Edebiyat ve Sanat Dünyasından Kısa Duyurular
KERİM ÖZBEKLER / GAZETECİ-YAZAR-ŞAİR
ORTAHİSAR BELEDİYESİ;CUMHURİYET-ÇANAKKALE ZAFERİ-15 TEMMUZ DESTANI-TRABZON KONUSUNDA ŞİİR YARIŞMASI DÜZENLEDİ, BİRİNCİYE 5.000. İKİNCİYE 3.000, ÜÇÜNCÜYE 2.000 TL. PARA ÖDÜLÜ VERİLECEK.(SON KATILIM TARİHİ.31 ARALIK 2020 PERŞEMBE)…
YARIŞMANIN KONUSU;
Cumhuriyet-Çanakkale Zafer-15 Temmuz Destanı-Trabzon.
ŞİİR YAZMA YARIŞMASI ŞARTLARI;
-Yarışmaya isteyen herkes katılabilir.
-Yarışmacılar eserlerin kendilerine ait olduğunu tarafımızca hazırlanan belgeye imza atarak beyan etmeleri gerekmektedir.
-Her yarışmacı, en fazla 4 konu başlığına ait birer eserle yarışmaya katılabilecek. A4 kağıdına 18 dizeyi geçmeyecek şekilde (en fazla beş dörtlük) yazılacak şiirin alt kısmına adını, soyadını ve imzasını atması gerekmektedir.
-Konu Başlıkları: Cumhuriyet, Çanakkale Zafer, 15 Temmuz Destanı, Trabzon
-Yarışmaya katılan eserler, hiçbir yayın kuruluşunda yayınlatılmamış olması gerekmektedir.
-Her konu başlığında dereceye giren ilk 3 eser ve mansiyon alan 3 eserin yayın ve telif hakları Ortahisar Belediyesi’ne ve TRT’ye aittir.
Başvuruların şahsen yapılması tercihimizdir. Posta ve kargo yolu ile de başvuru yapılabilir. Kargo ile yapılan başvurulardaki aksaklıklardan sorumlu değiliz.
ÖDÜLLER; Birinciye 5.000 TL. İkinciye 3.000 TL. Üçüncüye 2.000 TL. 4.5.6. Mansiyon ödülleri 1.000 TL.
İLETİŞİM: Ortahisar Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Pazarkapı Mahallesi, Kahramanmaraş Caddesi, No.104 Ortahisar-Trabzon Tel.+90 462 233 61 00 E Posta.trabzonortahisar@trabzonortahisar.bel.tr
****
ELBİSTAN BELEDİYESİ ”ELBİSTAN KONULU” ŞİİR YARIŞMASI DÜZENLEDİ, BİRİNCİYE TAM. İKİNCİYE YARIM, ÜÇÜNCÜYE ÇEYREK ALTIN ÖDÜL OLARAK VERİLECEK.(SON KATILIM TARİHİ.15 OCAK 2021)
-Yarışmanın konusu Elbistan’dır.
-İsteyen herkes yarışmaya iştirak edebilir.
-Yarışmada biçim ve ölçü sınırlandırması yoktur. Yarışmacı istediği biçimi tercih edebilir. Şiirler hece ölçüsü ve serbest şiir kategorisinde ayrı ayrı değerlendirilecektir.
-Her yarışmacı, yarışmaya en fazla iki şiirle katılabilir.
-Yarışmaya katılan şiir daha önce herhangi bir yerde yayımlanmamış ve ödül almamış olacaktır.
-Yarışmacılar, ekte yer alan katılım formunu doldurarak şiirle birlikte e-mail ortamında göndereceklerdir.
-Yarışmacılar, gönderecekleri şiirin sağ üst köşesine rumuz (takma isim) yazacaklar. Ekteki başvuru formunu eksiksiz bir şekilde doldurduktan sonra şiirlerini ve başvuru formunu şiir@elbistan.bel.tr adresine göndereceklerdir.
-Şiirler Times New Roman yazı karakteriyle, bilgisayar ortamında, A-4 kâğıdına, 12 puntoyla ve 1,5 satır aralığında yazılacaktır.
-Gönderilen şiirlerin uzunluğu 50 satırı aşmamalıdır. Daha uzun şiirler değerlendirme dışı bırakılacaktır.
