ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Ben bir fotoğrafın rüyasıyım / Gökhan Barış Pekşen

08.10.2018
1.288
A+
A-
Ben bir fotoğrafın rüyasıyım / Gökhan Barış Pekşen

Kimsenin merdiven çıkarken gökyüzüne bakmayacağı yerde, salıncak kurdum bu gece…

Ben bir fotoğrafın rüyasıyım,
Peki ya sen ?

Saçların beyazlamıştı, benlerin bedeninde affedemeyeceğim günahlar biriktirmişti,
kimin parmak izleri bunlar?

Sen, ototrof bi’ tanrı olmaktansa
riyakar bir kul olmayı seçtin Zephyri ..

İnsan kendini ayırmış dinle,
dille ve renkle
Lütuf mu yoksa ceza mı?

Kapat gözlerini,
sen kimsin Zephyri?

Elmacık kemiklerime kimse dokunmadığı için Havva’dan nefret ettim..
Yılana da kızamazsın..
O da sonuçta bir elma..

Gittin;
senin için kurduğum cümlelerden,
beni unutan sesimden,
tenimden,
şarkılardan,
eylül’den …

Kalktım;
kendime sahip çıktım ..
Çeşitlenerek çoğalan ruhumu diri ateşlere attım ..

Alışmak değildi bu,
gövdemde ki ürpertiyi artık hissetmedim ..

Kimsin sen Zephyri?
Seni hayatta tutmayı denedim ama olmadı ..

Dudaklarımda bir kadın nefesi,
Goethe ve Wittgenstein aşkla öpüşüyor gibi..
Sonra ilkokul sıraları kadar kimse sığamıyor içime,
kimse tanıdık gelmiyor,
kimse içimde ki o yaralı hayvanı göremiyor ..

Ağlayacak gibi olduğumda birine mektup yazıp,
onun hayatımdan çıkmasını bekliyorum ..

Japon balığıma bu kadar yüklendiğimi bilmiyordum bu gece..
Sanırım bu ev,
bu oda beni katlediyor,
neden buradayım ki!

Kimsenin merdiven çıkarken gökyüzüne bakmayacağı yerde, salıncak kurdum bu gece ..
Sallanmayan ve sadece bakıp,
kendinizi sorgulayacağınız,
hala bir başkasını suçlarken,
göğüs aranızdaki terlemeyi,
eski bir aşk hikayesindeki gözlüklü kadınlara mı bağlayacaktım?
Schopenhauer derki; uzağı göremeyen gözlüklü biri ile sevişmediyseniz, hala doğanızı ve göz bebeklerinizi katlediyorsunuz demektir..

Sanırım yaşlandığı için pencereyi açık unuttu..

05:42
Bar taburesinde yazdıklarımı okuyordum,
arada kendi yansımamı izliyordum aynada ve girip çıkanların hikayelerini attığı adımlarla adlandırmaya çalışıyordum Hank’in yerinde..

Susarak dinliyordu beni oturduğu yerden
bir Tecilla daha söyledi,
bir kaç buz parçası daha..
Masanın üzerinde duran kadehini alıp önümdeki tabureye oturdu,
ana rahmine batırılmış o yüzündeki ifadeyle susarak devam etti dinlemeye beni..
Yüzündeki saklı o ucuz otel odalarının pis kokuları siniyordu üzerime,
gözlerinin altındaki çizgilere bakarak,
silinmiyor dimi her şey dedim!

Tırnaklarının arasında kalan tuz parçalarını yalamadan diliyle barmene seslendi,
hey hank
bir tecilla daha ..
Hank yüzünde acı bir tebessümle gözlerine baktı kadının, mutsuzluğun içindeki insan profili sen olamazsın Adorlee..
Mutlu olanlarda hastanelere,
tımarhanelere düşüyor Hank, siktir et şimdi öğüt vermeyi şişemi getir sadece..
Hank elindeki tecilla şişesini sertçe Adorlee’nin önündeki bar masasını vurup sırtını dönüp uzaklaştı..

Yüzüne baktım uzunca Adorlee’nin,
ve ellerine..

Elleri soğuk ve çelimsiz bir kentin kimsesiz çocukları gibi yetim kalıyordu bar masasının üzerinde..

Başını hafifçe yukarıya çevirerek Tanrı’ya seslendi sessizce,
ve ardından sustum..
Dili kopartılmış bir köle gibi titriyordu karşımda..

Ve o an,
kop koyu bir hâl aldı burası –
ben çoktan unuttum..

Çıkış kapısına ördüğü kırmızı tuğlaların kana bastırılmış rengiydi bu..

