Atman / Nilüfer Bekçi

                                                                                4 Ocak 2019

Geçen hafta arkadaşımla sinemaya gidelim dedik. Filimlere şöyle bir baktık. En iyisi “Bizim İçin Şampiyon” gibi geldi. Buna girelim bari dedik. İyi de etmişiz. Mükemmel bir filmdi. Üstelik gerçek bir hikaye. Türkiye’de bunlar olurken biz neredeymişiz neden haberimiz yok dedik. Baktık tarihlere, çocuk büyütüyormuşuz. Tabii  at yarışlarıyla ilgimiz de yok… Türkiye’de spor denince akla sadece futbol geldiği için, tarihte ilk defa bir Türk atının enternasyonal bir yarışı kazanması ana gazetenin ilk sayfasında filan haber olmadı herhalde. Filmin konusunu Yılmaz Özdil yazısında detaylı olarak anlattı zaten ben ona girmeyeceğim. Yalnız beni filmde en çok etkileyen iki noktadan bahsedeceğim.

Birincisi filme konu olan şampiyon at Bol Pilot’ın sahibi Özdemir Atman’ın kişiliği. Son derece güçlü bir kişilik, Fikret Kuşkan da bunu üstün oyunculuk yeteneği ile çok güzel yansıtmış. Kaliteli bir insan… Bunu söylerken mal varlığından, sürdürdüğü üst düzey yaşamdan söz etmiyorum. İyi insan nasıl olur denince sayabileceğiniz bütün özellikleri üzerinde taşımasından söz ediyorum.

Kızlarına, eşine, çalışanlarına, jokeyine davranış biçimi, olaylara verdiği tepkiler, hayvan sevgisi, her hayvanı bir birey gibi görmesi, saygısı, daha pek çok özellik onu mükemmel bir insan yapıyor. Üzerinden hiç çıkarmadığı Atatürk rozeti, kendisinin ve ailesinin koşulardaki şıklığı filmde çok ince bir şekilde vurgulanmış. Ne kadar anlayışlı, sevgiye saygılı, açık fikirli bir insan ki, kızının jokeyi ile evlenmesine izin veriyor. Aradaki sosyal statü ve ekonomik farkı hiç önemsemiyor.

Aile zaten köklü bir aile… Babası Ahmet Atman Kuleli Askeri Okulu’nu bitirdikten ve İstiklal Savaşı’nda savaştıktan sonra Mareşal Fevzi Çakmak’ın yaverliğine kadar yükselmiş bir insan. Atman soyadı, atçılığın geliştirilmesi isteği üzerine bu işe gönül veriyor ve İngiliz Atı ve Sahipleri Derneği’ni kuruyor. Atlara olan ilgisi nedeniyle Atman soyadını alıyor. Kızı Esin Atman Türkiye Jokey Kulübünden aldığı lisansla centilmen koşularında koşan ilk kadın jokey.

Oğlu Özdemir Atman’ın ise başlangıçta atlarla pek ilgisi yok. İçten içe korkuyor. Babası doğm gününde bir Arap kısrağı hediye edince bisiklet olsaydı diye kızıyor. Ama bir gün babası onu bir atın üzerine oturtup kırbacını şaklatıyor ve ne olduysa o gün oluyor, Özdemir bir daha atlardan hayatı boyunca kopmuyor. Hatta anatomik yapılarını daha iyi öğrenebilmek için veterinerlik fakültesinde dersleri ve ameliyatları izliyor. Yani yaptığı işi tam yapan, hakkını veren bir insan. İki kez Türkiye Jokey Kulübü başkanı seçilmiş.

 İkinci nokta da Bold Pilot’la koşan jokey Halis Karataş’ın, yani Özdemir Atman’ın kızı Begüm’ün eşinin azim ve kararlılığı. Bu hem Bold Pilot’ı uysallaştırırken, hem yarışlarda ama en çok da ilk görüşte aşık olduğu Begüm’ün umutsuz bir kanser hastalığı olduğunu öğrendiğinde ortaya çıkıyor. Israrla ve inatla, artık mücadeleyi bırakmış olan Begüm’ün hayata tutunması için çabalıyor. Yarışlara onun için giriyor, onu için kazanıyor. Şampiyon olmak, bir gün kaybedeceğini bile bile koşmaya devam etmektir” diyor.  Gazi Koşusu’nu kazanıyor. Rekor kırıyor. Begüm mücadeleyi kabul ediyor. Tedaviye başlıyor.Ama vücudu tedaviye yanıt vermiyor. Ümitler tükendiği anda Halis girdiği ilk enternasyonal koşuda Bold Pilot’la şampiyon oluyor, Begüm’e sıra sende diyor.  Begüm hastalığının bir gün tekrar nüksedeceğini bile bile Amerika’ya gidip çok ağır bir tedavi sürecinden geçiyor. Günün birinde tekrar hastalanıp hayatını kaybediyor Begüm. Ama aradan geçen süre onlara mutlu bir evlilik ve iki çocuk vermiş. Halis Karataş Gazi Koşusu’nda 6. Kez şampiyon olarak rekor kırdığı gün parmağından hiç çıkarmadığı alyansını öpüp elini gökyüzüne uzatıyor ve başarısını eşine armağan ediyor.

Özdemir Atman’ın ve babası Ahmet Atman’ın hatıralarını saygı ile anıyor ve filmi mutlaka bizlemenizi tavsiye ediyorum…