-Şiirler 15 Ocak 2021 tarihi saat 17.00’a kadar şiir@elbistan.bel.tr e-posta adresine gönderilecektir.
-Yarışmaya katılan şiirler eser sahibine iade edilmeyecektir. Eserlerden uygun görülenler, herhangi bir telif hakkı iznine gerek kalmaksızın bir kitapta toplanabilecek, dergi, gazete veya web sayfasında yayımlanabilecektir.
-Şiirlerin değerlendirilmesinde şiirin özgünlüğü, imge ve çağrışım değeri, ahenk değeri, içerik-biçim uyumu, kelime seçimi göz önünde bulundurulacaktır.
-Yarışmaya katılan şiirlerden uygun bulunanlar bir araya getirilerek antoloji türünde kitaplaştırılacaktır.
-Gönderilen şiirler şair ve yazarlar Mehmet Taş, Mehmet Gözükara, Mahir Başpınar ve Akif Dut’tan oluşturulan seçici kurul tarafından değerlendirilecektir.
ÖDÜLLER;
Birincilik Ödülü: 1 Tam Altın + Plaket
İkincilik Ödülü: 1 Yarım Altın + Plaket
Üçüncülük Ödülü: 1 Çeyrek Altın + Plaket
İLETİŞİM;
T.C.Kahramanmaraş Elbistan Belediyesi
Köprübaşı Mahallesi, Cumhuriyet Meydanı No:1
46300 Elbistan-Kahramanmaraş
Tel.0-344-4151000
Faks.0-344-4151008
*****
Lütfen şiir-hikaye-deneme v.s. gibi çalışmalarınızı,
akalemlerdergisi@gmail.com e posta adresimize gönderiniz.
Diğer konularda, buradan mesajla bizimle irtibata geçebilirsiniz.
*****
2014 yılından bu yana yayın hayatına devam eden Merdiven Altı, 6. yıl anısına fanzin çıkarma kararı verdi.
Fanzin, yine Merdiven Altı’nın ilkeleri doğrultusunda sadece edebiyata yönelik ve fanzin ruhuna yakışır şekilde maddi amaçlar gütmeden çıkacak. Belirsiz zamanlarda devamının da geleceği düşünülen fanzin için 8 Ocak 2021 tarihine kadar öykü-deneme-anı- gezi yazısı-şiir-çizim vb. çalışmalarınızı merdivenalti.iletisim@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
*****
Merhaba, Arkadaşlar
13. kitabım, 1960-80 yılları arası Bursa çalışmamın ikinci bölümü Altıparmak-Muradiye-Çekirge Arasında Nostaljik Bir Gezinti çalışmam Alp Dağıtım yayınları tarafından basıldı. Çocukluğumuzun, gençliğimizin Bursa’sı maalesef tanınmayacak kadar değişti. Gelecek kuşaklara “Benim Bursa’mı” anlatmak istedim. Kitabımı, çevrenize duyurmanızı dilerim.
Bu çalışmam da, Bursa’nın ana arterinden Altıparmak-Çekirge arasındaki değişimi yazdım. Kitabımı, Alp Dağıtımdan temin edebilirsiniz.
Alp Dağıtım Yayınları
Alacamescit Mahallesi, Tek Sokak, No.12
Heykel-Osmangazi-Bursa
Tel.0-224-2230119
EKREM HAYRİ PEKER (YAZAR) BURSA
E Posta.ekremhayrpeker@gmail.com
****
KİTAP MI YAZDINIZ ?
Platanus Kitap
Nato Yolu Caddesi, Fahri Korutürk Mahallesi, No.157/B
06480 Mamak-Ankara
Tel.0-312-3901118 veya 0-535-986986
E Posta.platanuskitap@gmail.com
*****
Mehmet Pehlivanoğlu
Sarıyer Postası Gazetesi
Sarıyer Merkez Mahallesi, Yar Sokak, No.2, 34450 Sarıyer-İstanbul
Tel.0-212-2712646 veya 0-507-2458281
E Postalar;
leventp@sariyerposta.com
Genel Yayın Yönetmeni; Levent Pehlivanoğlu
*****
Merhaba Kerim Özbekler,
Duyurularınız için gönülden teşekkür ederim, yaptığınız bu iş gerçekten çok önemli. İyi çalışmalar, sağlıklı günler dilerim. (21 Aralık 2020 Pazartesi-17.26)
Ulviye Alpay (Yazar) İstanbul
******
BUGÜNKÜ TÜRKİYE GERÇEĞİ…
Sorsan, 2 tane padişah ismi sayamaz,
“Osmanlı torunuyuz” diye kendini yırtar..!!