Hank çok geçmeden anlamıştı ayrılığı,
ben zaten doğruları fısıldamıştım ruhuna..

Adorlee ayağa kalkıp sallanan bedenini oturmakta olduğum bar taburesindeki sırtıma yasladı sırtını, kafasını hafifçe yüzüme çevirip –
“Gökte ay dolunay bu gece,
V numaralı tabletin getirdiği yol (yeryüzünde cehennem) diye fısıldadı kulağıma kısık bir ses tonuyla..
Ve ben,
bu dünyadan göçtüğümde
halâ aynı güneş parlıyor olacak dedi,
gökyüzünde..

Barın çıkış kapısına doğru ilerlerken ansızın yüzünü bize dönüp,
anladım sizi dostlarım –
dar alanlarda sıkışmadan geniş alanlarda gezinmeye benziyor mutluluk, dedi Adorlee
Ve yüzünü tekrardan barın çıkış kapısına dönüp kendi yalnızlığına doğru emin adımlarla yürüdü..

Herkesin çoğu zaman sustuğu yer
ağıt yakılan yerdir Hank,
ya ölüler vardır ya da çoktan bitmiş bir hikaye..
Kalbimi söküp alan demir doğramacısı gibi, içeriden sert çekiç sesleri geldikçe güzel bir şey başlayacak sanıyordum..

07:50
Bay Regl’nin hikayesini öğrenmek istediğiniz için,
yaşamımdan bir yılımı vermemi istediniz bu şiirde..
Ve bende,
önce kendimden başlayarak kandırıyorum herkesi..
Ve şimdi önümdek duran o duygusuz soğuk taş duvara kafamı vurmalıyım ki dağılsın tüm harfler ateşe,
hadi yakalım şimdi herkesi bu büyük pazarda Zephyri ..

..
.

Bir bomba patladı içimde ve öldü tüm fotoğraflar,
insanlar ..
Ben bildiğimi sanırken, Tanrılar tarafından gönderilmiş bir acıya eşlik eden uzun süreli aşk kaybetti ruhumda bu sabah..

24:59
Bir mezar bekçisi gibi beklediğim için hep hayatı kaçıracağımı biliyordum ..
En son neye güldün diye sorduğunuzda,
bilyeleri ile gömülen bir çocuğa bakarken dedim..

– Gökhan Barış Pekşen
– Kuşkusuz hepimiz birbirimizin üzerine gömülüyoruz
– 29092018

Administrator
Administrator
Editörden Yazı Atölyesi, Çağdaş Türk ve Dünya Edebiyatı’nı merkezine alan bir Websitesidir. Yazı Atölyesi’ni kurarken, okurlarımızı günümüzün nitelikli edebi eserleriyle tanıtmayı ve tanıştırmayı hedefledik. Yazarlarımız, Yazı Atölyesi’nde, edebiyat, sanat, tarih, resim, müzik vb. pek çok farklı alandan bizlere değer katacağını düşünüyoruz. Bu amaçla, sizlerden gelen, öykü, hikaye, şiir, makale, kitap değerlendirmeleri, tanıtımı ve film tanıtım yazıları, anı ve edebiyata ilişkin eleştiri yazılarla, eserlerinize yer veriyoruz. Böylelikle kitaplarınızla eserlerinizin yer aldığı Yazı Atölyesi’nde, dünya çağdaş edebiyatı ile sanatın pek çok farklı alanında değer katacağına inanıyoruz. Yazı Atölyesi kültür sanatın, hayatın pek çok alanını kapsayan nitelikli edebiyat içerikli haber sunar. Bu nedenle başka kaynaklardan alınan, toplanan, bir araya getirilen bilgileri ve içerikleri kaynak belirtilmeksizin yayına sunmaz. Türkçenin saygınlığını korumak amacıyla ayrıca Türk Dil Kurumu Sözlüğünde önerilen yazım kuralları doğrultusunda, yayınladığı yazılarda özellikle yazım ve imla kurallarına önem verilmektedir. Yazı Atölyesi, üyeleri ve kullanıcılarıyla birlikte interaktif bir ortamda haticepekoz@hotmail.com + yaziatolyesi2015@gmail.com mail üzerinden iletişim içinde olan, bu amaç doğrultusunda belirli yayın ilkesini benimsemiş, sosyal, bağımsız, edebiyat ağırlıklı bir dijital içerik platformudur. Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Katkılarınızdan dolayı teşekkür ederiz. http://yaziatolyesi.com/ Editör: Hatice Elveren Peköz Email: yaziatolyesi2016@gmail.com haticepekoz@hotmail.com GSM: 0535 311 3782 -------*****-------
YAZARA AİT TÜM YAZILAR
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.