ALTIN
DOLAR
EURO
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Hatay °C

Ankara’da Bir Gün | Bekir Yıldız

27.11.2019
1.435
A+
A-
Ankara’da Bir Gün | Bekir Yıldız

Ankara’nın ilk karı düştü düşecek, havada toz gibi uçuşuyorlar. Soğuğun dini imanı kalmamış, çarkına okuyor milletin. Ama kahverengi bir yaprak örtüsü kaplamış ki sokakları, tövbeye getirir adamı. Ağzımda Mahsuni Şerif’in “Ey Arapça okuyanlar Allah Türkçe bilmiyor mu?” türküsü… Bayındır sokağa gelinceye kadar bu türküyü söyledim sonra “Hasta La Victoria Siempre”… Ama içimden söylüyorum o soğukta amcalarla hır gür çekilecek şey değil.

Elimde not defterleri ile dalıyorum müdavimi olduğum meyhaneye. Kayserili genç bir işletmeci olan kardeşim aksi bir sırıtma ile karşılıyor. Sormadan doldurup getiriyor tepsiyi. 20’lik yaş üzüm, ege ezmesi, bir topik, az pilaki… Sevdiğim parçalardan başlıyor çalmaya. “Akşam olur mektuplar hasretlik söyler Zagrep radyosunda lili marlen türküsü…”
Not defterlerimi, fotoğraflarımı ve gazete kupürlerimi masaya sermişim. Ankara’nın eski meyhane ve eğlence yerlerini araştırıp şimdiki yerlerinde neler var diye fotoğraflarını çekmişim. Dönemin en büyük yazar, şair ve devlet adamlarını ağırlamış tarihi mekânlara ait bir araştırma. İçlerinde neler var neler. Men-i Müskirat Kanunu, yani sarhoşluk veren maddelerin yasaklandığı, 1920 yılında çıkan kanun döneminde bile el altından içki satan Kuyulu Kahve, Efe Haydar’ın Yeri, Babo’nun Meyhanesi… Atatürk’ün Türkiye’ye davet ettiği Rus Karpiç’in kendi adını taşıyan Karpiç Lokantası… Konsomatrisleriyle ünlü Elhamra, Turkuvaz, Tabarin Gazinoları… Süreyya ve Bomonti pavyonları… Sabahattin Ali’nin uğrak yeri; Merkez Lokantası… Muazzez Abacı, Gönül Yazar, Zeki Müren’in sahne aldığı Esenpark Gazinosu… Yahya Kemal’in müdavimi olduğu Ankara Gar Gazinosu… Orhan Veli’nin Ankara Lisesinden arkadaşı Şinasi Baray’ın ahırdan meyhaneye çevirdiği, dönemin ünlü şairleri Melih Cevdet, Oktay Rıfat’ın müdavimi olduğu meşhur Üç Nal Lokantası… Biracıların boş bırakmadığı Çiftlik Bira Bahçesi… Baloları ile ünlü Ankara Palas… Kaliteli şarapların içildiği Hacettepeli Deli Mehmet’in Meyhanesi… Kabadayıların düşük omuzla fink attığı Ulus barları… Fasıl severlerin Ankara radyosundan tanıdıkları Naci Tekel’in Tektel Saz Salonu ve daha birçoğu…

İlgiyle not defterlerimi karıştırırken mekânın sahibi genç kardeşim “benim de bir not defterim var” diye sırıtarak yanıma geldi. “Babam bana aldığını verdiğini her zaman not et, sakın hakkını yemelerine izin verme, kimseye güvenme diye tembih etmişti. O günden sonra her şeyi not etmeye başladım, kimseye de güvenmiyorum” diyerek bir defter getirip yanıma oturdu. Defteri açıp yazılanları okudum. Komiser emeklisi Hami amcadan bir bira parası fazla aldım, turiste para üstünü eksik verdim, hanıma yalan, hanıma yalan, manav haftalık sebze meyveleri tartarken erik çaldım, hanıma yalan vs. vs. vs… Ne halt ettiysen not etmişsin kardeş bu nedir böyle deyince “ Ölünce amelimle karşılaştıracağım fazla yazarlar diye korkuyorum” demesin mi…

 23.10.2019

Bekir Yıldız
BİR YORUM YAZIN
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.