Konuştursan, “şehitler ölmez vatan bölünmez,
Bedelli askerlik için kredi çeker..!!
Sorsan, Irmağının akışına ölürüm Türkiye’m,
Irmakları gölleri kurutulur sesi çıkmaz..!!
Sorsan, iki sure okuyamaz,
ama müslümanlığı kimseye bırakmaz..!!
Kuran’ı ezbere bilmekle övünür,
İçinde ne yazdığını bilmez..!!
Konuştursan, namus abidesi kesilir,
Kuran kurslarında çocuklara tecavüz eder..!!
Anlattırsan, tarih yazar
iki savaş ismi sayamaz..!!
Sorsan, kendinden dindar kimse yoktur,
Cumadan başka namaz kılmaz.
Anlatsa, kendinden ahlaklısı yoktur,
100 liraya oyunu satar..!!
Ezana saygısı sonsuzdur,
Namaza bile gitmez..!!
Sorsan, Kuran’da her şey yazıyor sanır,
bir kere açıp okumamıştır..!!
Sorsan, “komşusu aç yatan bizden değildir”
Komşusu açlıktan ölür haberi olmaz..!!
Sorsan, “kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikin” der
Bir ot dikmişliği yoktur..!!
Sorsan, her derde deva duası vardır,
Başı ağrısa hastaneden çıkmaz..!!
Sorsan, herkes alim, herkes fikir sahibi..!!
İki kitap ismi sayamaz..!!
Kim mi bunlar;
Arkadaşın, Komşun, Eşini Dostun, Akraban..
Her yerdeler..!!
Onları bazen giyimlerinden, Bazen bıyıklarından,
Konuşmalarından veya hareketlerinden tanıyabilirsiniz..!!
Sorsan, Türkiye cennet,
Ama bir fidan dikmişliği yoktur..
Kim mi;
Etrafınıza bakın, onları rahatça görebilirsiniz..!!
SAFFET NAYİR (E.ÖĞRETMEN VE YAZAR) BALIKESİR
******
KAYIP YIL: SALGIN VE ÇARESİZLİĞİMİZ…
RIFAT MERTOĞLU
Sezen Aksu’nun bir şarkısı var, hatırlayanlar olacaktır. “Şimdi bana, kaybolan yıllarımı verseler,” diye başlıyor. Yeniden dinledim şarkıyı ve kaybolan, ömrümüzden giden yılların geri gelmeyeceğini, kimsenin onları bize geri vermeyeceğini bir kez daha anladım. Giden her gün ömrümüzden kopan yapraklardır, düşer toprağa, bir rüzgârla savrulur, kaybolur.
2020 yılı benim için kayıp bir yıl oldu. Sanırım, herkes için öyle oldu. Korona denilen virüs sardı dünyayı, toplumlar, bilim insanları, dünya liderleri, işçiler, köylüler, şehirliler, herkes çaresiz bir halde bu iletin yayılmasını izledi.
Bilimin çok ilerlediğini, her şeyin üstesinden geldiğini sanan benim gibiler yanıldıklarını anladılar. Doğanın sürprizleri karşısında bilimin de bocaladığını gördüler.
Virüs hızla yayılırken, bir yandan kendimizi korumaya çalıştık, bir yandan da salgına yenik düşüp gözlerimizin önünde ölen yakınlarımıza, dostlarımıza, arkadaşlarımıza yandık çaresizce. Gözle görülmeyen, kokusu, sesi olmayan bir düşman insanlığa, medeniyetimize, tüm güçlerimize meydan okuyordu. İnsanlık çaresizdi.
