de gülen gözlerini
yeşersin yapraklar
sakın maviyi unutma!
kuşlar konsun dallarına ağaçların


Issızlığın vermiş olduğu o muhteşem sessizliğin tam ortasındayız. Gece yorganını çekmek üzere. Sadece doğanın vermiş olduğu o güzel koku ciğerlerimizi dolduruyor. Daha önce yazmıştım. Bir kez daha yazıyorum;Ara ara şehrin gürültüsünden kaçmak gerek. Yüreği dost sıcaklığı ile dopdolu, gönlü zengin uzman fizyoterapist sevgili İbrahim Güzelyüzdostum ile zaman zaman kendimize bir güzellik yapıyoruz. Doğa ile baş başa kalıp; dertlerimizi, sevinçlerimizi, umutlarımızı paylaşıyoruz.  İnşallah yağmur yağar diye bir dileğim olmuştu sesli sesli. Başka bir dilek mi dileseydim?Yağmurun ritmine yüreğim uyum sağlıyor ve üzüm tanelerinin ruhuma aşkla sızdığını duyumsadığım her yudumumda tonlarca yüklü bulut doğanın mucizesi ile tane tane ve hızını keserek önce yapraklara, oradan tutunduğu dallara ve sonra toprağa sızıyordu ince ince. İçinde aşk olmayan şiir yazacaktım belki ama bulutlar izin vermedi. Kulağıma fısıldayan güzel sesler pencereden içeriye giriyor ve kalbime heyecanla çarpıyordu. Gecenin resmini çizmeliydim.

haydi!
çiz bana gecenin resmini
kiremit çatılı evler kondur tuvale
saçaklarından yağmur suyu akan
bacaları tüten çocuk sesli evler…

gecenin resmini çiz bana
içine, ebemkuşağının 
tüm renklerini katarak
renkler, kelimeler, notalar 
birbirine karışsın
yan yana, üst üste
omuz omuza…

İnsan tabiatı terk edince her şey patlak verdi. Cimrilik arttı, paylaşım azaldı, hastalıklar çoğaldı. Öyle bir hale geldik ki yaşamımızın büyük bir çoğunluğunu kapalı yerlerde geçiriyoruz. Her şey doğayı terk etmekle başladı. Ağaçlar kurudu, toprak üzüldü, yeraltı suları yerini değiştirdi. Çok değil, bundan yirmi yıl önce evlerimizi hoşumuza gittiğini düşündüğümüz eşyalarla doldurduk. Her birimizin ayrı bir odası oldu. Sonradan fark ettik televizyon, bilgisayar, tabletlerin bizi bizden aldığını. Oysa kiremit çatılı evlerin, toprak kokulu duvarları öyle bir güzeldi ki, yine sonradan anladık betonarme evlerimize, yağlı boya ile havayı kestiğimiz odalarımıza, son model otomobilimize sıktığımız suni kokularla hastalık şırınga ettiğimizi… Suni ışıklar, suni sohbetler, suni yemekler… tanımadığınız kişilerle chat, smsv.s… Bir anda yüzleri, binleri bulan arkadaş listeleri beraberinde yüzlerce sorun. Neredeyse her genç sigara içiyor, cehaletin beşiği yerlerden kültürümüze sızan nargile furyası, ecnebilerin uydurduğu elektronik sigara… 

Ahhhhh ah! Ne çok özlüyorum yeşilin ardından sararan başakları tanelerinden ayırırken sapların büyükbaş hayvanlara yeme dönüşü işlemlerinde yapılan sohbetleri, verilen emeğin terini silmeyi, ekmeği bölüşmeyi ve beraberinde onlarca güzel duyguları tekrar tekrar yaşamayı.

Sürekli gelişen ve değişen dünyada birçoğumuz mutsuz. Yetişemediğimiz olaylar, alamadığımız eşyalar için üzülüyoruz. Elbette ki hepimizin yaşamaya hakkı var. Hem de en güzelinden. Spor yapmaya, gezmeye, türkü söylemeye, yüzmeye, uyumaya ve daha daha nice şeyleri yapmaya ihtiyacımız var.

haydi!
çiz bana gecenin resmini
bir de yol olsun senden bana
yol güzel, yolda olmak güzel
yazılanlar, görülenler
hayal edilenler…
varılacak yer  hele düşlerimiz ise eğer
ve yazılanlar yüreğe hitap ederse
sonuç her koşulda güzeldir

nehrin kıyısındaki 
balıkçının resmini çiz bana
çağıl çağıl akan suyun üzerine
taşlardan köprü diz usulca

bir de yüreğinin tuvaline
çiz beni …

Nebih Nafile
Defne, 21 Kasım 2018

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.