Herkes gücü, bilgisi oranında bu yeni düşmanla mücadele etmeye başladı. Devletlerin aldığı önlemler bir yana, bireysel olarak da kendi önlemlerimizi almaya gayret ettik, ediyoruz. Ben Koronaya 2020 yılı Mart ayında yakalandım. Ülkemize yeni gelmeye başladığı günlerde. Tam 15 gün mücadele ettim onunla. Bitkin düştüm, acı çektim, günlerce uyudum, ağrılarla boğuştum ama pes etmedim. Yememe içmeme dikkat ettim, midem bulanmasına rağmen gözlerimi kapatıp lokmaları çiğnedim, sürekli C vitamini takviyesi aldım, odamı havalandırdım, egzersiz yaptım, halsiz düştüm, dinlendim sonunda yendim onu. Benim gibi milyonlarca insan yendi onu. Bazıları, özellikle kronik hastalığı olanlar maalesef yenik düştü.
Dedim ya; 2020 yılı kayıp bir yıl oldu benim için. Yakınlarımı, dostlarımı kaybettim, taziyelerine gidemedim, sevenlerinin yanında olamadım, acılarını yüreğimde hissettim ama sıcak bir sarılışla kederlerini paylaşamadım. Hastalananlar oldu, günlerce hastanelerde ölümle yaşam arasında gidip geldiler, yanlarına gidip bir ‘geçmiş olsun’ bile diyemedim. Kimseyi telefonla aramak da gelmedi içimden. Çok sevdiğim bir abim, yirmi gün arayla benim de yakından tanıdığım iki oğlunu kaybetti, ona telefon edecek cesareti bulamadım kendimde. Taziyelerine gidemediğim akrabalarımın çoğu darıldı bana. Kendi yalnızlığıma çekildim, insanlığımdan utandım, psikolojim büyük yara aldı. Bu kayıp yılda herkes kendi derdine düştü. Kimse bilmedi kimsenin hikâyesini, herkes acısını tek başına çekti. Tek başına… Korona insana özgü birçok alışkanlığa, birçok duyguya pranga taktı.
Salgına yakalanan bir yakınıma telefon açtım, ‘Balkona çık, uzaktan da olsa seni göreyim,’ dedim. Çıktı, gördüm, el salladım ‘umutsuzluğa kapılma, dik dur’ dedim. Ayrıldıktan sonra oturup ağlamış. Sonra vazgeçtim uzaktan görmeleri de iptal ettim. Biliyorum birçok insan hasta anne babasını, yakınını uzaktan görmek istiyor, yanlarına sokulamıyor çünkü tehlikeli, kendisi de yakalanabilir. Çoğu insan benim gibi uzaktan hal hatır sordu, el salladı. Tedirgin, kırılgan, yıkıcı günler geçirdik.
Zor bir yıl oldu 2020, kayıp bir yıl oldu, kayıpların yılı oldu.
Benim için de öyle oldu. Eve kapanınca belki daha fazla yazarım diye düşündüm, yarım kalan iki romanım vardı, onları bitirmeyi umut ettim. Yazamadım. Kafamdaki tedirginlik, yüreğimdeki acılarla kalem oynatamadım. Doğru dürüst okuyamadım da. Hiçbir tat alamadım kitaplardan, ilk defa yaşlandığımı, ilk defa ölüme yaklaştığımı düşünmeye başladım. Dünyanın boş bir yer olduğuna ilk defa kanaat getirdim. Dünya tek hücreli bir virüs karşısında çaresizdi. Bilim insanları çırpınıyordu ama ellerinden bir şey gelmiyordu. Geleceğe dair umutlar da kararıyordu. ‘Gelecek yaz şöyle yapacağım’ dediğimde, yanımdaki ‘tabi o zamana kadar hayatta kalırsak,’ diyordu.
İnsanlar evlerine ekmek götüremez oldular, işsiz kaldılar, yoksullaştılar. İşyeri olan milyonlarca kişi ekmek kapısını kapatmak zorunda kaldı. Kirasını veremedi, çarkını döndüremedi. Kimi dinlesen dert yanıyor, kime sorsan 2020 yılı bitsin istiyordu. Salgın, aniden felç etmişti yaşamı, dindarı, muhafazakârı, materyalisti, ateisti aynı gemideydi ve aynı çaresizlikle izliyordu gidişatı.
Elbet bugünler de bitecekti!
Tarihi bilgilerimizden biliyorduk bunu, dünya daha önce defalarca benzer olaylara şahitlik etmişti. Korona salgınına benzerlik gösteren 1918 yılındaki İspanyol Gribi salgınını biliyorduk, salgının iki yıl sürdüğünü ve elli milyona yakın insanın ölümüne neden olduğunu da. Ama bitmişti işte! Sadece o mu? Daha gerilere gidelim, dünyanın, insanlığın başına bela olan, kitlesel ölümlere yol açan belli başlı salgınlara bakalım birlikte.
Galen Salgını: MS 165 yılında Roma İmparatorluğunda yayılan bir veba salgınıdır. İmparatorluk nüfusunun yüzde 30’nu kaybetmiştir.
Jüstinyen Vebası: Avrupa’da başlamıştır, sonra Mısır’a, Filistin’e, Suriye’ye, Anadolu’ya yayılmıştır. Günde binlerce insanın ölümüne yol açan salgın zamanla kendiliğinden yok olmuştur.
Kara Veba: 1346 yılında görülmeye başladı, 200 milyona yakın insan öldü, Avrupa nüfusu yüzde 60 oranında azaldı.
Suçiçeği Salgını: Avrupa’nın üçte birini öldüren bir salgındır, daha sonra Amerika yerlilerine bulaşmıştır. Milyonlarca insan öldü, yerli nüfusun yüzde 90’nı yok oldu.
Cocoliztli Salgınları: 16. Yüzyılda Meksika’da görüldü, 15 milyona yakın insan öldü.
Kolera Salgını: 1852 yılında yayılan salgın en ölümcül olanıydı. Kirli içme sularından bulaşıyordu. Salgın en çok Hindistan’da yayıldı, buradaki Ganj Nehri salgının başlıca sebebiydi. Daha sonra salgın Afganistan ve Rusya’ya yayıldı, oradan da Avrupa, Afrika ve Amerika’ya ulaştı. Milyonlarca insan öldü. Bu salgınla birlikte içme suyunun arıtılması ve kaynatılması gündeme geldi.
Üçüncü Veba Salgını: 1855’te Çin’de başladı ve dünyaya yayıldı. 4 yıl sürdü, sadece Çin ve Hindistan’da 12 milyon insan öldü.
Tifüs Salgını: 1914’te Birinci Dünya Savaşı sırasında başladı, bitlerin taşıdığı bakterilerle yayıldı. Milyonlarca insan hayatını kaybetti.
Asya Gribi Salgını: 1957 yılında Çin’de başladı, 4 milyona yakın insan öldü.
HIV Virüsü: Maymunlardan insana geçti, son otuz yılda 36 milyon insanın hayatına mal oldu. Kesin bir tedavisi bulunmamıştır.
İnsanlığı zaman zaman yoklayan ve büyük yıkımlara yol açan salgınlara bakıldığında, birkaç yıl içinde ya kendiliğinden ya da aşı ve tedavi yoluyla yok oldukları görülmektedir. Bu nedenle elbet bugünler de geçecektir, diyorum. Korona virüsü de bir şekilde yeryüzünden silinecek, tarihin tozlu raflarındaki yerini alacaktır. Her salgının derin izleri kalmakta, her salgın insanlık medeniyetinde yaralar açmaktadır.
2020 yılı benim için kayıp bir yıl oldu
Mutsuzum, acılıyım, çaresizim ama umutluyum. 2021 yılı daha güzel olacak bundan eminim. Dilerim yeni yıl, yeni umutlarla gelir. Daha mutlu, daha neşeli, daha üretken insanların olduğu, sevginin, kucaklaşmanın, paylaşmanın gerçekleşeceği bir yıl olması umuduyla. Yeni yılınızı kutluyorum. (GÜNEYDOĞU EKSPRES GAZETESİ’NDE Kİ BU HAFTA Kİ YAZIM)
******
*****
KİM NE DEDİ ?
Yanılgı insanlar içindir, ancak silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, fazlaca yanlış yapıyorsunuz demektir. (James J. Jenkins)
Düşmanlarını bilmeyenler, onlara karşı önlem almayanlar. Dünya ve ahiret sıkıntılarından, asla kurtulamazlar. (Abdullah Uyar)
Yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir. (F.Nietzsche)
İz bırakanlarla, senin aranda basit bir fark var. Onlar, ömür boyu gayret ediyorlar, Sen, ömür boyu hayret ediyorsun. (Mehmet Akif Ersoy)
Şiddet, beceriksizlerin baş vurduğu son çaredir. (İsaac Asimov)
******